Dışarıda ‘yaptık oluyor’ olmuyor

  • 22.12.2015 00:00

 AKP’nin uzun süredir ‘yapıyoruz ve oluyor’ keyfiyetiyle hareket ettiğini biliyoruz, görüyoruz, yaşıyoruz. Bunu dış politikada da mesnetsiz bir kendine güven ve ‘motivasyon’ unsuru haline getirdiler. Ama ‘dışarıda’ işler hiç de arzuladıkları gibi gitmiyor.

Dış politikanın kendine özgü ‘diplomasi’ olarak adlandırılan bir dili var. Bu dilin özgünlüğü, ülkenizi ve onun çıkarlarını dünyaya karşı temsil ederken ciddi, sorumlu, muhtemel bütün olasılıkları hesaba katan bir hassasiyet ve sorumlulukla hareket etmek gerekliliğinden ileri geliyor. Meramını ‘pat’ diye söylemek ‘diplomatik’ bir dil değildir mesela. Lafınızı ölçüp biçip tartmış olarak söylemezseniz, öngöremediğiniz sonuçlarına da katlanmak durumunda kalırsınız. Aynı şekilde, attığınız adım, verdiğiniz karar, aldığınız tutum ile ilgili kılı kırk yaran bir sorumlulukla hareket etmek durumundasınız. Bu ciddiyet ve sorumluluktan uzaksanız, mesela dış politikadaki muhataplarınızı ‘içerdeki’ muhalefet partileriyle veya her dediğinize inanmaya hazır varsaydığınız taraftarlarınızla karıştırırsanız, amiyane tabirle ‘çuvallama’ riskiniz büyüktür. Tabii sizinle birlikte ülkeniz de söz konusu olan meselenin niteliğine göre mevzi kaybeder, itibar kaybeder, güç ve güven kaybeder.

Kuşkusuz ‘içeride’ olduğu gibi ‘dışarıda’ da temel ilkeleriniz ve bir duruşunuz olmalıdır. Ülkenizin çıkarlarını korumak, temsil etmek bu ilkeler ve duruş ile birlikte anlam kazanır. Demokrasi, hak ve özgürlükler, barış, adalet gibi temel kavramlar ile ilgili bir iddia ve duyarlılığın sahibi iseniz, bunlar dış politika anlayışınızın da ölçüsü olur.
AKP’nin ‘yeni’ diye sloganlaştırdığı günümüz Türkiye’sinin dış politika anlayışının temel prensipleri nedir, ‘dışarıya’ karşı duruşu nedir?
‘Yurtta sulh cihanda sulh’ sloganıyla ifade edilen ‘eski’ dış politika anlayışımızı beğenmediklerini ve değiştirdiklerini biliyoruz. Peki yerine ne koydular?
Geçerken belirteyim; aslında o sloganın anlamında bir yanlışlık yoktu. Yanlışlık, ‘uygulamasında’ idi. ‘Yurtta’ sorumlusu olduğu sorunların üstünü örtmeye yarıyordu. ‘Cihanda’ ise Amerika’ya endeksli bir doğrultu takip etmenin adıydı.
Başbakan Davutoğlu’nun mimarı olduğu ‘stratejik derinlik’in ise dış politikamıza yön veren, bunun bir tür neo Osmanlıcılık macerası olduğunu tecrübe ederek gördük. Hâlâ Osmanlı rüyaları gören yandaş taifesinin bütün heyecanına rağmen kısa sürede çöktüğünü de…

Bu kıblesini şaşırmış olma durumunun bugünlerde yol açtığı sonuçlara bakın: Sonuçları hesaba katılmadan düşürülen Rus uçağının neden olduğu krizin altından nasıl kalkacağımızı bilmiyoruz…
‘One minute’ çıkışıyla başlayan Mavi Marmara olayı ile kriz boyutlarına taşınan İsrail ile gerginlik siyasetinin ‘miadı’ doldu. Neredeyse önüne gelen her muhalife ‘İsrail ajanı’ muamelesi yapılırken, İsrail devleti ve halkının aslında ‘dostumuz’ olduğu açıklandı…
Musul’daki Başika kampına yollanan askeri birlik peş peşe yapılan ‘çekilmeyeceğiz’ açıklamalarının dumanı tüterken geri çekildi…
Suriye’de ve Irak’ta Türkiye’nin bir bölgesel aktör olarak rolü her geçen gün önemini kaybediyor.
Dışarıda ‘yapıyoruz, söylüyoruz ve oluyor’ olmuyor. Başka şeyler oluyor. Devamı gelecek yazıda…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums