Yeni yargı savaşları (2)

  • 11.02.2013 00:00

 Hukuk tahsil etmiş, aklı başında bir arkadaşımdan bir e-posta aldım dün.


“Son yazını okudum”
 deyip eklemiş, “Finalinden anladığım kadarıyla bir sonraki yazında da hükümetin yeni yargı modelinin, tamamen iktidarın hâkim ve savcılarını yaratacağını yazacaksın. Ben senin gibi bu taslağın ayrıntılarını incelemedim, bilmiyorum. Ama daha genel bir soru sormak istiyorum. Hükümetin yeni yargı modelini reddedip sırt çevirmek, yargının şu anki hâlini, yani Cemaat’in elinde kalmasını onaylamak demek olmaz mı? Son dönemde yargıdaki asıl sorun bu değil mi?”

Arkadaşım aslında farkında olmadan, yazımda anlatmaya çalıştığım yargıdaki vaziyetin şahane bir misalini vermiş.

Benim “Yargı aslında hep aynı dramatik noktadaydı” diye tarif ettiğim vaziyetin.

O dramı anlatırken, uzun seneler “ulusalcı”ların hâkimiyeti altına olan yüksek yargı kadrolarının 2010 referandumuyla birlikte değiştiğini, ama özünde yargı zihniyetinde hiçbir şeyin değişmediğini yazmıştım.

Aslında daha gerilere de gidebiliriz ve yine aynı tablo çıkar karşımıza.

Demokrat Parti 1950’lerde “yargıda sorun var” diye feveran eden, yargıyı elinde tutan CHP ise bunun üzerine “yargı bağımsızlığı” diye tutturan taraftı.

2002’de AKP’nin iktidara gelmesinden birkaç sene sonra roller yine benzerdi: AKP “yargı vesayeti”nden yakınıyor, CHP otomatiğe bağlamış hâlde yine “yargı bağımsızlığı” çığlıkları atıyordu.

2010 referandumunda sonra roller değişti, çünkü yargının sahibi olan güç değişti.

Bu kez CHP “yargıda sorun var” demeye başladı. Ve bildiniz, AKP de “yargı bağımsızdır, müdahale edilemez” repliğini tekrar etti.

AKP’nin yargının aslında kendi elinde olmadığını anlaması, 2012’deki MİT soruşturması vakasının yaşanmasıyla oldu.

O zamandan bu yana Başbakan Erdoğan her fırsatta yargıdan yakınıp, “sorun var” algısını güçlendirirken, Cemaat ise tüm kalemşorlarıyla “yargı bağımsızlığı” klişesinin bayraktarlığını yapıyor.

Vaziyet böyleyken, “Yeni yargı savaşları” yazımı okuyan hukukçu bir tanıdığımın, şu anda“yargıdaki sorunu” Cemaat olarak tesbit edip, sırf onların tahakkümü altında kalmasın diye hükümetin yeni modeline destek vermeyi önermesi elbette manidar oldu.


Yargıdaki kısırdöngü

Çünkü yukarıda özetlediğim tablonun gösterdiği asıl nokta, yargıdaki kısırdöngünün koordinatlarıydı.

O koordinatları birleştirince ortaya çıkan tablo ise şunu anlatmaktadır: Birileri “yargıda sorun var”diyorsa, anlayın ki onlar yargıdaki iktidarını kaybetmiştir...

Ve başka birileri onlara kurmalı bebek gibi ikide bir “yargı bağımsızlığı, yargı bağımsızlığı” diye cevap veriyorsa, bilin ki yargı ellerinde demektir.

Meseleyi böyle koyunca yeni tasarıların, yeni modellerin, o modellerin getirdiklerinin, şu kadar hâkimi filanca, şu kadar HSYK üyesini falanca seçecekmiş hesaplamalarının bir kıymeti harbiyesi kalmıyor.

Çünkü yargı, sürekli olarak ele geçirilmesi için mücadele edilen, ele geçirilmesi gereken bir iktidar alanı olarak görüldükçe yapılan yorumlar, önerilen sistemler, sarf edilen sözler, bunu söyleyenlerin konumunu açık etmekten başka bir mana ifade etmiyor.

Yargı, dönme dolap gibi turlayıp “Ulusalcı- Kemalistler”, AKP’liler, Cemaat ya da bir başka gücün belli bir oranda eline geçiyor, ama kimin elinde olursa olsun “yargıç zihniyeti” özünde değişmiyor.

O yargıç zihniyeti ise, entelektüel bir birikimi olmayan, sığ milliyetçi, devletçilik refleksine sahip bir vasattan oluşuyor.

Evet, gerçeği söylemek gerekirse AKP’nin yeni yargı modeli fecidir.

Bir sürü rakama boğulmadan tek bir misal durumu izaha yetecektir: Bu modelde 387 Yargıtay üyesinin 96’sını başkan kendisi seçecektir.

Ama bu modelin daha baştan ölü doğmasının nedeni, sadece majestelerinin yargısını oluşturması değildir.

AKP’nin yeni yargı modelindeki asıl sakatlık, yargıyı sadece Cemaat’in yönettiği bir yapı olarak görüp, tek “sorun”u bu olarak belirleyip, sistemini bu göre bina etmesidir.

Bunun neticesi de, “yargıda sorun var” “yargı bağımsızlığı” feryatlarının yarattığı kısırdöngü içinde yuvarlanıp gitmeye devam etmektir.


[email protected]

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.