Burası Türkiye, burdan çıkış yok

  • 7.05.2012 00:00

 Bana bir giriş cümlesi lazım.

Girizgâhı bir yapsam sonrası gelecek, umutluyum.


“Yasaklamak ile tutku dolu bir ilişkimiz var...”
 diye mi başlasam acaba?

Bir sorun karşısında ilk bulduğumuz çözümün onu “yasaklamak” olduğu üzerine biraz ahkâm keserim önce...

Sonra da, “aslında yasaklamanın mı hastasıyız yoksa o yasakları ihlal edenlere vereceğimiz cezanın mı” diye uzar giderim.

Hatta araya sıkıştırdığım popüler birkaç misal üzerinden, “ceza” önerileri bile yaparım:


1) 
Parklarda öpüşüp, vatan toprağına yatak odası muamelesi çeken çiftler tesbit edilip, geceleri sevişmenin en prime-time saatlerinde belgesel izleme cezası verilsin. Kukumav kuşu gibi kanepeye oturup, aslan mı yoksa çita mı diye polemiğe bağlasınlar.


2) 
Her ne kadar RTÜK marifetiyle evlenip barklanarak adam olma sinyalleri verir gibi yapsa da hâlâ muntazaman içmekte direnen Behzat Ç. ise zaten Animal Planet Tv’nin yayın danışmanı şeklinde takıldığından kendisine “grup takılma” cezası verilsin. Behzat Ç. bundan böyle ekranın karşısına geçtiğinde başta AKP, partilerin grup toplantılarını izlemek zorunda bırakılsın. Böylece Bülent Arınç gibi AKP’lilerin Behzat Ç.’yi dikkatle izlemek zorunda kalarak çektikleri acıyı o da AKP grubunu izleyerek çeksin.

Yok, yok... Bana bir giriş cümlesi lazım...

Yoksa yazıya, “Genelkurmay’dan şahsa özel, az kullanılmış, sigara içilmemiş, takasa uygun bildiri”diye mi girsem?

Sonra da akar giderim: “Tahrik olup önce köşe yazarı Bekir Coşkun ve İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’a özel bildiri yayınlayan Genelkurmay Başkanlığı, yeni uygulamasını süratle yaygınlaştırıyor. Son olarak, astsubayların sorunlarını gündeme taşıyarak onları tahrik eden gazeteci Umur Talu’ya özel bir açıklama yapıldı. Açıklama, Talu’nun yazılarına TSK personelinin internet üzerinden erişiminin engellenmesiyle taçlandırıldı. Ayrıca TSK İç Hizmet Kanunu’nda yapılacak değişiklikle, memleket sathında bakkallarda ve gazete bayilerinde astsubaylara gazete satışının yasaklanması konusunda çalışma başlatıldı. Genelkurmay’da acil toplantıya çağrılan J Başkanları gece boyunca konuyu ele aldı. Karargâh’ın ışıkları sabaha kadar sönmedi. Yönetmelik kabul edilirse bundan böyle gazetelerin üzerine ‘Astsubaylara satılamaz’, ‘Köşe yazısı okumak ölümcül tahrike neden olur’ gibi ibareler yer alacak. Öte yandan yarın hangi köşe yazarına özel bildiri yayınlanacağı merakla bekleniyor. Genelkurmay kaynakları uygulamaya yoğun talep olduğu için kimseyi gücendirmeyecek bir formül üzerinde çalışıldığını belirtti.”

Bana hâlâ bir giriş cümlesi lazım...


“CHP’nin sustuğu gündem”
 diye başlasam nasıl olur?

Kolay olur valla. Çünkü klişe her zaman garantili sonuç verir.

Önce tiyatro krizi, Genelkurmay bildirisi, süt vakası, Genelkurmay bildirisi-2, tutuklu vekiller vakasında başa dönülmesi gibi son günlerin gündem maddelerini sıralayıp, sonra eklerim: “CHP ise manşetlere toplumu ilgilendiren sorunlara bulduğu çözümlerle değil, kendi içindeki krizlerle geliyor.”

Nasıl buldunuz? Ben yazarken bile kendimden sıkıldım valla. Ama şekilde (yani bilumum gazete köşelerinde) görüldüğü üzere kesinlikle iş yapar.

Artık bana bir giriş cümlesi lazım değil...

Gelişme merhalesine geldiğimi fark ettiğimden değil.

Ne yazacağımı nihayet keşfettim.

Şu tutuklu vekiller meselesinde CHP (ve tabii MHP) fantastik bir tutum izlemeyi yine başardı.

Olayın son bölümü şöyle gelişti.

Meclis Başkanı Çiçek arabuluculuğunda soruna çözüm formülü arandı. AKP hele siz bir formülde uzlaşın, bakarız deyip görüşmelere katılmadı.

Muhalefet formülde uzlaştı ve “bu iş bitti” kıvamında insanları yerinden zıplattı. Gözler AKP’ye çevrilmişti ki Başbakan Erdoğan “Tutuklu vekiller sorunu bizim değil muhalefetin sorunudur”deyiverdi.

O âna kadar hep “Vekiller Meclis’te olmalı” diyen başta Bülent Arınç, mevzula ilgili tüm AKP’liler hemen tekrarladı: “Tutuklu vekiller sorunu bizim değil muhalefetin sorunudur.”

Sonra da muhalefetin bulduğu formülün Anayasa’ya aykırı olduğunu söylemeye başladı AKP zevatı.

Yani AKP bal gibi ipe un serdi.

Peki, BDP hariç iki muhalefet partisi ne yaptı? Kıyameti koparıp, AKP’nin nasıl yan çizdiğini haykırmak yerine stand–by konumuna geçmeye razı oldu. Şimdi susmuş bekliyorlar. Neyi mi? Haftaya mevzuun AKP MYK’sında görüşülüp, Erdoğan’ın kararını açıklamasını.

Yani CHP, muayyen günleri gelip iç kriz yaşadığında sadece memleket gündemi akarken susmuyor; bizzat kendi gündeme getirdiği, yemin etmeme direnişleri yaptığı mevzularda bile gıkı çıkmıyor...

Vuruş sayısına bakarsak, bana artık bir çıkış cümlesi gerekiyor.

Ama gördüğünüz üzere, burası Türkiye burdan çıkış yok...


oraldem@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums