‘Sen mevsimler gibisin, değişirsin sevgilim’

  • 26.01.2012 00:00

Soru: Sevgili Sivilay Abla, ben bu mektubu size Hatay’dan yazıyorum. İlimize kar yağdı. Yoksa küresel ısınma denen şey bir yalan mı? (Hamdi Gezgin)


Cevap:
 Sevgili Hamdi, küresel ısınma için yaptığı çalışmalardan dolayı Nobel Barış Ödülü ve Kürsel Isınma filminden dolayı aynı yıl Oscar alan Al Gore’a göre Hatay’a kar yağmaması gerekiyor. Kar zannettiğin şey bir dondurma firmasının yapay kar eğlencesi olmasın.

Şaka, şaka. Dünyanın yağını balını yemiş de semirmiş, yüzünden kan, can damlayan Al Gore’un çevreciliğini bir tarafa bırakırsak, doğrusu küremizde mevsimler hep değişiyor.

Bugün animasyon filmleri yapılan buzul çağı küremizin ilk bilinen küresel mevsim değişikliği olmalı. Hem de ozon tabakasını delecek hiç bir deodorantın ya da deterjan fabrikasının olmadığı bir dönemde bu durum yaşandı. Sonra inananlar için tüm kutsal kitapların söz ettiği Nuh tufanı var. “Nuh bir efsanedir” diyenler için daha yakın bir örnek de var elimde. Türklerin Orta Asya’dan Anadolu’ya göç etmesine neden olan büyük mevsim değişikliğine ne demeli. Hem de tüm bunlar, kuru bakliyatı fazla kaçıran insanlardan başka gaz salınımının mümkün olmadığı yıllarda oldu. İyi ki de oldu. Bugün Moğollarla koyun, keçi sayılarımızı yarıştırmıyorsak bunu o kutlu iklim değişikliğine borçluyuz.

Dünya’nın çivisini çıkarabileceğini zannetmek insanların kendileriyle böbürlenmesinin bir tezahürü. Dünya milyonlarca yılda oluşmuş, güneş ile arasına milimetrik hesaplarla ölçülecek hassasiyette mükemmel bir mesafe koymuş, milyonlarca yıldır rotasında dönüp duran, taş yağmuru altında banamısın demeyen taş gibi bir gezegen. İnsanlar kim oluyor da milyonlarca yıllık bu düzeni elli-yüz yılda minik elleriyle bozabiliyor?


Pandalar

Konu açılmışken bir de çok gıcık olduğum pandalar konusu var. Her gün Çin’in bir hayvanat bahçesinde bir panda dünyaya gelir. Pandanın nesli tükenmekte olan bir hayvan olduğu yine yüzümüze tokat gibi vurulur ve oturtulduğumuz suçlu sandalyesinin üzerine yağlı urgan sarkıtılır. Boynumuza da arsızlığımızın listesi asılır. Hayır efendim! Ben bu suçlamayı kabul etmiyorum. Benim pandaların da Caretta Caretta kaplumbağalarının neslinin tükenmesiyle ilgim yok. Dinozorların nesli tükenirken ben mi vardım? Nesli tükenen hayvanlar listesini şimdi herkes kontrol etsin. En büyükleri ve sayı olarak da en çokları insanlar daha Hz. Adem’in yediği elmada vitaminken tükenmişler.


Boykot değil alışveriş


Soru:
 Sevgili Sivilay Abla, Fransa’yı boykot etmek için Fransız marka yoğurt almamaya karar verdim. Ancak Fransızlarla asıl büyük iş yapan Türk Silahlı Kuvvetleri. TSK bu konuda adım atmadan yoğurt boykotuyla caydırıcı bir durum oluşturabilir miyim? (Gülin Taşver)


Cevap:
 Sevgili Gülin, ordunun değil Fransızlarla iş yapması; otomobil, çimento üretmesi başlı başına büyük saçmalık. İşin o kısmını geçiyorum. Diğer taraftan; Fransızlarla ortaklıkları bitirmek bugün elimizde bir koz olarak duruyorsa; bunu Fransızlarla aramızdan birilerinin alışveriş yapıyor olmasına borçluyuz. Bir ülkenin senin ülken üzerinde ne kadar çok çıkarı olursa sana o kadar taş atamaz hale gelir. Boykot değil tam tersine daha çok alışveriş yapma zamanı.

-

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil

Hastalıkları Mütehassısı


sivilayabla@gmail.com

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.