Kitap, ‘bomba’, zaman ve liderlik

  • 17.06.2015 00:00

 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün 12 yıl boyunca basın danışmanlığını yapan Ahmet Sever’in ‘Abdullah Gül ile 12 yıl’ adlı kitabı, beklendiği üzere gündeme ‘bomba’ gibi düştü.

 ‘Gündeme bomba gibi düştü’ ifadesi medya diline yerleşmiş klişelerden biri. Okurun ya da izleyicinin dikkatini çekmek, merakını tahrik etmek için kullanılıyor, ‘şok’, ‘flaş’ ya da ‘azzz sonraaa’ gibi. Fakat bu ‘bomba’ tabiri nedense siyasetçilerin de öteden beri kullanmayı çok sevdiği bir ifade biçimi.

Darbe dönemlerinden hatırlıyorum. Sağ ‘ele geçirilen’ ve gördükleri işkenceler nedeniyle perişan haldeki insanlar medyaya teşhir edilirken, önlerindeki masaya mutlaka silahlar, bombalar ve onlarla aynı muameleyi gören kitaplar dizilirdi. Kitap deyip geçmeyecektiniz, bombadan bile daha ‘tehlikeli’ idiler. 12 Eylül yıllarında binlerce kitap imha edildi. Daha da fazlasını insanlar evlerinde, sobalarda, kalorifer dairelerinde yaktılar. Kim isterdi evinde ‘bomba’ ile yakalanıp dünyanın işkencesini, eziyetini görmeyi?

Yakın yıllarda ‘kitap’ ve ‘bomba’yı aynı kefede gören bir cümleyi dönemin başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Ahmet Şık’ın kitabıyla ilgili sarf ettiğine tanık olmuştuk. Erdoğan’a göre öyle kitaplar vardı ki bombadan daha tesirliydi.

Şimdi gündemimizdeki ‘bomba’, Ahmet Sever’in kitabı. AKP Milletvekili Şamil Tayyar, Sever’in kitabı için “AKP’nin içine atılmış bir bomba” dedi.

Başka tepkiler de oldu tabii. İlk tepki verenlerden biri Türkiye tarihinin en kanlı iş cinayetlerinin siyaseten sorumluluğu ile birlikte hâlâ Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı koltuğunda oturmaya devam eden Taner Yıldız idi. Yıldız’a göre ‘Bazı tarihi gerçeklerin bir danışman veya kitap vasıtasıyla aktarılıyor olması’ doğru değildi, ‘usul esasın önüne geçmiş’ti. Yıldız’ın kastettiği o ‘tarihi’ gerçekleri danışmanlar, yakın mesai arkadaşları anlatmasın, kitaplar yazmasın; peki o ‘gerçekler’ tarihe nasıl geçsin, pek anlaşılamıyor. Seçilmiş gazetecilerin ‘bal gibi adamsınız, insanın yalayası geliyor’ türü iltifatları eşliğinde TV programlarında mı tarihe kaydedeceksiniz gerçeklerinizi? Ama o tür programlar başka bir tarihe geçiyor benim bildiğim.

‘Bomba’ya karşı atağa geçenlerden biri de bir başka AKP’li vekil, Metin Külünk oldu. Külünk’ün kafasına takılan, Gül’e atfen söylenen “Ben olsam o 4 bakanı Yüce Divan’a gönderirdim” sözleri. Külünk “Kime yaranılmak isteniyor? Kimin hoşuna gitsin diye bunlar söyleniyor?” merakı içinde. ‘Hukukun gereği’ gibi şeyler gelmiyor adamın aklına; illa birilerine ‘yaranmak’ istemiştir. Tabii. Kendisinden biliyor olmalı.

 

Kitapta önemli detaylar var; ama ‘bomba’ gibi ya da ‘şok!’ denilebilecek bir şey yok. Gül, evet, siyasete dönmek için nabız yokluyor. Kendi ‘farkını’ hatırlatıyor. Peki bu tepkilere ne diyecek? Değerli eşinin sözünü ettiği ‘intifada’ için ne zaman harekete geçecek? O zaman bu zaman değilse acep ne zamandır?

Eminim Sayın Gül de bilir: Liderlik için doğru zamanlama önemlidir. Ama daha önemlisi cesaret sahibi olmaktır. Yoksa o zaman hiç gelmez ve hayat boşluk kaldırmaz…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums