Kamu düzenini korumak…

  • 30.07.2015 00:00

 Kendi iktidarı, egemenliği etrafında ‘kadr-i mutlak’ düzenler kurmak isteyen hiçbir diktatör ya da diktatör heveslisi kişi veya örgüt, bunu ‘dikta rejimi kurmak istiyorum’ diyerek yapmaz. Gerekçeler bulur. Rasyonalize etmeye, meşrulaştırmaya çalışır. Malum, bizde de darbeciler darbe yapmak için değil, hep ülkeyi ‘uçurumun eşiğinden’ kurtarmak ve ‘demokrasiyi yeniden tesis etmek’ için darbe yapmışlardır!

Bu ‘kurtarıcılık’ misyonunu kendileri için bir varoluş sebebi görenlerin eylemlerini gerekçelendirmek için başvurdukları en ‘gözde’ konu, bizde  öteden beri ‘terörle mücadele’ olagelmiştir. Söz konusu olan ‘terörle mücadele’ ise en baskıcı, faşizan yasaları çıkarabilir, güvenlikçi ve devletçi bir bakış açısını topluma dayatabilir ve geminizi ‘güvenle’ yürütebilirsiniz diye düşünülür. Hele ki toplumda bir kamplaşma, kutuplaşma ortamı varsa, bu durum yürüttüğünüz konseptin etki ve inandırıcılığını artıran bir rol oynar.

İzliyoruz; Başbakan Ahmet Davutoğlu, bu ‘terörle mücadele’ argümanını çoğu zaman ‘kamu düzenini korumak’ olarak ifade etmeyi tercih ediyor. Kamu düzeni, bir ülkede hukukun üstünlüğü ve yasa önünde herkesin eşitliğine dayalı bir anlayışla devlet-yurttaş ilişkilerinin belirli ve sağlıklı bir işleyiş içerisinde yürütülmesini anlatan bir kavram. Bu tarife bağlı kalarak ülkenin genel durumu ve gidişatına baktığımızda, ‘kamu düzeni’ adına ciddi endişelere neden olan bir devlet ve iktidar anlayışı ile karşı karşıya bulunduğumuz çok açık.

Hukukun üstünlüğü yerlerde sürünüyor… Yargı bağımsızlığına inanan kaldı mı, bilemiyorum… Adil yargılama konusu da öyle… Devleti elinde tutan yapı hakkında ciddi itham ve iddialar var; ama hesap vermek yerine ülkeyi yangın yerine çevirmek de dahil her türlü gözükaralığı sergiliyor…

 ‘Kamu düzenini korumak’ söylemini, ‘terörle mücadele’ diyerek etkili, inandırıcı kılmaya çalışıyorlar. 7 Haziran seçim şokundan çıktılar ve bir anda denilecek kadar süratli bir şekilde bugüne değin nedense (!) ‘izlemede’ kaldıkları adreslere baskınlar düzenliyorlar. Başlattıkları ‘yeni’ sürecin hedefinde ise ne IŞİD ne de bir başkası, doğrudan HDP var. Son olarak Yargıtay HDP hakkında inceleme başlattı. ‘Bedel’ ödemeleri gerekiyor!

Ve ‘bedel’ ödetilecek kesimler, hayli çeşitli. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sözde siyasetçiler, aydınlar, STK temsilcileri hesap verecekler” dedi. Söyleyen Cumhurbaşkanı olunca bu ‘sözde-özde’ ayrımcılığına dayalı tehditvari üslubu ciddiye almak gerekiyor elbette.

Peki bu ‘sözde-özde yurttaş’ ayrımı neye göre yapılmaktadır? Kimin böyle bir hakkı, yetkisi, misyonu vardır ve olabilir? Belli ki bu sözler, “Ya biat edeceksiniz ya da yok olacaksınız” üslup ve anlayışının yeni bir versiyonudur.

‘Kamu düzenini korumak’ ve ‘terörle mücadele’, Saray’da kotarılan kaos planının görünen adıdır.

Yurdun dört bir yanından ölüm, çatışma, operasyon, baskın, gözaltı haberleri gelirken gerçekleri dile getirmek kolay olmayabilir; ama Türkiye’nin acılı tarihinden aldığımız güç ve cüretle konuşmak boynumuzun borcudur. Kamu düzeni, adı konulmamış bir olağanüstü hal rejimiyle değil ancak ve sadece daha fazla demokrasi, özgürlük ve illa da barış ile korunabilir…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums