Sur’u Toledo yapmak?

  • 4.02.2016 00:00

 Başbakan Ahmet Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yurtdışında olmasını, varlığını hissettirmek için değerlendirmek gayretinde. Hakkıdır. Üstlendiği sorumluluğun gereğidir. Geçen yıl bu zamanlar mıydı, ‘Hükümet Sözcüsü’ sıfatıyla Bülent Arınç’ın Saray’a, sonradan boşa düşen ‘Hükümet var’ açıklamasının gereği de budur.

Fakat Sayın Davutoğlu’nun memleket meselelerine dair açıklamaları nedense insanda şaşkınlıkla karışık bir hayret duygusu uyandırıyor. Mesela Davutoğlu “Basın özgürlüğü, düşünce ve ifade özgürlüğü benim kırmızı çizgimdir” diyor, ama bu sözler medyanın ağır bir baskı altında olması gerçeğini değiştirmediği gibi, bu baskıyı yaşayanlarda herhangi bir rahatlamaya, memnuniyete filan da yol açmıyor. Çünkü bir şey değişmiyor.

Hatırlıyoruz; 7 Haziran seçimlerinin ardından yaptığı ilk açıklamalarda milli iradeye saygıdan bahsetmiş, artık taşların yerli yerine oturacağını söylemişti. Ama bir türlü yerini beğenmeyen büyük taşın gölgesinde üstlendiği sorumluluğu ve sözünü ortada bırakan da kendisi oldu.

Ülkemizin doğusunda uygulanan ‘abluka’ siyasetine ilişkin kaygıları, endişeleri, eleştirileri “Hiçbir sivil zarar görmedi, görmeyecek, çok hassas davranıyoruz. Güvenlik için özgürlüklerden vazgeçmeyeceğiz” sözleriyle karşıladı. Ama bölgedeki çatışmalarda içlerinde çocukların da olduğu çok sayıda sivil hayatını kaybetti ve Sur’da, Cizre’de ‘abluka’ da ölümler de devam ediyor.

Mahsun Kırmızıgül olup bitenlere ilişkin kaygılarını paylaşıp kendisinden insaf, merhamet talep edince, o gün bugündür Kırmızıgül’e “Aynaya bak” diyor, “Bizim merhametimizi bütün dünya bilir” gibi anlamsız laflar ediyor. Ama kendisi aynaya bakmaktan korkuyor. Çünkü kan var...

Davutoğlu halen abluka ve çatışmaların devam ettiği Sur’la ilgili de ‘ilginç’ bir açıklama yaptı. Operasyonlar bitince Sur’u Toledo yapacaklarmış. Bu sözler müteahhitleri heyecanlandırmış olabilir, bilemiyorum, ama Ayşe Öğretmen ve barış isteyen akademisyenler nezdinde ‘hain’ ilan edilen insanlar için aynı şeyi söylemek mümkün değil. UNESCO tarafından ‘dünya mirası’ ilan edilen bölgede yaşayan insanların ne düşündüğü önemliydi asıl.

Sur deyince bu Toledo çıkışıyla ilgili Sur’da iki dönem belediye başkanlığı yapmış Sayın Abdullah Demirbaş’ın görüşlerine başvurmamak olmazdı elbette.

Demirbaş’ın ilk sözü, “Kasap et derdinde koyun can derdinde” oldu ve devam etti:

“Orada her gün oluk oluk kan akıyor. Asker, polis, sivil ya da militan... Biz bu ölümleri nasıl durduracağımızı değil de Sur’u nasıl Toledo yapacağımızı mı tartışacağız? Allah’tan korkmak lazım. Vicdana, ahlaka, insanlığa sığmaz. Şu da var; buranın ne olacağına hükümet karar vermek istiyor. Orada yaşayan insanlara, sivil toplum kuruluşlarına sordunuz mu? Toledo olmak istiyorlar mı bakalım? Orası Diyarbakır’dır. Amed’dir. Sur’dur. Kökleri, tarihi, kimliği var. Tarihte Babil ve Ninova Diyarbakır ile yaşıttır. Tarihten sildiler. Şimdi de Diyarbakır’ı tarihi bağlarıyla kopararak silmek istiyorlar. Önce kanı durduralım, bir barış süreci başlatalım. Ondan sonra Diyarbakır’ı kendi kimliği, kültürü, değerleriyle birlikte nasıl inşa etmemiz gerektiğini konuşalım.”

Sayın Davutoğlu’nun gerçekten de aynaya bakmasında ve ‘başbakan’ olduğunu hep hatırında tutmasında sonsuz fayda var...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums