‘Çatlak’ ilerliyor

  • 17.10.2011 00:00

 Memleketi sözlüye kaldırsak ve soru da “Türklerle Kürtlerin birlikte yaşama tasavvurunu parçalayan olaylara son zamanlarda en iyi örnek sizce nedir?” olsa...

Ben maalesef hemen parmağımı kaldırıp cevap veririm: “Başbakan Erdoğan’ın BDP’nin başörtüsü önergesi için söylediği ‘Dini Zerdüştlük olan anlayışın böyle bir derdi olabilir mi? Dert istismar’ sözleridir.”

Ne daha fazla askerin, polisin ölümü, ne daha çok PKK’lının ‘etkisiz hale’ getirilmesi, ne yüzlerce Kürt siyasetçinin içeri tıkılması, hatta ne de sivillerin katledilmesi...

Bunlar elbette “çatlağın” değirmenine su taşıyor.

Ama asıl günlük yaşamın ve elbette onu büyük ölçüde belirleyen günlük siyasetin dili çatlağı fersah fersah genişleten.


“Biz”
 ve “onlar” çatlağından söz ediyorum.

Başbakan Erdoğan parti toplantısında konuşuyor: “İşte son hafta içerisinde bakıyorsunuz bir grup çıkıyor, hemen pat bir tane önerge sunuyor. Öyle bir derdi yok, öyle bir derdi olsa zaten olması gerektiğinde yapar. Kaldı ki buna mani bir hal de yok. Benim başörtülü kardeşlerimi niye istismar ediyorsun? Yapacaksan yap. Senin böyle bir derdin yok ki. Dini Zerdüştlük olan anlayışın böyle bir derdi olabilir mi? Dert, istismar. Acaba AK Parti’yi köşeye nasıl sıkıştırırız.”

Ne kadar rahat, ne kadar olağan değil mi bunları söylemek?

Kahir ekseriyeti Kürt, bilmem kaç milyon vatandaşın oyuyla seçilmiş BDP’lileri “dini Zerdüşt olan”ilan ederek kendince aşağılamak...

Tıpkı seçimlerden önce “Bunlar insan düşmanı, tek dertleri oy devşirmek” minvalinde sözlerle BDP’lileri “nefret” objesi olarak göstermek misali...

Çatlak böyle böyle ilerliyor işte...

Bazen santim santim, bazen adım adım...

Dokuz senedir iktidarda Erdoğan.

Bir yandan “açılım”“Habur”“Öcalan ile görüşme”“MİT-PKK görüşmesi” gibi daha önce icra gücünü elinde tutan kimsenin yapmadığı işleri yaptı.

Ama bir yandan da Kürt meselesinin barışçıl çözümünü imkânsız hâle getirecek o tehlikeli ve utanç verici “çatlağın” ilerlemesinin izi Erdoğan’ın diline vurdu, her kritik kavşakta.

Tabii ki kimi zaman Erdoğan’a mukabele etmek, kimi zaman onunla rekabet edebilmek için aynı çatlağın büyümesine muhalefet partileri ve Kürt siyasetçilerin de hizmet ettiğini söylemeye gerek bile yok.

Pencereden dışarı bakıyorum ve Kürt sorunu tıpkı İstanbul’un günlerdir süren kasvetli havası gibi görünüyor bana.

Önce yağmur yağıyor. Islanmamak için dinmesini bekliyorsun.

Yağmur diniyor, bir heves dışarı çıkıyorsun.

Ama bu kez de nereden geldiğini anlamadığın çamurlu su damlalarıyla ağzın yüzün ıslanıyor, şiddetli bir rüzgâr eşliğinde.

Ertesi sabah kalkıyorsun.

Tam ortam yumuşamış gibi görünürken âniden o pis hava yeniden bastırıyor.

Memleketin ruh hâliyle de sanki böyle oynuyorlar.

Önce kötü şeyler oluyor, hep beraber sinip geçmesini bekliyoruz.

Geçer gibi oluyor, tam kafayı çıkarıyoruz ki yeni bir pislik zuhur ediyor.

Ertesi sabah sakin bir güne uyandık sanıp temkinli bir sevinç içinde oluyoruz.

Ama Başbakan, muhalefet liderleri, BDP’den birileri ya da doğrudan PKK o kasveti bir kez daha yürürlüğe sokuyor.

Bu pazar sabahı uyandığımda aklımda bambaşka şeyler yazmak vardı.

Sonra bizim gazetede “Böyle buyurdu Erdoğan” başlığını ve ilgili haberi okudum.

Kasvet geldi ve aklımdaki o yazıyı dövdü.

“çatlak”a takıldım kaldım, başka bir şey düşünemedim.

Çünkü ya o çatlağı dönülmez noktaya gelmeden tamir edeceğiz...

Ya da çatlak “yarılmaya” dönüşecek.

Ve o yarılma esnasında göreceğiz ki, ülkesini seven vatandaş ile komşusunu öldüren vatandaş arasında çok ince bir sınır var.


oraldem@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums