- 26.08.2015 00:00
Saray ve Saray’ın dümen suyundan çıkmaya cesaret edemeyen AKP, 7 Haziran seçimlerini kaybetmeyi sindiremedi. 7 Haziran öncesinde HDP’nin önünü kesmek için devreye sokulan tahrik ve gerilimi tırmandırma siyasetini kaldığı yerden sürdürerek yeni bir seçimin hazırlıklarına girişti. CHP’yi alet ettikleri tiyatro, “denedik olmadı” diyebilmek için gerekliydi. Tahrik, gerilim ve kutuplaşma siyaseti bu dönemde daha ‘etkili’ olabilir diye hesaplandı; çünkü ‘terörle mücadele’ vardı, cenazeler vardı, kaos vardı; 7 Haziran’da eksik olan unsurlar tamamlanmıştı…
Bu anlamda çok açık ki bu seçim, bir ‘benden sonrası tufan’ seçimidir, bir ‘son koz’ kumarıdır, dayatmadır ve seçmene şantaj yapılarak sonuç almak hedeflenmektedir.
Ama hesapları bozan, üzerinde hesap yapılan cenaze törenleri oldu. Beklenti, cenaze törenlerinden “Vatan sağ olsun, hepimiz şehit olmaya hazırız” sesleri yükselmesiydi. “Bu vatan toprakları şehit kanlarıyla sulanmaya devam edecektir” açıklamaları, “Çocuklarımızı feda etmeye hazırız” konuşmaları, “Nasipse ben de şehit olmak istiyorum” çıkışları ve yandaş medyadan yükselen savaş tamtamları, çakma uzmanların hezeyanları, AkTrollerin sosyal medyada estirdikleri sanal terör hep bunun içindi… Değil mi ki öncesi bir yana 90’lı yıllar boyunca binlerce insanımız ‘çakıl taşı’ edebiyatı yapan siyasilerin, ‘tak-şak’ paşaların gösterdikleri yolda can vermişlerdi…
Acılarından öğrenmiş olmak, en keskin öğrenme biçimidir; çünkü acılarından öğrenmek, iz bırakan bir deneyimdir aynı zamanda.
Saray ve AKP kurmayları olağanüstü mesai halinde oldukları anket şirketlerine araştırılması için talimat vermişler, neden cenaze törenlerinde “Vatan sağ olsun” demiyorlar diye. Acaba o anket şirketleri “çünkü bunun vatanın değil Saray’ın savaşı olduğunu düşünüyorlar” demeye cesaret ederler mi?
Mevzun bir de alçaklık boyutu var. Yakınlarını kaybetmiş insanları bile tehdit edebiliyorlar. Gördük ve tanığız: Yarbay Mehmet Alkan’ın kardeşinin tabutu başında “Çözüm diyordunuz ne oldu da şimdi sonuna kadar savaş diyorsunuz?” feryadını ‘etkisiz hale’ getirmek için “Zaten Aleviymiş, paralelmiş, PKK’lı ağzıyla konuşuyor” dediler. Evet, bunları dediler! Dahası, “madem askersin, öleceksin tabii, ne bağırıyorsun” diyenler de oldu.
Siirt’te PKK saldırısı sonucu hayatını kaybeden er Recep Beycur’un kuzeni Ömer Bulur da cenaze töreninde “analar ağlamasın, yeter!” dediği için “zaten teröristmiş” lincine maruz kalanlardan biri. Bulur, “Provokatörlük yetmedi, PKK’lı, IŞİD’ci ilan ettiler. Hedef haline geldim. Allah aşkına ben ‘İnsan insanı öldürmesin, analar ağlamasın’ dedim, çok kötü bir şey mi söyledim?” diyor ve kendisini hedef haline getirenler için suç duyurusunda bulunacağını söylüyor.
“Yeter! Analar ağlamasın” deyince ‘hain’ ilan ediliyorsunuz. Şimdilerde hatırlamak dahi istemiyorlar ama bir zamanlar ‘Çözüm Süreci’nin anafikri de “analar ağlamasın” idi oysa.
Bunun anket araştırması yapılamaz ama dönüp tarihimize bakmanızı öneririm. Anaların ahını alan iflah etmez.
Yorum Yap