- 25.12.2019 00:00
28 Aralık 2011 günü akşam saatlerinde, Türkiye-Irak sınırı üzerindeki Roboski'de bir katliam oldu.
Sınır hattı üzerindeki Şırnak'ın Qileban (Uludere) ilçesine bağlı Roboski ve Bêcih köylerinden 34 kişi, kaçağa gittikleri Irak tarafından köylerine dönüyorlardı.
Herkes bilir; sınır hattı üzerindeki yoksul köylerin en önemli geçim kaynağı kaçakçılıktır. Herkes bilir ve o sınır hattı üzerindeki karakollar da bilir. Nitekim Roboskili köylülerin o gün Irak tarafına geçtiğini ve o akşam döneceklerini oradaki karakol da biliyordu.
Fakat her ne olduysa, nerelerden ferman geldiyse, o akşam kaçaktan evlerine dönen köylülerin üzerine Türk savaş uçakları bomba yağdırdı.
Çoğu çocuk yaşta 34 kişi parçalanarak korkunç bir şekilde öldürüldü.
Köylüler karakola koştular, "Onlar bizim köylülerdir, yapmayın!" diye feryat ederek. Karakoldan ateş edilerek önleri kesildi. Allah'a yakardırlar, bir mucize olsun istediler. Olmadı...
Bombardıman bitti ve Roboskili köylüler, yakınlarının dağa taşa saçılmış bedenlerinden parçalar topladılar.
Roboski’den yürek parçalayan ağıtlar yükseldi.
Kürtlerin yeri göğü inleten ağıtları, Türkiye'nin dört bir yanında havai fişeklerle yapılan yeni yıl kutlamalarını engelleyemedi.
Ülkenin bir yanında yas vardı, öbür yanında yeni yıl şenlikleri...
Ülkeyi yönetenler, "Yanlışlık oldu" dediler. "Onlar da kaçakçılık yapmasaydı" dediler. "Neyse parası verelim, unutun gitsin" dediler.
"Katırlara bir şey olmadı ki" diyen de oldu.
Ve bu katliamın sorumluları, hesap vermedi. Haklarında iddianame yazılmadı. Mahkemeye çıkmadılar. Dosya, açılmadan kapandı.
"Davanın takipçisi olacağız" diyenler de unuttu bu sözlerini ve dosya Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne de gitmedi.
Dosyalar kapandı ama yüreklerdeki acısı hala taze. Yara hala kanıyor. 13 yaşındaki çocuğunun bedeninden kalan parçalar önünde taş kesen Felek Ana, nasıl unutsun bu acıyı?
***
Roboski, vicdan ve adalet duygumuzun kanayan yarasıdır.
Roboski insanlığımızın samimiyet sınavıdır.
Roboski, Diyarbakır Dağkapı Meydanı’nda kurulan darağaçlarında sallanan bedenlerimizdir.
Roboski, kan akan Geliye Zilan'dır.
Roboski, Elazığ Buğday Meydanı’nda sehpaya yürüyen Seyit Rıza'dır. Dersim ‘38'dir. Kan akan Munzur'dur.
Roboski, 33 kurşundur.
Roboski, Kürtlerin ağıtlarla yazılmış tarihinin "Êdi bese" çığlığıdır.
Roboski, ancak vicdanı olanların duyabileceği anaların isyanı ve feryad-ı figanıdır…
***
Yeni yılı kutlarken bu feryatlara kapatmayın kulaklarınızı...
Çünkü o feryatlarda dile gelen, direnen insanlığımız, vicdanımızdır…
Yorum Yap