DUMUR çocuklar ya da Z kuşağı

  • 12.06.2016 00:00

 Geçenlerde yönetmen Sinan Çetin 'face' sayfasında X, Y, Z filan kusagı da denen orta sınıfailelerin sorunlu çocukları üstüne bir yazı paylastı.

Egitimpedia.com adındaki bir siteden...
Yazı, gerçekten orta sınıf, hali vakti yerinde gençlerdeki bir 'arızaya' dokunuyordu. Anlatılanlar Batıya has gibi gözükse de bizim buradaki bir yasam tarzını da resmediyordu.
Beyaz Adam'ın sosyolojisini.
Çünkü Marks'ın dedigi tam ters yönden gerçeklesmis: Dünyanın bütün beyazlarıbirlesmisti!
Elbette problemler de aynılastı...
Küresel sistemin madunlarıyız hepimiz. Bu hâl, ülkede gelirleri hızla orta sınıf seviyesine yükselen ve kendi geçmis magduriyetlerini çocukları yasamasın diye didinen mütedeyyin anne-babaları da büyük ölçüde kapsamakta...
Gezi Nesli, sosyal medya insafsızlıkları ve ülke kanarken ecnebi liselerinin bayrak kaldırısı...
Zenci-Beyaz anlasmazlıklarının üstüne düsünmekte olanlar için meseleye 'light' bir giris vesilesi olabilir diye, o yazının üstünde dolasmak istiyorum bugün.
Avustralyalı tanınmıs çocuk psikologu Dr. Micheal Carr'a göre, helikopter ebeveynligin bir anlamda daha ileri bir versiyonu olan ve çocuklarının önüne çıkan her tür zorlugu ortadan kaldıran 'kar küreyici' ebeveyn nesli ortaya çıktı!
Çocugunun üstüne fazlasıyla düsen ve onun her yaptıgını bir helikopter gibi takip eden,her durumda yetisen helikopter ebeveynler, farkında olmadan çocugun gelisimini olumsuz yönde etkileyip, güçlü bir kisilik gelistirmesini zorlastırıyorlar.
lik yaparak baslayan ve ' küreyici' asamaya varan söz konusu anne babaları, hep önde gidip yolu dümdüz açan buldozerler olarak da görebiliriz.
Diyor ki Carr; "Bu insanlar çocuklarını öylesine el üstünde tuttu ki artık günümüzde ergenler arasında salgın gibi yayılan zihinsel bir rahatsızlıga... -buna dumur, afallama, donakalmak da denebilir- ...neden oldular."
Dr. Michael Carr-Gregg'e göre, modern ebeveynler çocuklarının hayatlarını fazlasıyla kolaylastırdı. Böylece çocuklar karsılastıkları problemleri kendileri çözemez, önlerine çıkan engelleri asamaz hale geldi.
"Dısarıdan bakıldıgında bu hayranlık duyulacak bir sey! Çünkü hepimiz çocuklarımız için en iyisini istiyoruz. Ama böyle davranmak, onlara dirençli olma konusunda hiçbir sey ögretmedigi gibi, evden ayrılıp dünyayla yüzlestiklerinde çok savunmasız kalmalarına neden oluyor."
Bu 'kar küreyici', 'armudu pisirip agza düsürücü' ebeveynler; çocuklarının okula otobüse binerek ya da yürüyerek gitmesini tesvik etmek yerine onları okul kapısına kadar bırakıyor.
Onlara en son teknolojik cihazları ve dijital oyuncakları alıyorlar. Çocuklarını hiç karıstırmadan çamasır yıkıyor, evi temizliyor, yemek ya da ütü yapıyor, kızlarının ya da ogullarının ev ödevlerini hazırlıyorlar.
Dr. Carr-Gregg, giderek yaygınlasan bu yaklasımının, çocuklarına yeterince zaman ayırmadıgını düsünen anne babaların suçluluk duygularından kaynaklandıgını düsünüyor.
"Bu kısmen de, ailelerin küçülmesinden ve yalnızlasmasından kaynaklanıyor. Ebeveynlerin artık çok az zamanı var, kendilerini suçlu hissettikleri için çocuklarını sımartıyorlar."
Bunun tek sonucu; sımartılmıs, o yüzden mızmız, asabı bozuk, giderek empati yoksunu ve öfkesini dijital ortamlarda tatmin eden bir kusak degil!
Depresyon, kaygı, madde bagımlılıgı ve intihar oranlarının oldukça yüksek oldugunu belirtiyor Dr. Carr.
"Bu da onların çok zayıf bir kusak oldugunu gösteriyor. Temel kural, 'çocukların kendilerinin yapabilecekleri isleri onların yerine yapmamak' olmalı" diyor...
Yani, çocuklara okula giderken otobüse, bisiklete bindirmek, toplu tasımayı nasıl kullanacaklarını ögretmek. Ayrıca çocukların düzenli ev islerinin olması, teknoloji kullanımlarının sınırlanması ve paranın degerini anlayabilmeleri için yarı zamanlı bir ise girmeleri gerekiyor.
En son söyle yazıyor doktor:
Onları böyle el üstünde tutmayı bırakmalıyız. Çocuklar camdan yapılmadılar, çatlamayacaklardır...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.