Dersim sürgünü esnasında poposuna tokadı yiyen şair

  • 28.11.2011 00:00

 Altı yaşındaki çocuk trene biniyor hayatında ilk kez.

Tren dediysem yük vagonu...

Ailenin tepesine iki jandarma dikmişler.

Herkesi ölüm korkusu sarmış.

Nereye götürüldüklerini bilmiyorlar.

Alktı aylık Ayten annesinin kucağında, Perihan eteğine yapışmış.

Altı yaşındaki Cemalettin uyuyor numarası yapıyor kıvrıldığı yerde.

Ama aslında konuşulanları dinliyor.

Büyükler çocukları korkutmamak için alçak sesle konuşuyorlar aralarında.

Babasıyla amcası tartışıyor.

Babası, “Yok canım, öldürecek olsalar öldürürlerdi” diyor.

Yol uzun, git git bitmiyor.

Cemalettin’in fena halde çişi geliyor.

Ama yük vagonundan tuvalet ne arasın.

Cemalettin altına kaçırmak üzereyken tren bir yerde iyice yavaşlayıp durur gibi oluyor.

Hemen atlıyor aşağıya, çişini yapıyor ama tren de hareket ediyor o esnada.

Babası son anda yakalayıp içeri çekiyor.

Bir yandan poposuna vuruyor, bir yandan öpüyor oğlunu...

Poposuna tokadı yiyen o çocuk seneler sonra Türkçenin en büyük şairlerinden biri olan Cemal Süreya.

Yük vagonunda bir yandan altına kaçırmamak için debelenirken diğer yandan etrafındaki tarih öncesi köpeklerin havlamalarını aklına kazıyan o çocuk seneler sonra şöyle anlatacaktı yaşadıklarını: “Bizi bir kamyona doldurdular. Tüfekli iki erin nezaretinde. Günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar. Tarih öncesi köpekler havlıyordu. Aklımdan hiç çıkmaz o yolculuk, o havlamalar, polisler. Duyarlığım biraz da o çocukluk izlenimleriyle besleniyor belki. Annem sürgünde öldü, babam sürgünde öldü.”

Gerçekten de aklından hiç çıkmıyor “o yolculuk” Cemal Süreya’nın.

Yük vagonu belki Bilecik’e varıyor ama kimse inemiyor içinden bir anlamda.


“Mutlu aile”
 resmi o yolculuğun ardından gelen sürgünde yok oluyor yavaş yavaş.

Herhalde aile hasretiyle, seneler sonra yine bir trende, parasız yatılı okuduğu ortaokulu bitirmiş eve dönerken okul arkadaşı Temiz’in içi aile fotoğraflarıyla dolu albümünü çalıyor.

Ve 999. Gün adlı günlüğünde bu olayı anlatıyor: “Albümü önüne geçemediğim âni bir itiyle çantama atmıştım. İçi tıklım tıklım fotoğraf doluydu az önce birlikte bakmıştık. Aylarca her gün o fotoğraflara baktığımı anımsıyorum. Üstümdeki ağırlık onların değerini de artırıyordu, sanki.”

Zamanla ağırlık kalkıyor üzerinden, geçen uzun seneler içinde albümü de, Temiz’i de unutuyor.

Fakat seneler sonra bir vesileyle Temiz’in kardeşiyle tanışıyor ve şöyle diyor günlüğünde: “Bu kez ağırlık dallanıp budaklanarak geldi. Başkasının aile fotoğrafları çalınır mı? Mutluluğunu çalmıştım Temiz’in...”

Çocukken yaşadığı sürgün travmasından sonra, sürgünlük ile Kürtlük ile ilgili her şeyi uzun zaman yadsıyor, yok sayıyor.


“İlkokulda ben adımdan, soyadımdan, okulumdan mahallemizin adından, sokağımızın adından utanırdım”
 diye anlatıyor ruh halini.

Üstelik bu yadsıma çocukluğuyla sınırlı kalmayıp etkisini 1980’lere kadar da sürdürüyor.

1967’de Papirüs dergisini çıkarırken yakın arkadaşı Muzaffer Erdost Kürt sorununu ele alan bir yazı yazınca rahatsız olup, “Bu konuyu şimdi deşmeyelim, çok insan ölür sonra” diye karşı çıkıyor.

Bunun üzerine “İyi ama Kürtler yok mu” diye sorunca da Erdost’un ifadesiyle “gelin gibi kızarıyor”.

Bu ruh hali 1980 sonrası ise büyük bir tepkiselliğe dönüşüyor.

Ve Cemal Süreya her yerde Kürt ve sürgün olduğunu anlatıp, oğlunun nüfusta adı “Memo” olarak yazılan tek Kürt olmasıyla övünüyor, “Kadıköy’ün Kürdü” diye isim takıyor ona.

Bunları niye yazdım izah edeyim.

Cemal Süreya ailesiyle birlikte Dersim’den sürgüne giden acılı çocuklardan sadece biri...

Ama herhangi bir çocuk değil.

Memleketin en büyük birkaç şairinden biri olacak bir çocuk.

Ve bugün, onun yazdığı “Tarih öncesi köpekler havlıyordu” dizesini bilmeyeni Dersim tartışmasına bile almıyorlar neredeyse.

O tarih öncesi köpeklerin havlaması şair olacak bir çocuğun bünyesinde nasıl yan etkiler bırakıyor daha iyi anlarız belki diye karaladım işte bu satırları.


Not
: Yazı için Cemal Süreya - Şairin Hayatı Şiire Dahil (Feyza Perinçek - Nursel Duruel) adlı kitap ileYas İçinde Göçebenin Türküsü (Cemal Dindar) adlı incelemeden yararlandım. Şairin meraklıları için her ikisinde de hazine değerinde malzeme var, haberiniz olsun.


oraldem@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums