Komşuda pişen iç savaş Lübnan’a da düşüyor

  • 10.12.2012 00:00

 Suriye krizi uzadıkça komşuda pişen iç savaş Lübnan’a da düşüyor.

Lübnan’dan dünya medyasına düşen yine çatışma ve ölüm haberleri oldu bu hafta. Beyrut’a iki saat uzaklıkta, Suriye sınırında yer alan Trablusşam’dan uzun zamandır gelen haberlerin mahiyeti farklı olmuyordu zaten. Şehirde 2011 yılının haziran ayında başlayan çatışmalar neredeyse iki ayda bir tekrar tekrar yaşanıyor. Her çatışmanın bilançosu trajik ve ağır. Geçen salı günü başlayan ve halen devam eden son çatışmalarda ölen sayısı 17’yi buldu.

Trablusşam Lübnan’ın ikinci büyük kenti. Trablus’ta yaşayan Sünni nüfusun sayısının 500.000 civarında olduğu tahmin ediliyor. Buna karşılık Nusayri nüfusun ise 40.000 ila 60.000 arasında olduğu söyleniyor. Bu Nusayri nüfus Trablusşam’da özellikle Cebel Muhsin bölgesinde yoğunlaşmış durumda. Çatışmalar da genel olarak şehrin kuzey doğusunda yer alan tepelik Cebel Muhsin ve Bab el-Tebenneh mahalleleri arasında gerçekleşiyor. İronik bir şekilde bu iki mahalleyi ayıran sokağın ismiSuriye Sokağı ve çatışmaların merkezinde de Suriye ihtilafı yer alıyor.

Trablusşam’daki siyasi hava –Lübnan’ın diğer bölgeleri gibi mevcut gerginlik ve keskin siyasi ve mezhepsel ayrımlar nedeniyle herhangi bir sebepten oluşacak çatışmalar için zaten son derece uygun bir iklim yaratıyor. Suriye krizi bu havanın ağırlaşmasını tetikledi, doğru. Ancak Trablusşam’da yaşayan Lübnanlılar hikâyelerini iç savaştan başlatıyor. Bu bölgedeki Nusayri-Sünni ayrımı ve bununla beraber gelen Esed rejimi yanlısı-karşıtı pozisyonun kökenlerini elbette daha eskiye götürmek de mümkün. Lakin iç savaş döneminde kristalize olan bu ayrım bugün hâlâ bölgede yaşayan ve ihtilaf hâlinde olan grupların sadece hafızasını değil aynı zamanda siyasi pozisyonunu da belirliyor.

Suriye-Lübnan sınırında tarihsel olarak yaşayan kadim bir Nusayri nüfus hep oldu. Ancak Trablus’ta bulunan Nusayrilerin büyük kısmı 1940’larda mevsimlik tarım işçisi olmak için buraya göçenlerden oluşuyor. Bu Nusayri gruplar Trablus’un varlıklı Sünni toprak sahiplerinin yanlarında çalışan “garibanlardı”. Suriye rejimi ilerleyen zamanda bu “demografik fırsatın” farkına vararak bunu kendi lehine kullanma girişimlerinde bulundu. Suriye’den gelen Nusayri nüfusa, yerel Sünni siyasetçilerin kendi aralarındaki çekişmelerindeki oy hesaplarının da yardımıyla, vatandaşlık verildi. Bu nüfus Trablus’un bir ilçesi olan Cebel Muhsin’de yoğunlaşmaları üzerine teşvik edildi.


Trablus’taki Nusayri ve Sünni nüfus arasındaki nefretin tohumları Lübnan iç savaşı sırasında atıldı. 
İç savaşın başlamasından sonra gerçekleşen Suriye’nin Lübnan işgali (1976) sırasında Trablus’ta yaşayan Nusayri nüfusun bir kısmı Sünnilerin gözünde Baas rejiminin kirli işleri için kullandığı bir unsur oldu. Özellikle Sünnilerin “1984 katliamı” şeklinde andıkları çatışmalarda Sünniler açısından sorumlu olan yerel Nusayri nüfustu.

Suriye’de başlayan protestolar, muhalefetin güçlenmesi ve Esed rejiminin geri dönüşü olmayacak bir şekilde sarsılması üzerine bölgedeki dengeler değişti ve hâlihazırda mevcut olan düşmanlık ve gerginlik en ufak kıvılcımlarla ateşe dönüştü.

Lübnanlı Nusayriler bu çatışmaları bir ölüm kalım mücadelesi olarak algılıyor. Lübnan’daki siyasi nüfuzlarının ve güvenliklerinin teminatı olan bir rejimin çökmesiyle işlerin değişeceğinin pekâlâ farkındalar. Nusayrilere göre bölgenin Sünnileri arasında tehlike verici ölçüde Selefilik yaygın ve bu kişiler Suudi Arabistan tarafından silahlandırılıyor. Yine Sünnilerin Suriye’deki muhaliflere bölgeden silah kaçırdığı iddiasındalar.

Sünniler ise öz vatanlarında parya olduklarını söylüyorlar. Lübnan’ın on yıllardır Şam’dan yönetildiğini ve Esed rejiminin iç savaş sürecinde ve sonrasında birçok katliam ve suikasttan sorumlu olduğunu ifade ediyorlar Bölgedeki Nusayrilerin bir kısmının Suriye’nin iskân politikaları dâhilinde bölgeyi kontrol etmek için gönderildiğini ve bu nedenle hiçbir zaman Trablusşamlı olmak çabasında olmadıklarını iddia ediyorlar. Esed rejiminin talimatlarıyla Lübnan’ı karıştırma ve kaos ortamı yaratma senaryosunun uygulandığına inanıyorlar.

Tarihî bagaj iki taraf için de ağır. Ve elbette iki tarafın da hikâyesi karşı tarafı suçlamak üzerine kurulu. Bölge tarihî çatışma koşullarında en mağdurların bile en korkunç şekillerde çirkinleşebileceğini kanıtlamak için yazılmış bir ders kitabı neredeyse.


İşin dramatik ve kritik yanı ise Trablusşam’da çatışan gruplar arasında bir savaş bıkkınlığı olmaması. Aksine iki taraf da geleceklerinin bu çatışmalara bağlı olacağı inancında ve bedeli ne olursa olsun bu savaşa devam etme niyetinde. Daha da fenası bu çatışmaların Sünni-Şii çatışmasına dönüşüp, Lübnan’ın başka bölgelerine sıçrama ihtimali de var.

İşleri daha da kötüleştiren başka bir faktörse, Lübnan’da yükselen Selefilik fenomeni. Bu fenomenin analizi ise başka bir yazının konusu...


cerenkenar@gmail.com

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums