Normal

  • 12.09.2011 00:00

Karnaval diye bir şey icat ettiler buradakiler, sonra da bir güzel ilan ettiler: Bodrum Karnavalı.

O da ne?

Gazeteci diye adımız çıktı ya bir kere, benim çenesi düşük bakkal soruyor.


“Karnaval’la bir nedir abi?”

Karnaval... Valla kafiye olsun diye bakıyorum aval aval.

Ben ne bileyim yahu...

Sanki biz karnavallarla çarpışarak büyüdük!

Festival desen bir şeyler sallarım, panayır desen onun uzmanıyımdır zaten.

Can sıkıntısının her daim bir bayrak gibi dalgalandığı taşra şehrine panayır gelir.

Okulu kırarsın, dandik tel örgülerin altından özel tim misali sürünüp içeri dalarsın.

Paraları birleştirip, nişangâha yamuk tüfekle atış talimi, halka sallayıp Maltepe sigarası kapma ve Muhammed Ali edasıyla kum torbasına sağ kroşe patlatma...

Ha tabii bir de en mühimi penaltı atmaca... Üçte üç atarsan ödülü kazanırsın ama Messi olsan kâr etmez, akşam erken iner panayıra.

Kale öyle küçüktür ki ayan beyan ortada olan hileyi anlamamak için ya bizim gibi ilkokul veledi olmak gerekir, ya da Türkiye Futbol Federasyonu...

Her neyse ne diyeyim şimdi bakkalın karnaval sualine?


“Kuartetler, aftır partiler, atölye ve performanslar”
diyemeyeceğim için “sıkı eğlence, müzik, sabaha kadar dans” dedim.

Bu kez o bakmaya başladı aval aval –ki kafiye olsun diye değil kesinlikle.

Çünkü benim tarife kalsa, Bodrum’a her gün karnaval.

Hemen tası tarağı ve gazetelerimi toplayıp uzadım oradan.

En gölge meyhaneyi bulup öğlen biralaması yapmaya karar verdim.

Garson çocuğa sordum, “Biran buz gibi mi?”


“Normal”
dedi garson en bezgin sesiyle.

Aman ne güzel, bayılırım her şeyin normaline.


Biz zaten her normalin tiryakisi olmuşuz memlekette
.

Hemen güncel iki misal gelsin bakayım.

En mühim dış politika krizi, ana muhalefet lideriyle Başbakan arasında “öperim – lanetli dudaklarına öptürtmem” seviyesinde ele alınır. (Kılıçdaroğlu uzatmaz umarım bunu, misal “bizim dudaklarımız zaten sadece halkı öper” gibi bir demeç duymayı kaldırabileceğimi sanmıyorum).

Türkiye Futbol Federasyonu, Fenerbahçe’yle ilgili şike kararını bu kez de sezon sonu açıklamaya karar verir (Hastasıyım şahsen Federasyon’a, başkan ve üyeler ne içiyorsa aynısından rica ediyorum).

Bu iki vaka sanırım “normal”le olan ilişkimizi izaha yeter.

Bir de eylül ayı var ki, o zaten hem ulusal hem de evrensel manada en “normal” aydır.

12 Eylül darbesinden, İkiz Kuleler saldırısına, Menderes ve arkadaşlarının asılmasına kadar gezegenin en “normal” vukuatlarının sene-i devriyeleri hep bu aydadır...

Bu arada garson birayı getirdi.

Tıpkı eylül gibi bira da, gayet “normal”di.

Bu normal eylüle, şahane bir isim vermişti Can Baba 12 Eylül darbesinden sonra yazdığı bir şiirde:


Vakfeyledik nefsimizi diyanete, riyazete / Kifayet etmez oldu üç aylık oruç / Dört ayları tutuyoruz gayrı: Recep, Şaban, “Kenan”, Ramazan
.

Demin dedim ya, “Kenan” ayının yaptığı fenalıklar arasında memleketin başbakanı ile iki bakanını asmak da vardır.

Yassıada yargılamaları olarak hukuk tarihine geçen skandalın en pis örneği, “don olayı” olarak bilinir.

Yani Başbakan Adnan Menderes’in kasasından çıktığı öne sürülen bir kadın iç çamaşırının mahkemeye delil olarak sunulması.

O zaman Menderes’in savunmasını üstlenen avukat Burhan Apaydın bu olayın aslını yakında çıkacak anılarında anlatmış.

Yassıada yargılamaları bittikten bir süre sonra, Apayadın kasadan çıkan o donu aslında darbeyi yapan Milli Birlik Kurulu’ndan birinin oraya koyduğu bilgisine ulaşmış. Ve seneler sonra Anayasa Mahkemesi’nden Yassıada delillerini araştırabilmek için izin çıkartmış. Yardımcısı olan avukatı mahkemenin mahzenine yollamış. Sonrasını lütfen “normal normal” okuyun: “Yardımcım o donu buldu ve dışarı çıkaramayacağı için fotokopisini çıkarttı. Kopyaya baktım, üzerinde Paris markası vardı. İç çamaşırlar konusunda uzman bir hanım dostuma gösterdim kopyayı. O bunun bir erkek donu olduğunu söyledi.”


Anlayacağınız o don Milli Birlik Komitesi’nden birinin donuymuş
, yani rütbeli bir askerin.

Avukat Apaydın’ın ifadesiyle “Aceleden kendi donunu koymuştu oraya. Kim koyduysa”.

İşte böyle “deliller” ile Menderes’i ve iki bakan arkadaşını bundan tam 50 sene önce bir 17 eylül günü astılar.

Her neyse yahu, nerden geldik buralara...

Ne diyordum? Bodrum’da Karnaval var arkadaşım.

12 eylüle kadar açığız.

O gece MFÖ konseriyle kapatıyoruz Bodrum’u (gidin de biraz kafa dinleyelim müsaadenizle artık).

Eğer bir de MFÖ’nün “normal” diye şarkısı olsaydı, yazının sonunu o biçim bağlardım.

Kafiye olsun diye değil...


oraldem@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums