Çocukluğumuzda yediğimiz helvalar, bugün kulağımızı tırmalar...

  • 2.02.2012 00:00

Soru: Sevgili Sivilay Abla, siz haftalardır “iyiye gidiyoruz iyiye gidiyoruz” diye sayıklayıp duruyorsunuz ama bu sefer yanılıyorsunuz. Hiç bir şeyin tadı eskisi gibi değil. Çocukken yukarı mahalledeki bakkaldan yirmi beş kuruşa iki yüz gram yaz helvası kestirirdik. Bakkal gazete kâğıdına sarıp verirdi. Helvayı ağzımızda çevire çevire yerdik. Yerdik ama tadına doyamazdık. Yeni bir tane alacak paramız da olmadığı için gazete kâğıdında kalan kırıntılar yalardık, dilimiz mürekkep olurdu. Sorarım size zaman ağzımızın tadını kaçırmıyor da ne yapıyor? Helvanın tadını kim çaldı? (Muhittin Battal)


Cevap:
 Sevgili Muhittin, çocukken yediğin helvaların bugün aynı lezzette olmamasının bir numaralı sebebi senin artık çocuk olmaman olabilir mi? Çocukken vücudunun deli gibi şekere ihtiyacı vardı. Yediğin ene değil boya gidiyordu. Sonra büyüdün. Şeker ihtiyacın azaldı. Boyun uzamaz oldu. Yediğin şekerler göbeğe gitmeye başladı. Gazetelerin sağlık köşelerinde fazla şeker tüketiminin zararlarıyla ilgili envai çeşit yazıya rastladın. Yaş ilerledikçe yazılanların gerçek olduğunu gördün. Üçüncü dilim baklavadan sonra çarpıntılar başladı. Küçükken ağzına sürmediğin patlıcanın, enginarın ne kadar nefis olduğunu fark ettin.

Sorunun tek cevabı yetişkin damak zevki değil tabii ki. Helvanın iki yüz gramının yirmi beş kuruş olduğu yıllarda memlekette başka tatlı yoktu. Bu yüzden gazete kâğıtlarını yalayacak kadar kıymetliydi. Bugünün çocukları çikolata çeşmesinde gargara yapabiliyor. İnsanlar birbirlerine doğum günlerinde çilek ve ananaslardan yapılmış çiçek sepetleri gönderiyor. Kitapçılarda dört-beş raf tatlı tarifleri kitabı bulabiliyorsun.

Bu kadarla da yetinmiyorum ve zamanın helvada da bizi daha iyiye götürdüğünü iddia ediyorum. Senin mahalle bakkalından aldığın helvalar korkunç şartlarda imal ediliyordu. Uğur Dündar’ın Fatma Girik’in imalathane basmadığı zamanlardı. Paslı tenekeler içinde bakkallara dağıtılıyordu. Gün boyunca sineklerin sayısız sortilerine maruz kalıyordu. Bakkalın her bir iş için kullandığı bıçakla dilimlenip, senin de tecrübe ettiğin gibi nereden toplandığı belli olmayan, üzerinde zehirli boyaların olduğu gazete kâğıtlarına sarılıp çocukların eline veriliyordu. Bugün helvalar hijyenik şartlarda üretiliyor. Uğur Dündar’ın gayretleriyle imalathanelerde bone takılıyor, eldiven giyiliyor. Trans yağ kullananlar kınanıyor. Hava almayacak şekilde ambalajlanıyor. Kapalı araçlarla bakkala, markete ulaşıyor. Ambalajıyla satılıyor. Ayrıca fıstıklısı, kuru üzümlüsü de yapılıyor.


Malkoçoğlu gerçeği


Soru:
 Sevgili Sivilay Abla, Muhteşem Yüzyıl dizisinde tarih çarpıtılıyor. Kastilya Prensesi Isabel meğerse yüz yıl önce yaşamış. İstanbul’a da hiç gelmemiş. Pargalı İbrahim Kanuni’nin eniştesi değilmiş. Matrakçı Nasuh da ağırbaşlı bir adammış. Sahi bu dizide isimlerden başka doğru olan bir şey yok mu? (Tülin Gezerli)


Cevap:
 Sevgili Tülin, Muhteşem Yüzyıl, yıllarca delikanlılarımıza kötü örnek olan bir tarihî bilgiyi düzeltmiştir. Bu gerçek; Malkoçoğlu’nun yattığı Bizanslı kızların otomatikman hidayete ermediğidir. Cüneyt Arkın tarafından çarpıtılan tarihi düzelttiği için Burak Özçivit’e ve Muhteşem Yüzyıl ekibine minnet borçluyuz.

-

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil

Hastalıkları Mütehassısı

sivilayabla@gmail.com

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums