“Siyasi İslam” ve AK Parti deneyimi

  • 3.02.2014 00:00

 Arap Devrimleri sonrası dönemi bundan daha iyi özetleyen bir ifade var mı, bilemiyorum. Devrim sürecindeki aşırı iyimserliğin, siyasi krizler ile yerini aşırı kötümserliğe bıraktığı bir dönemde, büyük genellemelere teslim olmamak için yerinde bir uyarı.

Türkiye’nin 1980 sonrası yaşadığı, on yıllar süren, birçok siyasi ve ekonomik kriz eskiten bir dönüşümü Arap dünyası yoğunlaştırılmış ve hızlandırılmış bir devrim macerası ile tecrübe etmeye talip oldu. Eski ölmüştü, statükoya inanç kalmamıştı, resmî ideoloji artık kitleler için “mış gibi” yaptıkları bir tekerlemeye dönüşmüştü. Tek tek devrilen liderler için dökülecek çok da gözyaşı yoktu.

Fakat Türkiye’nin aksine Arap deneyiminde yaşanan, ani bir çöküş ve bu çöküşe eşlik eden alternatiflerin olmaması idi. Kemalizm, 1990’larda bir yandan en güçlü ve popüler zamanlarını yaşarken, diğer yandan hegemonyasını kaybediyordu. İlginç bir şekilde hegemonyasını yitirirken Kemalizm, ideolojik rakipleri ile kaybediyordu. 1990’lar boyunca Kemalist devlet için en büyük tehdidi oluşturan “Siyasal İslam” ve Kürt milliyetçiliği, 2000’lerin başı ile kaybetmiş iki siyasi proje idi.

AK Parti’nin kurucu kadrosu bu durumun farkındaydı. Bu nedenle siyaseten köklü bir revizyona gitme ihtiyacı duyuldu. Kemalizm siyaseten kaybetmesine rağmen, çözümün reformda olduğunu göremedi. Aksine Kemalizm için bile arkaik bir söyleme sığındı. 1940 yılı için dönüştürücü olan Köy Enstitülerinin müfredatını, 2000’lerde siyasi vizyon olarak benimserken gerçeklikle temasını kaybettiğini idrak edemedi. Gittikçe daha lümpenleşti, parodi hâline geldi.

AK Parti cephesinde hakim olan anlayış ise farklıydı. “Siyasi İslam” ile arasına net bir sınır çizmekle kalmadı, Siyasi İslam’ı karşısına da aldı. Örneğin, eski talebelerini Siyonizme hizmet etmek ile suçlarken Erbakan, bu kırılmanın ne kadar büyük olduğunu vurguluyordu.

AK Parti deneyimi bu anlamda “Siyasal İslam”ın Türkiye’de çöküşü ile mümkün olan ve bu çöküşü simgeleyen bir siyasi gelişme idi. Ne parti programında İslam vurgusu olan, ne de icraatlarında İslami bir siyasi düzen kurmayı hedeflediğini gösteren bir unsur bulunmayan bir siyasi hareketi, “Siyasi İslam”ın temsilcisi olarak görmek mümkün değildir. İlginç fakat kendi içinde bir uyum gösteren bir senteze borçluydu AK Parti başarısını. Siyaseten bazen liberal demokrat, bazen ataerkil muhafazakâr, ekonomik olarak bazen neo-liberal bazen sosyal demokrat, sosyal olarak ise muhafazakâr sembolleri taşıyan ancak özünde oldukça dönüştürücü bir hareket sunuyordu AK Parti. Dış politikada ise dünyaya entegre olmayı amaçlayan, zaman zaman ideolojik saiklerin ancak çoğu zaman pragmatizmin rotasını belirlediği bir yol izledi. Dolayısıyla AK Parti’nin olası bir siyasi başarısızlığı, Siyasi İslam’ın değil, farklı alanlarda uyguladığı farklı ideolojik pozisyonların sorgulanmasına sebebiyet verecektir.

Gülen Hareketi de bu anlamda pek farklı değildi. Dev bir ekonomik ve devlet içi kadrolaşmanın getirdiği siyasi gücün üst yapısını oluşturan ideolojik çerçeve Siyasi İslam değildi. Örneğin Amerikan misyoner okullarının bile kuruluşunda olan dinî vurgu, Gülen okullarında olmadı. Bu nedenle mevcut çatışma Siyasi İslam’ın farklı taşıyıcıları arasındaki bir müsabakadan ziyade, özünde epey seküler bir siyasi mücadeleye tekabül etmektedir.

Mısır’da yaşanan kriz ile Türkiye siyasetini bu yüzden birlikte okumak mümkün değildir. Siyasi İslam’ın Mısır’daki serüveni ise yarınki yazının konusu.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums