Mevzu bir şekilde açılıyor, arada birtakım laflar ediliyor ve “gerçek yüzleri ortaya çıktı” denerek final yapılıyor.

O kişiye konuşmasının herhangi bir ânında başımı sallayarak filan, “haklısın” manasına gelen bir hareket yapıyorum mecburen.

Çünkü kürtaj ya da alkolsüz One Love müzik festivali vakalarında olduğu gibi yapılan işin demokratik ölçülerle alakası yok (nitekim artık AKP’nin yaptıklarını Ertuğrul 
Günay’ın bile vicdanı kaldırmıyor).

Bunun üzerine hemen suratta “pis bir sırıtış” beliriyor.

O sırıtış mühim.

“Siz göremediniz” demek, vaktinde AKP’nin gerçek yüzünü.

Bizim gibi “liberaller”, “cemaat kalemleri”, “alçaklar” göremedi yani.

Ancak şimdi uyanabildik.

Herkesin olduğu gibi benim etrafımda da “AKP’nin arıza yapmasından pis sırıtış 
çıkaranlar”dan mebzul miktarda var.

Ve bunlar, hayat biçimlerine yönelik gürültü koparan bir AKP vukuatı olmadıkça doğru dürüst gazete bile okumadıklarından, kim neyi ne zaman gördü, zamanında ne yazdı filan, bunları tartışmanın bir manası yok.

O sebeple bu kısmı atlamak en iyisi (aslında komple bir uzun atlama yapıp olay yerinden sessizce uzaklaşmak en iyisi ama insan her zaman o kadar formda olamıyor maalesef).

Tamam biz göremedik, biz şöyleyiz böyleyiz, zaten yetmez ama evet demiş gafilleriz!

Siz en baştan beri gördünüz, şimdi de görüyorsunuz, peki bir şey yapacak mısınız?

Yok.

Sanal âlemde geyik yapıp söylenmek haricinde bir tepki gösterecek misiniz?

Yok.

AKP’nin gerçek yüzü belli oldu, biz kazandık, siz göremediniz… O kadar.

Sonra?

Bu kafayla sonrası, AKP adam yokluğundan yine birinci parti olacak, oyu belki düşecek ve yüzde 50 değil de yüzde 39 alacak.

AKP’nin gerçek yüzünü başından beri görenler partisi mensupları da hep olduğu üzere seçimlerden sonra bir müddet “haklıyız kazanamıyoruz” bunalımına girecekler.

Sonra kaldıkları yerden çetele tutmaya ve pis sırıtmaya devam edecekler...

CHP kokteyli

Tabii eğer hazırlanmakta olan “CHP kokteyli”, içende mucize bir etki yaratırsa o zaman başka bak. Halen Sencer Ayata tarafından shakerda sallanan CHP kokteylinin adına “sosyal” dersek sanırım yanlış olmaz.

Hayır, CHP’liler “sosyal içici” manasında değil. Hazırlanan yeni parti programında dört eğilim olacakmış ve bunlar şunlarmış: Sosyal demokrasi, sosyal liberalizm, sosyalizm ve Atatürkçülük(Atatürkçülüğe “sosyal” eklemeye gerek yok, o zaten doğuştan sosyaldir).

Bu kokteylden iktidar çıkar mı, bilemem. Birkaç gün sonra yapılacak kurultayda topluma ikram edilince fikir sahibi oluruz.

Ancak şu aşamada uzaktan bakınca bana pek ümit vaat etmiyor.

Birisi CHP’nin kurulduğu 1923’ten bugüne yaşadığı kafa karışıklığını özetle dese, herhalde CHP kokteylindeki maddeleri yazardım (sosyal liberalizm aklıma gelmezdi aslında, o kadar yaratıcı değilim).

Umarım içende mucize bir etki yaratır da beni yanıltır bu kokteyl.

O zaman söz, “lıkır lıkır içiniz” kıvamında reklamını ilk ben yapacağım.

BDP mitingi: Newroz’un rövanşı alınmıştır!

Diyarbakır’daki BDP mitingini izlemeye giden gazeteci bir arkadaşımla ve olaylara şahit olan bir tanıdığımla konuştum. Çıkardığım sonuçları aktarıyorum:

-Medyanın yerli yersiz kullandığı “savaş alanı gibi” klişesini kullanmanın tam yeridir. 
Diyarbakır cumartesi günü tam bir savaş alanı gibiymiş.

-Telsizden polislere “yüzleri maskeli bir grup ateş açacak, çelik yeleklerinizi giyin” diye anons geçilirken, bir yandan da polisler halka “PKK’lılar ateş açacak, evlerinize gidin” diye bağırmışlar. Provokasyonlardan provokasyon beğen vaziyeti yani

—Valilik BDP mitingine “provokasyon olacak” diye izin vermedi ya, olan bitenden sonra 
Diyarbakırlılar soruyormuş: Bundan iyi provokasyon olur mu hiç?

—Diyarbakır’daki 6 bin polis yetmez diye diğer illerden 6 bin polis daha ek kuvvet olarak getirilmiş.

—Polisin BDP’li vekillere aşırı sert müdahalesi varmış. Öyle ki soğukkanlılığı ile tanınan Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir bile kendini kaybedip bir panzerin önünde dikilmiş.

—Halk, aşırı sert müdahaleyi Valiliğin “Newroz’un rövanşını alma” ruh 
haline bağlıyor. Anlatılanlara göre Beşir Atalay mitingden önce 
Osman Baydemir’i arayıp “Ramazan’dan önce olay yaşanmasını ben de istemiyorum” demiş ama Başbakan yardımcısının çabası bile işe yaramamış.

oraldem@gmail.com