- 24.03.2013 00:00
Akçakoca’nın “sakin şehir” ilan edilmesinden yani “cittlaslow” hareketine katılmasından fevkalade memnun olurum.
Tam da benim hayat anlayışıma denk düşüyor.
Peki, o zaman niye Akçakoca Belediyenin bu konuda ki çalışmalarını en azından yazılarınızla desteklemiyorsunuz diyebilirsiniz.”
Samimi bulmuyorum.Cevabım bu kadar açık ve net.
Başşkan Beyin bu çalışmalara girmesinin 2 sebebi var birincisi bu fikri rakiplerine bırakmamak, ikincisi ise ikinci defa seçildiği takdirde belediyenin maddi imkânlarını tüketmiş olmasından dolayı elinde sarılacağı bir projenin gerekliliği.
Başşkan Bey bu konuda samimi olmadığını her zamanki gibi kendi kendine faş etti.
“Turizme zarar vermeyecek OSB anlayışı planlıyoruz” demiş Öncü TV den S.Kaşkır’a yaptığı açıklamada.
Saçmalık ve samimiyetsizlik.
“Sakin şehir” olmak için uğraşan bir belediye başkanının Organize Sanayi Bölgesi taraftarı olması bana göre en hafif ifade ile böyle tanımlanabilir.
Türkiye’de “sakin şehir” ilan edilmiş hiçbir şehir de OSB bulunmamaktadır. “Sakin şehir” ile OSB’’nin yan yana olmasını savunan ilk belediye başkanına sahip olmak sebebiyle ne kadar yerinsek azdır.
“Sakin şehir” olacağız diye belediyede kurulan komisyonlardaki insanların emeğine yazık.
Bu yazıdan sonra baş danışman Enver Yapıcı demagojik fikir üretmek için çok enerji sarf etmek zorunda. Sakin şehir olma fikrinin Sayın Enver Yapıcı’dan çıktığını tahmin etmek çok zor değil, ancak sakin şehir olmanın ne demek olduğunu tam olarak anlatamamış ki; Başşkan Beyden böyle saçma açıklamalar çıkabiliyor.
Bu açıklamadan sonra üşenmedim Google’dan dünyadaki sakin şehir ilan edilen şehirlerin web sayfalarının çoğunu inceledim. OSB’si olan bir sakin şehre rast gelmedim. Başşkann Bey “sakin şehir”” olmak isterken OSB kurulmasını da isteyen dünyadaki ilk ve tek belediye başkanı unvanını da elde etmiş oluyor.
Sayın Enver Yapıcı’dan gelecek en demagojik savunmanın önünü keseyim kendisini biraz daha yorayım. Seferihisar’da organize sanayi bölgesi kuruluyor ancak seracılık üzerine. “Sakin şehir” kavramına en uygun düşecek konu üzerinde.
Akçakoca Demir-Çelik İhtisas organize sanayi bölgesi kurulması planlanan yer ise Pirinçlik bölgesi. Akçakoca’da ova sıfatını taşıyabilecek tek yer. Burada Demir-Çelik İhtisas Organize Sanayi Bölgesini kurulmasını isteyen biri gerçekten “sakin şehir” taraftarı olabilir mi?
Milletvekilimiz Sayın Osman Çakır’ın OSB taraftarı olmasını anlayabilirim. Çünkü bu partisinin kalkınmacılık anlayışına tam da denk düşüyor.(Bu kalkınmacılık anlayışına külliyen karşı olduğumu belirteyim.) “ Sakin şehir” olma taraftarı da değil. Başşkan Beyin “sakin şehir” olmak isterken Sayın Osman Çakırla uyum sağlamasını da anlamak da zorluk çekiyorum.
Saçmalığı anlamak zor da, saçmalığa kılıf giydirmek daha da zor.
Yazıyı sakin şehir olmanın bence en önemli sayılabilecek iki temel özelliği ile bitireyim ve de Sayın Enver Yapıcı’ya biraz daha yük bindireyim.
1)Şehirlerin hangi alanlarda önemli ve özel olduklarını düşünmeleri ve bu özelliklerini korumak için strateji geliştirmeleri ve şehrin dokusunun, renginin, müziğinin ve hikâyesinin uyum içinde, şehir sakinlerinin ve ziyaret edenlerin zevk alabilecekleri bir hızda yaşanmasıdır.
2)Belki de en önemlisi bir şehrin, dünyada binlerce birbirinin aynı şehirden kendini farklılaştırmasıdır.
Başşkan Beyin “Sahil Projesini “ “sakin şehir” olmanın bu iki temel nitelliği ile bağdaştırabilecek bir akıl nasıl bir akıldır, diyerek.
Yorum Yap