Soru: Sevgili Sivilay Abla; eski halterci Naim Süleymanoğlu Olimpiyatlarda siyahî bir sporcunun Türkiye adına yarıştığını görünce üzüldüğünü söylemiş. Sivil hastalıkları mütehassısı olarak bu vakayı nasıl açıklıyorsunuz. Zenofobi mi, Balkan sendromu mu ırkçılık mı? Saygılarımı sunarım. (Petek Baradan)

Cevap: Sevgili Petek; tam teşhis koyabilmek için Naim Süleymanoğlu’na bir dizi test yapmam gerekir. Naim’in sinir uçlarının yoğun olduğu bölgelere elektrotlar bağlarız. İlk olarak Türkiye adına yarışan siyahî sporcuyu izletiriz ve çıkan değerleri kaydederiz. Sonra 1.90 boyunda sarı saçlı, mavi gözlü Hollandalı Daan Rubenson’a Kaan Türkoğlu ismini verip ay-yıldızlı formamızla uzun atlamada yarıştığı bir video izletir ve çıkan sonuçları not ederiz. Deneyimizde sabit değer olarak da harbi Türk bir sporcunun müsabakasını izlemesini sağlarız. Ortaya çıkan üç değerin karşılaştırması bizi gerçek bir teşhise götürür.

Siyahî ile Hollandalıda çıkan üzüntü yükselmesi eşit ise; samimi bir ırkçı.

Siyahî yüksek Hollandalı ve Türk eşit ise; biz Arap değiliz, beyazız kaygısı belirtisi. Üzüntü- memnuniyet skalası siyahî, Türk ve Hollandalı şeklinde devam ediyorsa; Türkler aslında sarı saçlı mavi gözlüdür sendromu, ki en tehlikelisi budur. Avrupa’ya giden turistlerde de çok sık rastladığımız bir hastalık. Bakınız: Şekerim bayram tatilinde Prag’daydık. Herkes bizi İtalyan zannetti. (İspanyol’dan Yunana kadar çeşitleri mevcut. İngiliz diyen pek çıkmaz.)

Tarla sürülmüş

Soru: Sevgili Sivilay Abla; yüzde 50 oy almış Tayyip Erdoğan, arkasında büyük bir kamuoyu desteği olan Ahmet Davutoğlu Suriye konusunda çok eleştiriliyor. En çok da yakın çevrelerinden. Yargı paketinden imanlı nesle seçmenlerini ikna eden Erdoğan, Suriye politikalarına en yakın halkadan neden bu kadar eleştiri alıyor? (Mahmut Vanlı)

Cevap: Sevgili Mahmut; tiz sesi, asabi hallerini çok iyi hatırlayacağımız Rize belediye başkanlığı ve milletvekilliği yapmış Şevki Yılmaz’ın yine hararetli bir konuşmasında şunları söylediğine şahit olmuştum: Asfalt yoldaki çukurlar Yahudi komplosudur. Arabalar o çukurlara gire çıka parça kırsın, Yahudi sermayesi daha fazla yedek parça satsın. (Ufku da Yahudilere yetişemiyor. Bir kere Yahudi tüccar yedek parça değil araba satmak ister. Yollar ne kadar kaymak ve geniş olursa insanlar o kadar çok ve yeni araba alır.)

Yoldaki çukuru bile Siyonist oyunu olarak açıklayan beyin belleyicileri bu tarlaları çoktan sürmüş. Allaha şirk koşmaya varacak kadar her olan biteni ABD ve İsrail’den bilecek bir hâle gelmişler. Şimdi “Tunus’ta bir insan özgürlük ateşini yaktı, bir insan dünyayı değiştirebilir” demek onları hiç ikna etmiyor.

Vaizlik mesleği

Soru: Sevgili Sivilay Abla; YÖK’e vaiz genel sekreter atanması bazı kişilerin tepkisine neden oldu. Ha endüstri mühendisi ha vaiz. İkisi de üniversite mezunu değil mi? Ne sakıncası var? (Hümeyra Kayaşlı)

Cevap: Sevgili Hümeyra; belli meslekler deformasyona neden olur. Uzun yıllar at yarışı spikerliği yapan birinin kütüphanede çalışması okuyucuların pek hoşuna gitmeyecektir.

Deformasyon en çok yöneticilikte kendini belli eder. Sen yaşadığın apartmanın emekli bir albay tarafından yönetilmesini ister misin? Ortaokuldan başlayıp emekli oluncaya kadar katı bir format yemiş, emir vererek ya da komut alarak iş yapmaya alışmış birinin yönetici olduğu apartmanda balkona koyacağın sardunyanın rengi, eve bir seferde çağırabileceğin misafir sayısı bile merkezî yönetim tarafından tesbit edilir.

Meslekî deformasyona neden olan tek meslek askerlik değil. Öğretmen, hele de ilkokul öğretmeni; bulunduğu mekânın tek hâkimi, tek bileni, öğreteni, dikte edenidir. Mevzuları mahiyetindekilerle müzakere etmek, karşısındakine hak vermek, yanlış yaptığı bir konuda geri basmak bir öğretmenin kolay kolay yapabileceği bir şey değildir. Peki, vaizlik nasıl bir meslek?

-

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil

Hastalıkları Mütehassısı

sivilayabla@gmail.com