Sınır tanımayan Deniz Gezmiş istismarcıları

  • 23.04.2012 00:00

 Aslında başlığı “Deniz Gezmiş kadın düşmanı mıydı” diye atmıştım...

Sıradan bir dikkat çekme numarası yani.

Sonra da şöyle girecektim yazıya: Kimse başlığı görüp hemen küfür kâfir gitmesin. Özellikle şahsıma devrimci küfürlerini yollayan arkadaşlara söylüyorum, ne yani başlığı “Fethiye tecavüz davası”koysam bu yazıyı okuyacak mıydınız? “Elbette okurduk” diyenler biliyorum ki televizyonda ne izlersin sorusuna “sadece belgesel ve haber” diyenlerle aynı elemanlardan oluşmakta.

Her neyse, neticede başlığı öyle atmak hayırlı bir iş için bile olsa ucuz numara kontenjanından göründü gözüme, vazgeçtim.


Peki, sadede gelirsek eğer, hâlâ başlıkta adı geçtiğine göre Deniz Gezmiş’in tecavüz davası ile alakası nedir?

Maalesef alakası vardır kıymetli okur. Sınır tanımayan 68 istismarı neticesinde Deniz Gezmiş artık o davanın mağdurlarından biridir.

68, dolayısıyla Deniz Gezmiş istismarı derken öyle Kemal Kılıçdaroğlu’nun dostlar sosyalizmde görsün hesabı CHP kongresinde Che beresi takıp “68 ruhuyla halkın iktidarını kurmaya geliyoruz” demeci patlatması misali ironik lezzetlerden söz etmiyorum. Çok daha süfli bir mağduriyet mevzubahis.

Lafı daha fazla uzatmayıp, Bianet’in bir haberine atıfla izah etmeye başlayayım.

Geçen hafta, İzmir Kitap Fuarı’nda 68’liler Birliği Vakfı’nın düzenlediği “İdamlarının 40. Yılında Arkadaşları Denizleri Anlatıyor” başlıklı bir etkinlik yapılır.

Sunucu “Bir yanımda Deniz Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş, diğer yanımda Muğla Baro Başkanı, Deniz Gezmiş’in yoldaşı, hapishane arkadaşı Mustafa İlker Gürkan var” deyince kıyamet kopar. Kadınlar protestoya başlar, bir kadın dinleyici “Fethiye Adliyesi’nde süren toplu tecavüz davasında tecavüzcülerin avukatlığını yapan Muğla Baro Başkanı Mustafa İlker Gürkan’dır. Deniz Gezmiş’in arkadaşları tecavüzcülerin avukatlığını yapacak insanlar değillerdir” diye konuşur.

Habere göre bunun üzerine Gürkan mikrofondan “yalan” diye bağırır, protesto sloganlarla ve kadın dinleyicilerin salonu terk etmeleriyle son bulur.

Ancak Gürkan’ın mikrofondan neye “yalan” dediği anlaşılamaz.

Muğla Baro Başkanı olduğu kesindir, toplu tecavüz davasında sanık avukatlığı yaptığı da öyle...

Ve Denizlerin has yoldaşlarından Mustafa Yalçıner’in olan bitene dayanamayıp yazdığı yazıda kullandığı ifadeyle “Ne yazık ki Deniz’in arkadaşı diye sunulmasında da doğruluk payı vardır.”Yalçıner sonra ekler: “Yeter artık şu 68 istismarı, yetti bu 68’lilik sendromu.”

Yani anlayacağınız 68’liler bir müddettir, bir toplu tecavüz davası üzerinden “Deniz Gezmiş’in arkadaşı tecavüzcünün avukatı olamaz”“Bir Baro başkanı tecavüzcüyü savunamaz” diye haykırıyor.

Okuduklarımdan anladığım o ki, Gürkan ise kendini “avukatlık yeminime göre müvekkilimin haklarını savunuyorum, onun yaptığı fiili ya da şahsını değil” diye savunmakta. İlk başta gayet ikna edici bir izah olarak görünüyor.

Ancak sekiz kişinin toplu tecavüzüne uğrayan (uğrayan diyorum çünkü Adli Tıp Kurumu’nun ayrıntılı bir raporunda, sanıkların o esnada olay yerinde bulunduğuna ait teknik telefon takipleri gibi deliller mevcut) bir kadın sözkonusu olunca her şeyden önce bir Baro başkanının tecavüz sanığının avukatı sıfatını taşıması pek kolay olmuyor.

Hele Mustafa Yalçıner’in ifadesine göre ortada “Deniz’in arkadaşı titri ile elde edilmiş bir Baro başkanlığı” varsa...

Üstüne bir de “Deniz’in arkadaşı” titriyle panellerde konuşan avukat, dava esnasında tecavüz mağduru kadının üyesi olduğu solcu dernek ve örgütlerin araştırılmasını istemiş, hatta kadının anne babasının boşanmasından hareketle “Kendisi parçalanmış bir ailenin çocuğu, bu tip ailelerin çocuklarının durumu biraz böyle olur” diye savunma yapmışsa...

İşte tüm bunlar nedeniyle Denizlerin harbi yoldaşı Mustafa Yalçıner, “Tecavüz söz konusu olduğunda ne 68 kalır ne de başka bir şey! Zaten bu ve benzeri olaylar göstermektedir ki şu ’68 defteri’nin köklü bir gözden geçirilmesi zaruridir, kaçınılmaz olmuştur” diyor ki, bana da doğru söze ne denir demek kalıyor.


İlgilisine bilgi:
 Fethiye’de 2007’de sekiz kişinin tecavüzüne uğrayan kadının davası savcılığın soruşturmaya gerek görmemesi nedeniyle 3,5 sene sonra ancak Adalet Bakanlığı’nın yazılı emriyle açıldı. Sanıkların çoğu “saygın” şahsiyetler, Baro başkanının müvekkili bir ilköğretim müfettişi, bazı sanıklar ise öğretmen. İlk duruşmada bazı sanıklar “tanık” olarak dinlendi. Tüm sanıklar tutuksuz yargılanıyor ve savcı yukarıda belirttiğim delillere rağmen hepsi hakkında “delil yetersizliğinden”beraat istedi. Karar duruşması 27 nisanda.


oraldem@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums