Klişeyi gönül rahatlığıyla kullanmanın tam zamanıdır.

Tarihî günlerden geçiyoruz.

Her gün defterimize tarihî bir not düşüyoruz.

Kimi Paris suikastı misali olumsuz notlar, kimi Erdoğan ve Arınç başta hükümet edenlerin PKK’lılara yönelik üslubundaki “insanileşme” misali olumlu olanlar.

Kimi Öcalan’a televizyon verilmesinde olduğu gibi küçük ama mühim adımlar, kimi ışık hızıyla akan gündem içinde hak ettiği yankıyı henüz bulamayan Özel Harp Dairesi’ni temize çekme sinyali gibi harbî büyük adımlar.

MİT’in Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’na yolladığı rapordan bölümleri Taraf geçen hafta boyunca Arzu Yıldız imzalı haberlerle yayımladı.

Raporda, eski adı Özel Harp Dairesi olan, bugün Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı olarak bilinen yapının yakın tarihteki eylemleri anlatılıyor.

Anlatan devletin en mühim kurumu olan ve aynı zamanda İmralı görüşmelerinin lokomotifliğini yapan MİT.

Rapordan şimdiye dek yansıyanlar ağırlıklı olarak, Özel Harp’te görev yapmış bir subayın MİT’e yazdığı ihbar mektubuna dayanıyor.

Ve “içeriden” gelen bu bilgiler, Bülent Arınç’a suikast iddiasından sonra bir hâkimin Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanlığı’nda, yani Kozmik Oda’da yaptığı incelemelerde bulunanları teyit ediyor.

Rapordaki en kritik noktalardan biri, Seferberlik Tetkik Kurulu’nda Ergenekon benzeri bir yapılanmanın aktif olarak çalıştığı tesbiti.

Bu tesbite ek bir bilgi daha var.

MİT raporu diyor ki, hâkim araması sırasında Kozmik Oda’da bulunan krokilerdeki mühimmat ile Ergenekon soruşturmasını başlatan Ümraniye bombaları aynı seri numarasına sahip.

Daha neler yok ki...

AKP hükümetini devirip darbe zemini oluşturmak için Bülent Arınç’a, adı yazılmayan bir CHP’li vekile, Türkan Saylan’a ve Tuncay Özkan’a suikast planı yapılması (bir sağdan bir soldan).

Hrant Dink, rahip Santaro cinayeti ve Malatya’daki Zirve Katliamı...

Hepsi “Harekât Planı” adı altında bir bütünün, memleketin kirli geçmişinin bir parçası ve hepsinde ortak adres olarak Özel Harp Dairesi gösteriliyor.

Tarihî günlerden geçerken ortaya çıkan tarihî bir rapor bu.

Çünkü İmralı sürecini yürüten kurum olan MİT aracılığıyla, en az o süreç kadar mühim bir başka süreci başlatma sinyali veriliyor.

Soğuk savaşın bitimiyle bütün Avrupa ülkelerinin yaptığının aksine Türkiye’nin bir türlü gerçekleştiremediği Özel Harp Dairesi adlı karanlık geçmişiyle hesaplaşma fırsatını.

O geçmişin PKK ile ilgili kısmı 15 Ağustos 1984’te başladı.

O akşam PKK Şemdinli ve Eruh baskınlarını yapıp adını ilk kez duyurduğunda, haberi gece yarısı alan Ankara şaşkındı.

Çünkü karşılarında gerilla savaşı başlatmış silahlı bir grup vardı.

Ve ne polis, ne de jandarma da bu tarz bir mücadele yürütmeye uygundu.

İlk şaşkınlık atlatılınca akla, tam da o sıralarda kurulan ve ABD’de kontrgerilla eğitimi alan Özel Harp Dairesi’nin Özel Birlikleri geldi.

Başında Binbaşı Korkut Eken’in olduğu bu birliğe bağlı dört tim Güneydoğu’ya yollandı.

İşte Özel Harp’e bağlı Özel Kuvvetler PKK ile ilk çatışmaya o zaman girdi.

Sonrası malum, memleket tarihinin 30 senelik karanlık sayfalarından ibaret.

Eğer şimdi ortaya çıkan MİT raporu, siyasi iradenin Kürt meselesini demokratik yollardan çözmek için gösterdiği kararlılığı, bu meselenin kirli tarihiyle hesaplaşmak için de göstereceği anlamına geliyorsa...

En az İmralı süreci kadar mühim bir başka sürecin daha başlangıcındayız demektir.

oraldem@gmail.com