Cevap: Sevgili Yasir; 2 + 2 = 4’ü matematik kitaplarında bırakıyoruz. Üçboyutlu dünyada hiçbir iki ile ikinin toplamı dört etmez.

Mesela, sen ve ben bir lokantada oturuyoruz. Biz burada “iki” oluyoruz. Sonra senin deden ve küçük kardeşin geliyor. Farzedelim ki sen beni dedenle tanıştırıp başgöz etmek için bir tertip yapmışsın.

Deden ve küçük kardeşin de diğer “iki” oluyor. Peki, bizi topladığında nasıl dört olacağız? Sence bizim iki ile dedenlerin ikisi eşit mi? Tabii ki eşit değil. Yanımıza gelenler benim ve senin ikiz kardeşlerin bile olsa tam dört etmezdik. İlla ki aramızda yarım kilo fark olurdu.

Olayı biraz daha basitleştirelim. Bebek kanallarında “dört”ü anlatırken yan yana dört elma koyuyorlar. Bu elmalar kopyala yapıştır elmalar olduğu için toplandığında hakikaten dört elma ediyor. Peki, aynı deneyi evde yapsak sonuç ne olur bir bakalım. Dolaptan dört elma alalım ve masanın üzerine koyalım. Yani önümüzde “dört” tane “bir” var. Peki, bu birler birbirine eşit midir? Hormonlu, GDO’lu cillop gibi fabrikasyon elma olsalar bile aralarında üç gram beş gram fark illa ki çıkar. O hâlde yaptığımız toplama1 + 1 + 1 + 1 = 4 değil, 1 + 0,98 + 1,2 + 0,93 = 4,11 eder. Başka bir dört elma alıp toplasak belki 3.97 edecek.

Diyeceğim o ki bu hayatta 2 + 2 = 4 olacak diye bir kaide yok.

Darbe istemek suç mu

28 Şubat’ın yıldönümü şerefine 2009 yılında yazılmış bir Sivilay Abla’dan tekrar.

Soru: Sivilay Abla; “darbe istiyorum” demek neden suç olsun. Bu düşünce özgürlüğü değil mi? Sadece düşüncesini açıklıyor. Ergenekon davasında içeriye atılan paşalar, öğretim üyeleri, gazeteciler sırf darbe istiyorum dedikleri için içeri atılmışlar. Ergenekon-septik olmaktan kendimi alamıyorum. Bana yardımcı olursanız çok sevinirim. Saygılar. (İsmail Zengin, Ankara)

Cevap: Sevgili İsmail; karın akşam alacakaranlıkta, tenha bir yolda bir adamla karşı karşıya geldi diyelim. Adam üç kez tecavüzden, bir kez elle sarkıntılıktan, bir kere de internet yoluyla cinsel tacizden sabıkalı. Elinde karının eve giriş çıkış saatlerini, alışveriş yaptığı dükkânların listesini, işe giderken yürüdüğü yolların haritalarını tutuyor. Çantasından da karının uzaktan çekilmiş fotoğrafları sarkıyor. Adam kemerini çözmüş. Suç aleti ise pantolonunun üzerinden seçilecek şekilde belirginleşmiş. Şimdi bu adam karına “Ben sana tecavüz etmek istiyorum” dese kadıncağız avazı çıktığı kadar bağırmaz mı? “İmdat!!!” diye polisi, zabıtayı, konuyu komşuyu oraya toplamaya çalışmaz mı? Ne demesini bekliyorsun. Şahika’nın spiker ağızlı arı Türkçesiyle “Tecavüz etme düşüncenize katılmıyorum. Ancak düşüncenizi özgürce dile getirmeniz için canımı vermeye hazırım” demesini mi? Olay yerine ulaşan polisin, karşılaştığı manzara karşısında “Hanımefendi henüz tecavüz gerçekleşmemiş. Bu bey üzerinize atladığında tekrar haber verin. O zaman müdahale ederiz” demesi mi çağdaş bir tavır? Tek ümidimiz tecavüzcünün bu olan biteni seyredip gülmekten ölmesi ya da şaşkınlıktan küçük dilini yutması mı olsun?

 
***

 
Toplumsal Onarım ve Siyasal Rehabilitasyon

Anabilim Dalı Başkanı, Ruh ve Sivil

Hastalıkları Mütehassısı

sivilayabla@gmail.com