Seçmeli mi, seçmemeli mi

  • 16.06.2012 00:00

 Leyla Zana bir Kürt açılımı hazırlasa en başta BDP karşı çıkacak yani, özetin özetiyle vaziyet budur.

Aslında herkes nasıl davranacağı tahmin edilirse öyle davranıyor, durması beklenen yerde duruyor.

CHP’nin Kürt sorununda biraz kıpırdanıp, Meclis Mutabakat Komisyonu kurulması önerisine “çöküş projesi” demek MHP’ye nasıl cuk oturuyorsa...


“Bu işi Erdoğan çözer”
 diyen Leyla Zana’ya “saf” demek, Kürtçe seçmeli dersi de “asimilasyon” diye damgalamak BDP’ye aynı oranda yakışıyor.

İktidar ve majestelerinin basını da tahminleri boşa çıkartmıyor maşallah.

Onlara göre bu memleketteki 15 - 20 milyonluk bir vatandaş kitlesinin anadilini ortaokuldan itibaren seçmeli ders olarak okutmak bir “devrim”.

Şimdi gel de BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın sözlerinin altına imza atma: “Kürt çocuğu anasından doğarken dilini seçiyor mu ki, sen ona seçmeli ders sunuyorsun? Önce sen Tayyip Erdoğan olarak torununu seçmeli Türkçe derse göndermeyi kabul et, Kürtler de bunu kabul etsin.”

Diyeceksiniz ki madem bu sözlerin altına imzanı atıyorsun, aynı Demirtaş “Kürt çocuğuna Beşinci Sınıftan sonra iki saat Kürtçe ders demek ‘Seni beş sene asimile edeceğim sonra Kürtçeyi yabancı dil gibi seçmeli vereceğim’ demektir” diye devam edince niye arıza yapıyorsun?

Yapıyorum çünkü bir sabah İsveçli kıvamında uyanıp “Hadi bakalım anadilde eğitim serbest”açıklamasıyla karşılaşmayacağımın farkındayım.

Kürtçe seçmeli ders denen “ayıplı hakkın”, anadilde eğitim denen gerçek insan haklarına giden yolu açacağını düşünüyorum.

Buna “asimilasyon” diyen anlayışla bugün Kürtçe televizyonun da, üniversitelerdeki Kürtçe kürsülerinin de ortada olmayacağını biliyorum.

Bu nedenle Kürtçe seçmeli derse “devrim” demekten ne kadar hicap duyuyorsam, “asimilasyon”demeyi de o kadar “faydasız” görüyorum.


Leyla Zana sobe!

Herkesin kendinden bekleneni yaptığı zamanlarda oynanan bu tuhaf saklambaç oyununda, beklenmeyen sözler söylemenin bedeli muntazaman sobelenmektir.

Tıpkı Leyla Zana misali, bir o taraftan bir bu taraftan sobelenmek.

Senelerce hapislikten sonra dışarı çıktığında “barış” yanlısı konuşmalar yapıp üstelik fazlaca ilgiye mazhar olunca, Öcalan huylanıp “Benim yerime geçirmek istiyorlar, susturun şunu” diye sobeler, 2004’te olduğu üzere. Susturulur.

Günü gelir, “Silah Kürtlerin sigortasıdır, bu nedenle silah bırakamazlar” deyiverir ve sobeleme nöbetini derhal öteki taraf devralır. Davalar açılır.

Ve şimdi “Amaç yerel yönetimlerin güçlenmesi, demokratikleşme ise bu gençlerin ölmesini artık hiçbir vicdan kabul edemez. PKK da ona göre bu süreci yeniden değerlendirsin” deyince BDP sobeleyiverir.

Bu memlekette Kürtlerin anadilde eğitim hakkı için Meclis kürsüsünden Kürtçe yemin edip 10 sene hapis yatan Kürtlerin “simge ismi” bir bakarsın “saf” oluverir.

Onun için Leyla Zana Kürt açılımı hazırlasa en başta BDP karşı çıkacak yani, dedim girizgâhta.

İşin en kötü yanı bu söylediğimin hiçbir abartı taşımaması.

Sevmediğim halde biraz ahkâm keseceğim.

Sanırım BDP’nin “bakış açısı”nı gözden geçirmesi gerekiyor.

Kürtçe seçmeli ders, Zana’nın yaptığı çıkışlar gibi kritik süreçlerde ezberlenmiş bir “Kandil refleksi”ile tutum alan bir parti olursa, kendi işlevini kendisi bitirir çünkü.

Üstelik iktidarın “terör örgütünün uzantısı siyasi parti” söylemini de kendince haklı çıkartır.

Son gelişmeler hususunda BDP’nin içinde herkes aynı mı düşünüyor bilmiyorum ama düşünmeyenler varsa konuşmalarının tam da zamanıdır.

Bu dediklerimle derdim “PKK ile arana mesafe koy” saçmalığı değil elbette.

Ama güncel siyasi tavır alışlarda PKK ile aranda manalı bir mesafe de olmalı herhâlde.

Yoksa dağda mücadele etmek yerine Meclis’te siyasi mücadele vermeyi seçmenin ne manası olabilir ki?

Her kritik konuda “Acaba örgüt buna nasıl tepki verir” diye düşünüp, ona göre tavır alır...

Sonra da “görevini” yapmanın huzuruyla bir kenara çekilirsen...

Gerçekten de bir kenarda kalırsın.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.