Yılbaşı süslemesi

  • 29.12.2011 00:00

 Sevgili Hastalarım. Malumunuz cumartesi gecesi bir yılda beli kamburlaşmış, sakalları ağarmış 2011 gidecek ve yerine on yaşlarında cıvıl cıvıl bir genç kız olarak 2012 gelecek. Oysa daha dün gibiydi: TRT ekranlarında zıplaya zıplaya sahneye koşan 2011. Zaman dediğin, yılın hem cinsiyetini değiştiriyor hem de on iki ayda belini büküp saçlarını ağartıyor.

Yeni yıl vesilesiyle ben de kendi yılbaşı eğlencemi hazırladım ve köşeye yılbaşı süsleriyle süsledim. Buyurun, eğlenin.


Çam katliamı

Yeni yılla ilgili en çok yapılan eleştirinin başında çam katliamı geliyor. Dünyada yaşayan her bir insan için yedi ağaç kesiliyormuş. Türkiye’de her yıl mobilya, kâğıt ve yakacak ihtiyacı için on altı milyon metreküp kereste ihtiyacı var. Bir ağaçtan en fazla bir metreküp odun çıkacağını düşünecek olursak Türkiye’de her yıl en az on altı milyon ağaç kesiliyor demektir. Kesilen ağaçlar bize kitap, defter, kapı, sehpa, şöminede çıtırdayan ateş olarak geri dönüyor. Bu ağaçların büyük bir kısmı da çam olmalı. Zaten kesilmiş olan çamların en az işe yarayan tepelerinin iki hafta boyunca evlerin salonlarını süslemesinde bence bir sakınca yok, tam tersine evlere çam kokusu vermesi açısından güzel bile olur. Mühim olan çamın işi bittikten sonra geri dönüşüme verilmesi, çöpe atılmaması.


Kestaneli hindi

Tatlı ile tuzluyu Berlin duvarıyla birbirinden ayırmış bir damak zevkinin, bir yıl boyunca hindi etini ağzına sürmemiş temsilcileri yılbaşı gecesi kestaneli, kuşüzümlü, şekerli hindi yiyor ve gecenin en manasız olayına imza atmış oluyor.


Kırmızı don

Yılbaşı gecesi uğur getirmesi için kırımızı don giyilir. Cinsel hayatta tutucu olarak bilenen ülkemiz insanına doğan bu bir gecelik çılgınlık fırsatı, geç saatlere kadar süren kutlamalarla heba edilir. Sabahın ilk ışıklarında yastığı zor bulan kafaların tek düşüncesi uyumaktır. Gecenin kazananı don stoklarını eriten çamaşırcılardır. (En çok da Melek Abla.)


Geceyarısı ânı

Yılbaşı gecesi tam 00:00’da ne yaparsan bütün bir yıl öyle geçer inancı pek yaygındır. Bu ânı tuvalette karşılamamak için çişler tutulur. Tatlı çatalı bir kenara bırakılır. Kıskanç kadınlar kocalarının kafalarını göğüslerine bastırır. En akıllılar ceplerindeki paraları sayarlar ve darphane gibi para kazanmayı hayal ederler. Bir hevesle alınmış ve hemen üstü bezle örtünmüş koşu bandı yeni yılı karşılamak için en çok tercih edilen mekânlardandır.


Mekke’nin fethi kutlaması

Biz Türkiye’deki Müslümanlar olarak takvime bağlı ibadetleri Hicri takvime göre yerine getiririz. Yine Mekke ve Medine’de olan biten herşeyi Hicri takvime göre anarız ya da kutlarız. Bu nedenle Ramazan ayı Miladi takvimde sürekli yer değiştirir. Hazreti Peygamber’in doğumu her yıl başka bir Miladi güne denk gelir.

Bir tek Mekke’nin fethi yeni yıl kutlamalarıyla inatlaşmak uğruna Miladi takvime sabitlenmiştir. Mekke 1 Ocak 630 tarihinde fethedilmiştir.


Her zamankinden erken yatmak

Yılbaşı gecesi televizyon izlediği için “Yeni Yıl Kutlaması Yapan Günahkarlar Listesi”ne yazılacağından korkanların her zamankinden üç saat önce yatması bütün gece yatakta dönüp durmalarına neden olur.


Yeni bir başlangıç

Aslında Miladi takvim çok manasız bir noktadan bölünmüş. 31 aralık yılın ne en uzun ne de en kısa gecesi. 1 ocak da ne havaya ne de suya cemre düştüğü gün. Yılbaşı, bir insanın hayatına yeni bir başlangıç yapmak, eski yıl diye tanımladığı süre içindeki hatalarını tekrarlamamak için motive olduğu bir kilometre taşı. Dünyada milyonlarca insanın bütün bunları aynı anda düşünmesi ise dünyanın daha iyi bir yer olması için bir fırsat.

Yeni başlangıçlarınız kutlu olsun.

-

Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil

Hastalıkları Mütehassısı

[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.