Ölüm ticareti

  • 18.11.2011 00:00

 Hong Kong'da Amerikalı bir çevirmenle tanıştım. Geçen yıl İran'ı ziyaret etmiş. Bir Amerikan vatandaşı olarak İran'da sıcak karşılanmış olmaktan mutluydu. Gördüklerinden etkilenmişti.

 

Onu en fazla şaşırtan şeyin duvarlarda gördüğü 'Devrim Şehitleri' görüntüleri olduğunu söyledi. 'Ne tuhaf' dedi. 'Bizim duvarlarımızı ticari reklamlar süslerken onların duvarlarında hep ölüm var.' O an 'aslında aynı şey' demek geçti içimden. Ama yaşadığı şaşkınlığı bozmak istemedim. İran'dan başlayarak Ortadoğu yahut dünyanın pek çok ülkesinde ölümün anılışı farkında olmadan bir tür ticarete dönüşüyor. Ve konu dönüp dolaşıp rejimin bekasının nasıl sağlandığına kilitleniyor. Biri siyasi gücünü ticaretle artırırken, bir diğeri ölmenin-öldürmenin kutsallaştırılması üzerinden iktidar kuruyor. Meydanları dolduran duygusal kalabalıklara hitap eden ölüm ve intikam çağrıları hangi rejimde ne kadar insanın varlığıyla ilgili gerçekten kestirmek zor.

Türkiye de bu 'ölüm ticaretinden' çok uzak değil ne yazık ki. Kabul etmek zor gelse de ölüm üzerinden okunması gereken trajik bir tarih yaşıyoruz bugün. Yas ritüellerimiz siyasetin kutuplaştırıcı etkisinden kurtarılabilmiş değil. Şöyle bir bakın; Türk bayrağına sarılı onca şehit görüntüsüne paralel, boş tabutlarla başka törenlere konu edilmek istenen başka ölüler... Aynı günlerde cezaevinde hayatını kaybeden eski bir MİT'çi olan Kaşif Kozinoğlu'nun cenaze törenindeki trajik yalnızlık. Ömrü devletin karanlık işlerinde geçmiş, annesi için kahraman olan bir istihbaratçının son nefesini hücrede vermesi de kurgunun bir başka boyutu hakkında fikir veriyor. Belki de tarihin akışını artık ölüm üzerinden okumak zorundayız. Böyle bir okumanın gerçeği daha net gösterme ihtimali yüksek çünkü.

Her ne kadar görmezden gelinse de, bir ülkenin haysiyeti ölüme nasıl baktığıyla da ölçülür. Kayıplarını hangi ölçülerle değerlendirdiğiyle. Kayıplara reva gördüğü yas biçimleriyle.

Geçtiğimiz gün yine bir fotoğraf karesi düştü basına. Bir arabanın bagajında battaniyeye sarılı iki erkek cesedi. Bacakları, ayakkabılarının tabanı görünen iki genç. Tabanlarını gördüğümüz sahipsiz ölüler sınır ötesindeki operasyonda öldürüldüğü söylenen yüzü tanınmaz haldeki PKK'lılardı. Bir arabanın bagajında taşınıyorlardı. Morgdan ailelerine verildikten sonra siyasilerin sahip çıkmak adına şova dönüştürdüğü bir törenin konusu oldular sonra. Aynı karmaşa ve tabutu sahiplenme şovu Mensur Güzel'in cenazesinde de yaşandı. Emniyet görevlileri, ailesi ve BDP arasında yaşanan çekişme Diyarbakır'da yirmi bin kişinin katıldığı cenaze töreniyle sonlandı. Bir kaybı sahiplenmenin kuşkusuz eleştirilecek bir yanı olamaz. Ama o sahiplenmede siyasetin kutuplaştırıcı etkisi baskın geliyorsa durup düşünmek gerekiyor; ölüm ritüelleri bu kadar kutuplaşmış bir toplumda kardeşlikten söz etmek ne kadar mümkün? Kayıpları farklı hanelere yazılan bir toplumu birlikte yaşatmak ne kadar mümkün?

Aslında hikâye eski. Antik dünyada Sofokles'in kaleminden yazılan bilgi bugün de anlamını koruyor.

Antigone 'ölü kardeşe' sahip çıkmayı anlatıyordu. Kardeşlik, aynı karında büyüdüğünüz yek diğerini toprağın huzurundan mahrum etmemektir diyordu. Sahipsiz, ortada bırakılmış ölüler ruhumuzda bozulma yaratır. Bunun sorumluluğunu duymak insan olmanın gereğidir.

Tanrısal hakikate işaret eden bilgi kadimleşir. Kardeşlik, kardeşin ölüsüne sahip çıkmak demekse son otuz yılı bu yanıyla düşünmek de ciddi bir yüzleşme olmalı bizler için.

Kaybedilen kardeşe sahip çıkma biçimlerinin bu kadar ayrıştığı bir toplumda çürüme belki hemen fark edilmez. Ama görünmezde hüküm süren o çürümenin etkileri er ya da geç yaşanır. Kim bilir belki de bugün içine girdiğimiz çıkmazın sebebi ruhtaki o bozulmadır. Ölü kardeşi toprağın huzuruna teslim etmekte ayrım yapmamızdır.

Düşünün son otuz senede kaybettiğimiz kırk bin insanın kaç bini toprağın huzurundan mahrum bırakıldı? Kaçı hâlâ gömülmeyi bekliyor? Dağda kurda kuşa yem olan binlerce ruhun sizi yatağınızda rahat uyutacağına inanmak için çok da sebebiniz yok aslında.

 

b.matur@zaman.com.tr  
http://twitter.com/bejanmatur 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums