Ekip çalışmasıyla, itinayla adam öldürülür

  • 7.07.2012 00:00

 “Başarı ekip işidir” yazıyor tabelada.

Ve arkasında 10 ölü yatıyor.

Yetkili şahsiyetlerin ifadesiyle “hesaplanabilir olmayan yağış” her şeyi silip süpürmüş ama memleketin manşeti olsun misali ona ilişmemiş.

Adeta sabah-öğle-akşam yemeklerden sonra tekrarlayalım kontenjanından oradan bize bakıyor.

Biz de ona bakalım diyorum ve hep birlikte tekrarlayalım: Başarı ekip işidir!

Öyledir gerçekten de.

Ekip çalışmasıyla muntazaman öldürülür memleket insanı.

Canik’te yağmur yağar...

Uludere’de savaş uçağının bombaları yerçekimine yenik düşer…

Cezaevinde yangın çıkar…

Mahkûm taşıyan bozuk cezaevi aracını yolda alevler sarar…

Deprem olur, kış soğuğuna dayanamaz yazlık çadırdaki bebeğin bünyesi…

Devletin milletiyle bölünmez bütünlüğü için “hesapta faili meçhul” olanlar da vardır…

Her gün ortalama iki işçinin öleceği iş kazaları misali “hesaplanabilir” olan da…

Başarı ekip işidir mirim neticede.

Ve yoksullar ölür, ekiptekiler açıklama yapar.

Bütün sorumluluk kendilerindedir”, “Bir hatası olan varsa cezasını çekmelidir…”

Peki var mıdır? Yani hatası olan diyorum…

Özellikle suçlu aramak yanlıştır. Suçlu varsa zaten ortaya çıkaracağız.

Sanırım cevabı almışsınızdır.

Bu sözler son ekip işi “başarı”nın mimarlarından, dere yatağına toplu konut yapan zamanın TOKİ Başkanı, bugünün Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’a aittir.

Eee ne demişler, “Gümüş dere durmaz akar/yürüyelim arkadaşlar…”

Oldu yürüyelim.

Kısa bir flash-back yapalım.

Cezaevinde 50 derece sıcakta yaşamaya debelenen insanlar çıkan yangında ölüp, âdet yerini bulsun hesabı medyada küçük bir “sorumlular hesap versin” turu atıldığında ne demişti 

Adalet Bakanı Sadullah Ergin?

Eğer benim istifa etmemle cezaevlerinin sorunları hallolacaksa hemen ederim.

Ne kadar dokunaklı değil mi?

Biz yürümeye devam edelim arkadaşlar –ki gümüş dere durmasın aksın…

Televizyonda iki şehit pilotun cenaze töreni var.

Ekip, yani çok pardon, devletin zirvesi komple orada.

Spikerler, Başbakan’ın Bodrum tatilini yarıda keserek cenazeye geldiğini bildiriyor bize.

Ne demiştik?

Birileri ölür, birileri konuşur.

İki pilotun arkalarından da yetkili bir şahsiyet “duygusal bir konuşma” yapıyor.

Şu minvalde: “Tek yürek halde izinizden giderek, gerekirse hayatımızı seve seve feda etmeye ant içiyoruz.

Bir de “başarı ekip işidir” doktrini kapsamında ölmelerine rağmen, arkalarından açıklama bile yapılmayanlar vardır.

Onlar hem “en alttakiler”dir hem de o kadar çok ölürler ki açıklamaya mevzu olma değerlerini kaybederler.

Sadece istatistik bilimi ilgilenir onlarla.

Kısaca “iş kazaları” diye kodlanırlar. Çarpım tablosuna çalışan ilkokul öğrencisi misali, “6 ayda 366 işçi, ayda 61 işçi, yani günde 2.033333 işçi iş kazalarında hayatını kaybediyor” cümlesi motor gibi hızla söylenip geçilir.

Türk elit sınıfının yargılandığı davalardaki “uzun tutukluluk” hali için kopan yaygaranın 366’da biri bile kopmaz altı ayda onlar için.

Her gün net olarak iki insanın öldüğü, yarın da öleceğini bildiğimiz bir mevzu hakkında yaşanan bu sessizlik, benim idrak kapasitemi aşar.

Şöyle hayaller kuruyorum bazen.

Bir hatadır oluyor ve memleketin çok satan bir gazetesinin başına getiriliyorum. İlk iş olarak birinci sayfa güzelini odama çağırıp hizmetlerinden ötürü teşekkür ederek işine son veriyorum.

Ve onun uzun bacaklarından boşalan birinci sayfanın sağ üstündeki kocaman yeri “birinci sayfa ölümü”ne ayırıyorum.

Oraya her gün, “dün iş kazalarında ölenler” hesabı, hayatını kaybeden işçilerin fotoğrafını ve hikâyelerini basıyorum.

Ne dediniz? Bu kafayla zor mu otururum o koltuğa?

Mümkündür.

En azından 23 Nisan çocuğu misali bir günlüğüne otursam?

Fiş almasam?

Neyse, neyse…

Ne diyorduk?

Yoksullar ölür, ekiptekiler açıklama yapar.

Basittir nedeni.

Çünkü bizimki gibi çakma kapitalist bir sistemin işlemesi için birilerinin ölmesi gerekir düzenli olarak.

Ve başka birilerinin bu sayede para kazanması.

Yoksullar ölür, yerleri hemen yeni yoksullarla doldurulur ve sistem işlemeye, zenginler paralarını kazanmaya devam eder.

Yasalar, yönetmelikler, talimnameler hatta trafik tabelaları bile buna uygun yapılmıştır.

Medya da buna göre yapılandırılır.

Onun için birinci sayfa güzelinin işine son verip, oraya günün ölen işçisinin resmini koyacak adam, o gazetenin yayın yönetmenliği koltuğuna 23 Nisan şakası olarak bile zinhar oturamaz.

Çünkü başarı ekip işidir.

Ve büyük medyanın giriş kapısında “ekipten olmayanlar giremez” yazdığını bilir, bilmek isteyen bütün gazeteciler.

Yoksullar için ise gerektiğinde ölmek serbest ama hasta olmak yasaktır.

Çünkü şairin dediği üzere “Verem olmak üretimi düşürür.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums