Lübnan’da kaçırılan Türkler: Hatalar, efsaneler ve manipülasyonlar -1-

  • 24.10.2013 00:00

 Bir süre sonra rehineler serbest bırakıldı. Kaçırılma hadisesinin neredeyse yıl dönümünde, yine Lübnan’da iki Türk pilot kaçırıldı. Malumunuz, pilotlar geçtiğimiz hafta serbest bırakıldı ve Türkiye’ye geri döndü.

Peki, bu kaçırılma hadiselerinin arkasında yatan sebep neydi? Türk Dışişlerinin süreçte hatası oldu mu, olduysa bu hatalar nelerdi? Türkiye medyası, siyaseti bu süreci nasıl izledi? Bu soruların cevaplarını birkaç yazıda tartışmaya çalışacağım.

Önce arka plan:

2012 yılının Mayıs ayında Halep yakınlarında 22 Mayıs’ta 13 kişi kaçırıldı. Suriye’de vaka-i adiyeden olan kaçırılma faaliyetinin uluslararası bir krize dönüşmesinin nedeni kaçırılan kişilerin kimlikleriydi.

Kaçırılanların ailelerine göre kaçırılan kişiler İran’da kutsal mekân ziyaretinin dönüş yolunda olan Lübnanlı sivil Şiiler idi. Rehineleri tutan Suriyeli muhaliflere göre kaçırılanların arasında rejim birliklerine eğitim ve istihbarat sağlamak amacıyla İran üzerinden geçen Hizbullah yetkilileri vardı.

Türkiye, Lübnanlı yetkililerin ricası üzerine, bu krizde bir arabuluculuk rolü oynama girişiminde bulundu. Zira hâlihazırda Sünni-Şii gerginliği ile çalkalanan Lübnan’da böylesi bir kriz kimsenin istemeyeceği sonuçlar doğurabilirdi.

Olayın devamını 11/06/2012 tarihinde Taraf gazetesine yazdığım “Kaçırılan Şii Hacılara Ne Oldu” makalesinden bir alıntı ile takip edelim:

“Pazarlıklar hemen başladı. Olaydan bir gün sonra Lübnan Dışişleri Bakanı Adnan Mansur, rehinelerin yerlerinin tesbit edildiğini ve çok kısa bir zaman içinde serbest bırakılacağını söyledi. Müzakerelerin kim tarafından yapıldığı açıklanmasa da, Arap kamuoyuna göre süreç, Türkiye’nin kontrolü ve öncülüğünde ilerliyordu. Olaydan 3 gün sonra, Şii hacıların serbest bırakıldığı yönünde bir açıklama geldi Lübnan Başbakanı Necib Mikati’den. Dünyanın saygın medya kuruluşları bu haberi son dakika gelişmesi olarak geçti. Hacılar güya Türkiye’ye teslim edilmişti. Türkiye’den ise Lübnan eski Başbakanı Saad Hariri’nin temin ettiği özel jet ile Lübnan’a döneceklerdi. Herkes derin bir nefes aldı. Krizin Lübnanlı aktörler tarafından iyi yönetildiğine dair analizler bile yazıldı. Hizbullah lideri Nasrallah’ın teskin edici beyanları takdir edildi, Sünni lider Hariri’nin krizi çözmek için gösterdiği çabalar alkışlandı. Suriye Ulusal Konseyi’nin sürece bilfiil katkısı olumlu karşılandı. Türkiye ise son zamanlarda epey tartışmalı hale gelen 'yumuşak gücü' ile kriz çözen ülke imajını cilaladı. Rehinelerin aileleri ve yakınları karşılama töreni için Beyrut havaalanında beklemeye başladı.

Ve birden, rehine yakınları havaalanına kadar gitmişken, işin aslının öyle olmadığı çıktı ortaya. Rehineler serbest bırakılmamıştı, İstanbul’da değillerdi ve daha da vahimi kimsenin, nerede olduklarına dair bilgisi yoktu!..”

Haftaya burdan devam.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums