Mâzi, kalbimde bir yaradır

  • 21.11.2011 00:00

 Geçen akşam, CHP Milletvekili Muharrem İnce televizyondaydı. TBMM kürsüsünde esip gürlüyordu: Bir elinde, geçen hafta Dolmabahçe Sarayı’nda düzenlenen “Vefatının 150. Yılında Sultan Abdülmecid ve Dönemi Uluslararası Sempozyumu”nun şık davetiyesi, diğer elinde de Atatürk’ün ölüm yıldönümü törenleri dolayısıyla TMBB Başkanlığı’ndan yollanmış tek sayfalık bir program. CHP’li İnce, lüks, kalın kâğıda basılmış davetiye ile diğerini yâni dosya kâğıdına fotokopi edilmiş olan programı karşılaştırıyor. Ve gürlüyor: “İşte, padişahlığa özenen bir Meclis Başkanı!” Sonra da, “Son Halife Abdülmecid Dönemi ile ilgili Meclis Başkanı’nın bastığı davetiye” lafları ederek dünyadan haberi olmadığını ortaya koyuyordu.

TBMM web sitesinden, üniversite mezunu ve mesleğinin “Fizik Öğretmeni” olduğunu öğrendiğimiz Muharrem İnce, eğitim ordumuzun güzide bir elemanı imiş. Uzun süre öğretmenlik, dershane müdürlüğü ve tabii ki Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanlığı yapmış. Ne yazık ki, 1839 ile 1861 yılları arasında saltanat süren Sultan Abdülmecid ile 1868 ile 1944 yılları arasında yaşamış olanSon Halife Abdülmecid’i aynı kişi zannediyor! Sultan Abdülmecid’in saltanatında Tanzimat Fermanı okunmuş (1839), modern okullar açılmış, toprakta özel mülkiyetin kabul edildiği Arazi Kanunnamesi (1858) yürürlüğe girmiştir. Batılılaşma döneminin en önemli padişahlarından biri olan Abdülmecid devlet dairelerine resmini astırmış, birçok yeniliğe imzasını atmış bir reformcudur.

Son Halife Abdülmecid’e gelince... Sanatçı ve ressam kişiliği ile sivrilmiş bir hanedan üyesidir. 1909’da kurulan ‘Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’nin de fahri başkanlığını yapmıştır. Yetenekli gençlerin Fransa’da resim ve müzik eğitimi görmesi için çalışmıştır. 1918 yılında Vahdettin’in tahta çıkması üzerine veliaht olmuştur. 1 Kasım 1922 günü, saltanat ilga edilince Abdülmecid’in veliahtlık statüsü ortadan kalkmıştır. Son Sultan Vahdettin’in sürgüne yollanmasından sonra da 18 Kasım 1922’de, Abdülmecid Efendi TBMM tarafından “Halife” olarak seçilmiştir. Belki Muharrem İnce’nin canı sıkılacak ama yine de hatırlatalım: TBMM tarihinde “Halife seçmiş olmak” gibi bir tuhaflık da vardır!

3 Mart 1924 tarihinde, yine TBMM kararı ile halifelik lağvedilir. Osmanlı hanedanına mensup kişilerin yurtdışına çıkarılmasına karar verilir. Böylece, Son Halife Abdülmecid Efendi de sürgüne yollanır ve 1944 yılında Paris’te vefat eder.

Bütün bunları neden anlattım? Efendim, muhalefet yapmak basit bir iş değildir. İki ayrı davetiyenin kâğıt ve baskı kalitesinden kalkınarak TBMM Başkanı’nı “Padişahlığa özenen biri” olarak ilan etmek ancak “idrardan karakter tahlili yapmak” gibi ucuz ve kolay geri tepecek bir hamleden ileri gidemez.

Son günlerde, “yeni CHP” olarak kendini pazarlamaya çalışan CHP yönetiminin Suriye rejimine destek vermekten, “Vallahi, Dersim’de olup bitenlerden Atatürk’ün haberi yoktu!” gibi zırvalara kadar üst üste yaptığı gafları izliyoruz. Maalesef, CHP kendi geçmişi ile hesaplaşamıyor ve bir türlü aynaya bakamıyor. Sn. Bülent Arınç, geçen gün 1938 Dersim katliamları konusunda bir Meclis araştırma komisyonu kurulmasını önerdi. Eğer bu komisyon kurulur ve Genelkurmay arşivleri ortaya dökülürse, CHP yönetiminin ve onlara ‘karşılıksız bir aşkla bağlı’ Alevi seçmenin ne yapacağını çok merak ediyorum.

CHP’nin sergilediği gaflara cevap vermek, Başbakan Erdoğan için kolay gol paslarıdır. Nitekim konu Dersim’deki katliamlara geldiğinde Erdoğan, bizzat Kılıçdaroğlu’nun dedelerinin 1938’de Dersim’den sürülmüş olduğunu hatırlatmıştır. Aynı şekilde, konu Osmanlılara ve Sultan Abdülmecid’e geldiğinde de Mirliva [Tümgeneral] Mustafa Kemal Paşa’nın bir Osmanlı subayı olduğunun ve Samsun’a giderken Osmanlı III. Ordu’sunun Müfettişi ve fahrî Yâver-i Hazreti Şehriyâri [Sultan Vahdettin’in Fahri Yâveri] olarak görev yaptığının altını çizmiştir. Miralay İsmet [İnönü]’nün de Ankara’ya geçmeden önce Osmanlı Harbiye Nezareti Müsteşarı olduğunu hatırlatalım.

Peki, CHP’den olumlu bir şey beklenebilir mi? Açıkça söyleyeyim, bu CHP’den ne köy olur; ne de kasaba... Ayrıca, son günlerde yaşadıklarımızın son derece moral bozucu olduğunu itiraf etmeliyim. Çünkü bir tarafta sürekli ‘aba altından sopa göstererek’ eleştirileri boğmak isteyen bir başbakan var. Diğer tarafta da muhalefet görevini laf ebeliği veya amigolukla geçiştirmek isteyen, daha iyisini becermeye kabiliyeti olmayan bir muhalefet partisi var. Biz ne kadar şanssız insanlarız, yahu!


ayhanaktar@gmail.com

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums