Fenerbahçe’nin ezeli rakibi: Cemaat Gücü

  • 12.12.2011 00:00

 Fenerbahçe mevzuunda kafası en karışık ikinci Fenerbahçeli kesinlikle benim. (Birinci kim mi? Bulanlar bulamayanlara söylesin. Bulanlardan hiç tanıdığı olmayan bulamayanlar üzülmesin, ben onlara söyleyeceğim müsait bir yere gelince.)

Üst üste iki gece, iki uzun meyhane masası dolusu taraftarla araştırma şirketi kıvamında yüz yüze yaptığım görüşmeden sonra bu kanaate vardım.

Neyse... (Unutmamayım kendime not: Bir gün eğer dergi çıkarırsan adını Neyse koy. Neyseler memleketi için başarılı bir ad olur.)

Neyse... Fenerbahçe taraftarları kabaca ikiye ayrılıyor muhterem okur.

Her iki grubunda ortak yanı, ortada yürütülen bir “Fenerbahçe operasyonu” olduğuna kanaat getirmiş olmaları.

Ancak aralarında mühim bir fark var.

Birinciler, Aziz Yıldırım üzerinden yürütüldüğüne inandıkları bu operasyonu kimin, hangi hedefle yaptığını sorguluyorlar, yaz aylarından bu yana olan bitenin çetelesini tutup cevaba ulaşmaya çalışıyorlar. Ancak cevabı bulamıyorlar.

Yine de cevabı bulamadıkları için komplo teorilerine çivileme atlamıyorlar.

Hatta bu ilk gruptaki Fenerbahçeliler, en azından sürecin başında, “temiz futbol” için bir soruşturma başladığını düşünüp destek vermiş arkadaşlar. Ancak daha sonra yaşananlarla bu inançları uçmuş gitmiş.

Özellikle, hesapta gizli olması gereken hazırlık soruşturması sırasında polisin medyaya yaptığı bol kepçeden malzeme servisiyle kamuoyunun biçimlendirmeye çalışılması, medyanın da bu malzemeyi sorgusuz sualsiz yayınlamasıyla 28 Şubat sürecinin tek yumurta ikizi misali bir operasyonun yaşandığını söylüyorlar.

Bu düşüncelerini, medyada yaz aylarında “sağlam deliller” diye çıkmış ama bugün iddianamede esamisi bile okunmayan çok sayıda örnekle açıklıyorlar.

Ancak maalesef asıl çoğunlukta olanlar ikinci gruptakiler.

Ve onlara Facebook’ta “Zırva tevil götürmez” adlı bir sayfa rahatlıkla açılabilir.

Böyle diyorum çünkü onların zaten Facebook’ta çeşitli sayfaları var; adları “Cemaat akıllı ol Fenerbahçe ile uğraşma”“Cemaatin gücü Fener’i yenemez” tarzında.

Kısaca “Cemaat” denen memleket paranoyası bu arkadaşların aklını başından uçurmuş.


“Cemaatin gücü Fener’i yenemez”
 muhabbeti yapanlara, “Cemaat Gücü diye bir takım mı var?”mavrasını yapmış bulundum ve çok pişman oldum.

Bir çırpıda saydıklarından aklımda tutabildiklerimi sıralıyorum:


Hedef Fenerbahçe’nin 30 milyonluk oy kitlesi
Aziz Yıldırım döneminde cemaat kulübü bir türlü ele geçiremedi ve sonunda bu operasyon başladıamaçları yaklaşık bir milyar avroluk futbol pazarını kontrol altına almakFenerbahçe’den sonra diğer kulüplere de sıra gelecek hepsinin yönetim ve delege yapısı değişecekFenerbahçe’yi ele geçirip Arap sermayesine satacaklarHayır Araplara satmayacaklar cemaatten bir işadamı başkan olacaksadece Fenerbahçe’yi değil Kadıköy’ü ele geçirmeyi hedefleyen müthiş bir planın parçası bu operasyonEvet doğru böylece Kalamış’tan Salı Pazarı arazisine kadar birçok yeri ele geçireceklerdikkat edin AKP’nin oy alamadığı iki yere de sırayla operasyon yapıldı önce Kadıköy’e sonra Dersim olayları ortaya atılıp Tunceli’ye...

Yeter sanırım di mi?

Dur dur yetmez, çünkü en şahanesini unuttum: Cemaat 1907’den beri Fenerbahçe’nin ezeli rakibidir!(Artık bu noktada Fethullah Gülen’in 1941 doğumlu olması gibi mantıklı açıklamaların bir manası yok elbette.)

Şimdi bu arkadaşların şuursuz teorileri elbette durup dururken ortaya çıkmıyor.

Misal temmuz ayında, Aziz Yıldırım tutuklandıktan hemen sonra, Fenerbahçe Yüksek Divan Kurulu toplantısı yapılıyor ve orada Divan Başkanı olan Yüksel Günay, “Hiçbir tarikat, İslam örgütü zemininde bir yapılanma bu kulübün içinde var olamaz. Biz laik düzende, laik anlayışla spor yapıyoruz” deyip acayip uzun bir alkış alıyor.

Sonra da şuursuzluk tıpkı ruh hastalığı gibi bulaşıyor.

Sanırım bu hastalığın bulaşıcı etkisinden insanları korumak için “Şike Operasyonu” denen şeyin gerçekten bir “Temiz futbol” operasyonuna dönüşmesi, öncelikle ilk gruptaki taraftarlara büyük resmi doğru bir biçimde göstermek ve ikna etmek gerekiyor.

Yoksa biz Fenerbahçeliler memleketin kafası en karışık insanları olarak yaşamaya mahkûm kalacağız.

Dedim ya, yaptığım muhabbetlerinden sonra kafası en karışık ikinci Fenerbahçeli sıfatını kendime verdim.

Yazının sonuna gelmemize rağmen hâlâ birinci kim diye soranların olduğunu duyuyorum. İlla CHP’ye bulaştıracaksınız yani adamı.

Peki, söylüyorum: Tabii ki Kemal Kılıçdaroğlu.

Düne kadar Lefter’i Fenerbahçe kalecisi diye bildiğine göre kimbilir Aziz Yıldırım’ı neci sanıyordur?


oraldem@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.