HDP üç ayrı şirkete kamuoyu araştırması yaptırmış. Araştırmada ortaya çıkan sonuca göre halkımız iktidar partisine bütün yaşananlara rağmen %50’lerde destek veriyormuş. Ama başkanlık sistemi gelsin diyenler %36’da kalmış. Yani halkımız aslında başkanlık sistemine destek vermiyormuş ama iktidarı da sırtında taşımaya devam ediyormuş. Araştırmada bu çıkmış.

Varsayalım ki araştırma gerçekliğe ayna tutuyor. Peki, bu ölçümü nasıl değerlendirmeli, bu sonuçtan ne çıkar?

Ülkede kan akıyor, kamplaşma dorukta, basın kıskaç altında. İktidar araştırmayı yaptıran partinin önde gelen temsilcilerini meclisten atma hazırlıkları yapıyor. 12 Eylül Anayasasını değiştirme adı altında daha keyfi yönetim için yasal kılıf hazırlıyor gibi kamuoyunda bir algı yaratıyor. Geçmişte kanka olduklarına şimdi terörist muamelesi yapıyor. Terörle mücadele adı altında evlere el konuyor. Göçmenler üzerinden Batı’da tutunacak dal aranıyor. Güney doğuda her hafta tonlarca bomba ya patlıyor ya imha ediliyor. Her hafta onlarca insan, sivil saldırılarda ölüyor ya da sakat kalıyor. ABD, İsrail, vatandaşlarına “İstanbul’dan ve tatil beldelerinden uzak durun” çağrıları yapıyor. Gazeteciler casuslukla, akademisyenler terör yandaşı olmakla yargılanırken zirve katliamı terör eylemi sayılmıyor.  Sokaklardan kadın, okullardan çocuk istismarı haberleri basın bültenlerine düşüyor. İntihar eylemleri ile onlarca insanın ölmesi sıradan olay muamelesi görüyor. Neredeyse her olay için gizlilik kararları alınıyor.

Ülkede bunlar yaşanırken ana muhalefet partisi, bürosundaki Atatürk posterini indirdi diye partisinden milletvekili atıyor. Lideri ağız dalaşına girince muhalefet yaptığını sanıyor.

Ülkede absürtlük, trajedi, haksızlık, hak ihlali, nefret suçu, anayasa ihlali, insan zebilliği diz boyu. Bu koşullarda temcit pilavı gibi her Allahın günü “Sorumlu iktidar, sorumlu iktidar” demekle iş bitmiyor. Bu koşullarda siyaset ne için yapılır, nasıl yapılırsa etkili olur, sonuç alınır bunu sorgulamak gerekiyor.

Önce CHP vardı, asker vardı. Bu insanları bu iktidara nasıl mahkûm ettiniz, edebildiniz, gelin bir de buna kafa yorun.  Belki buradan bir çıkış yolu bulursunuz. Sonra becerebiliyorsan bu koşulları nasıl aşılacağının yolunu göster, yeni bir yaşam tasavvuru ortaya koy, muhalefet içinde birleştirici ol, halkı buna ikna et. Muhalefet olmanın anlamı bu değilse nedir? Beceremiyorsan da işi becerecek olana bırak, ya da ne bileyim dükkânı kapat.

12 Eylül anayasasının “değiştirilemez” maddelerini değiştirtmem, devlet dün Türk’ündü, yarın da Türk’ün olacak. İyi de tıpkı iktidarın bugün temsil ettiği Müslümanlığa senin karşı çıktığın gibi bu topraklarda yaşayan hatırı sayılır bir bölük insan da ben Türk değilim diyor. Bu insanları ne yapacaksın? “Ben çözerim” dediğin Kürt sorununu bu halinle nasıl çözeceksin. 12 Eylül bu mantık üzerine kurulu değimliydi, çözebilse o çözerdi. Bu durumda sen 12 Eylül Anayasasının neyine karşı çıkmış oluyorsun? Demokrat olunmadan laik olmanın bir yolu var mı? 

“Önüne yattın, arkana baktın” polemikleri ile “sapık ben değilim sensin,” tartışmaları ile iktidara ihtiyacı olan desteği veriyorsun. Bağışıklık sistemini koruyup güçlendirebilmesi yolunda iktidar için açıkça bir tür aşı oluyorsun. Sayende kamplaşma sertleşiyor, ak kara bir birine geçiyor, iktidar zaman kazanıyor. Yaşananlar içinde senin hiç mi sorumluluğun yok.

TAK’ın eylemleri Batı’da HDP’yi vurmuş, Batı’daki seçmen HDP’den uzaklaşmış, ama doğudan katılımlarla durum da kurtarılmış(!). Bunu kamuoyu araştırması yolu ile öğreniyorsan vay haline. Neden fatura sana çıkıyor? Bu algının nedenini bulmak için de kamuoyu araştırması mı yapacaksın? Türkiyelileşmeye ne oldu?

Sen ne yapmadın da TAK’ın eylemleri seni vurdu, ayağındaki prangayı görmüyor musun? Tonlarca patlayıcı, onca silah Güney Doğu Anadolu’ya nasıl yerleşti? Bu kavgayı finanse eden para nereden geliyor? Bu işte iktidarın payı ne, senin payın ne? Bunlar olurken neredeydiniz, ne yapıyordunuz? Bu soruların cevaplarını kim bilecek, kim verecek?

Özyönetim böylemi kurulacaktı, savunulacaktı? Buna Batı insanının destek vermesini gerçekten bekliyor muydunuz?

HDP araştırma yaptırmış iktidar partisine %50 destek çıkmış. Ama iktidara destek verenlerin %30’u Başkanlık sistemi konusunda iktidarla aynı düşünmüyormuş, iktidara destek vermiyormuş. Onca ısrara, manipülasyona, manşetlere, yandaş köşe kadılarına rağmen insanlar Cumhurbaşkanına İstediği desteği neden vermiyorlar? Vermiyorlar da neden hala iktidar partisine destek oluyorlar. Bunu bir düşündün mü, bunun anlamı ne?

Ey muhalefet, şapkayı öne koyup düşünme zamanı gelmedi mi?