Ergenekon, Aleviler ve muhafazakâr basın -2-

  • 28.09.2013 00:00

 Bu yazının ilk bölümünde uzun uzun anlatmıştım: Ergenekonculuk, siyasi rakiplerini toplumun mümkün olduğu kadar geniş kesimlerinin gözünde “düşman” kılmaya çalışır, ardından da o toplumsal kesimleri “düşmanı imha”ya çağırır.

Temel mücadele yöntemi bu olan bir siyaset, doğal olarak gözünü öncelikle “düşman”la sorunları olan toplumsal kesimlere diker; kendi “düşman”ını onların da düşmanı haline getirmeye gayret eder.

Bu çerçeveden bakınca, Ergenekonculuğun, Alevilerin siyasi mücadelesini kendi mücadelesinin bir parçası kılma çabası eşyanın tabiatı gereğidir.

Kanımca, buradaki en sorunlu durumu, Ergenekonculuğun istismar edeceği gerekçesiyle Alevilerin haklı ve meşru taleplerine soğuk durmak, onları serâzâd benimseyememek oluşturuyor. Bu, Alevilerin her eylemine kuşkuyla yaklaşmak sonucunu doğuruyor.

Benzer bir tepki, başka toplumsal kesimler söz konusu olduğunda da gözlenebiliyor.

Yine, istismar ve manipülasyon kaygılarıyla bazı bireysel hak ve özgürlüklerin savunulmasından da imtina edilebiliyor.

Peki, meşru bir hakkın ya da talebin, Ergenekonculuk tarafından istismar edilmesi karşısında Ergenekoncu zihniyetle mücadele eden biri nasıl bir tavır almalıdır?

Benim gördüğüm şu: Böyle durumlarda muhafazakâr basın, o taleplerin ve hakların meşruiyetini savunmaya devam edip onları Ergenekonculara “yem ettirmemeye” çalışacak yerde, o haklardan ya da taleplerden soğumaya başlıyor; o zaman da Ergenekonculuğun bu alanlardaki istismar ve manipülasyon kapasitesi daha da büyüyor.

***

İşte bu nedenlerle, 20 Eylül tarihli gazetemizin “Cemevi Ergenekon projesi” manşetini görünce, “Eyvah” dedim içimden, “işte Ergenekoncuların zil takıp oynayacakları bir haber daha...”

Hatırlayalım birlikte...

Manşet cümlesi, bir dönem Alevilere yönelik yayın yapan Su TV’nin eski sahibi, işadamı Yalçın Özdemir’in ifadelerinden çıkartılmıştı. Özdemir’e göre Alevi geleneğinde yeri olmayan cemevleri 1990’lı yıllardan itibaren devlet eliyle yaygınlaştırılmıştı ve arkasında Ergenekon vardı:

“Cemevleri bir Ergenekon projesiydi. Kızılbaşlığın kültürel, teolojik, sosyal arka planında cemevleri diye kurumsal bir yapı tarih boyunca hiçbir şekilde olmamıştır. Öyle bir yapı yoktur. Bu coğrafyada yaşayan herkesin dergâhları, tekkeleri ve zaviyeleri vardır.”

***

1990’larda Aleviliğin salt bir inanç olmaktan çıkıp siyasallaşmaya başladığını biliyoruz... O yıllarda Aleviliği ve Alevileri çok yakından izleyen bir gazeteciydim. Benim gördüğüm, cemevleri bu siyasallaşmanın bir sonucu olarak Alevilerin kendi inisiyatifleriyle öne çıkardıkları bir talepti.

Olabilir, devlet içindeki birtakım Ergenekon zihniyetli çevreler, bu siyasallaştırılmış inanç talebinin ileride işlerine yarayabileceğini düşünüp onu teşvik etmiş olabilirler. Fakat bu, cemevlerini bir “Ergenekon projesi” yapar mı?

Buna, “meşru bir hakkın ya da talebin Ergenekonculuk tarafından istismar edilmesi” diyebilirsiniz, fakat onun bir “Ergenekon projesi” olduğunu söylediğinizde,

Ergenekonculuğun bu alandaki istismar ve manipülasyon kapasitesini daha da büyütmekten başka bir şey yapmış olmazsınız.

Ergenekon, derin tarihsel kökleri olan büyük bir inanç grubuna, geleneğinde kesinlikle bulunmayan bir kurumu sadece 20 yılda empoze edebilecek kadar güçlüyse, yapacak bir şeyimiz yok demektir; bu durumda dükkânı kapatıp gitmek doğru olur!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Resmi İlanlar

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums