Aynaya bakma zamanı...

  • 12.01.2015 00:00

  “İslam terör ile ilişkilendirilemez, gerçek İslam bu değil” peki kabul, iyi de katliam yaparken tekbir getirenleri nereye koyacağız?

Mizah dergisi Charlie Hebdo'ya düzenledikleri saldırıda 12 kişiyi katleden teröristler Hz Muhammedin intikamını aldıklarını açıkladılar. İŞİD kafa keserken, Taliban okula saldırıp çocukları öldürürken, Bako Haram Nijerya’da kızları kaçırıp satar, insanları katlederken İslam adına hareket ettiklerini ilan ediyorlar. Amerika’nın Guantanamo’da, Irakta yaptıklarıyla, Sırpların Bosnalılara, İsrail’in Filistinlilere yaptıkları ile bunları açıklamak mümkün mü?

Elbette önde gelen Müslüman liderler bütün bu olayları samimiyetle kınıyorlar. Fakat İslamcıların bir kısmı da bu dehşet verici manzara karşısında ne yazık ki sesiz kalıyor. Bazıları Batının İslam dünyasına yaptıklarının bir sonucu olduğu savıyla Fransa’da yapılan katliamı meşrulaştırmayı deniyor. Bazıları da “siz Charlie’yseniz biz de Kouachi’yiz” diye açıktan katliamı savundu. Bütün bunlar İslam coğrafyasında yaşayan biri olarak sizi endişelendirmiyor mu?

İslam düşüncesinde de bir bütünsellikten söz edilemez. İslam’ın şiddet ile anılmasından rahatsız olan İslam âlimleri de çoğunlukta. Ama sonuçta ortada ciddi bir sorun var. Bunun üzerinde düşünmek, bunu tartışmak zorundayız.

Modernleşme süreci içinde Hristiyan dünyasında tanık olduğumuz sekülerleşme İslam dünyasında yaşanmadı. Laiklik İslam coğrafyasında Batıdaki anlamını bulamadı. Kilisenin siyaset kurumu ile ilişkisinin geçirdiği evrimi, cami İslam coğrafyası içinde geçirmedi; çünkü (kilise gibi) kurumsallaşmış değildi bireye ait hale gelemedi. Böyle olunca bilgi, amel, toplum yaşamı ve devlet yaşamı ile inanç arasındaki sınırlar bir türlü belirginleşemedi, çizilemedi. Bu gün içki kullanma, ailenin sahip olması gereken çocuk sayısı gibi günlük yaşam konularını, kadının toplum içindeki yerini ve rolünü, çocuğun alacağı eğitimi egemen olan Sünni İslam anlayışı dışında konuşup tartışamıyoruz. Sizce bu doğal mı?

İslam’ın iman ile ameli birleştiren özü konusunda İslam düşüncesi içinde mevcut katı tutum sürüyor; bu sürdüğü müddetçe bu sorgulamanın sağlıklı yapılabileceği de şüpheli. Hristiyanlık huzuru bulmak için çobanın etrafında bir araya gelen insanların dini, İslamiyet ise devlet dini olarak ortaya çıktı ve yayıldı. İslam Tarihi içinde akıl kullanma yoluyla “Allah’a” ulaşılabileceği düşüncesi (Meşşailik) 12. Yüzyıldan itibaren terk edildi. Sadece ayetlerin ve hadislerin aracılığı ile ve Allah’ın izin verdiği ölçüde gerçeğe ulaşılabileceği anlayışı kabul edildi, tabi bir de bunlara dayalı içtihat var. İslami inanç ve düşünce içinde bu konularda hüküm verecek bilgiye de ilgiye de sahip biri olarak kendimi görmüyorum, bunu söylemem lazım. Ancak bu topraklarda yetişen tarihe meraklı ve düşünen biri olarak demokrasi düşüncesinin bu coğrafyada yeterince gelişememiş olmasında sürecin işleyişindeki bu özelliğin önemli katkısı olduğunu düşünüyorum.

Bu konuda aklıma takılan sorulardan biri de şu: Neden İslam toplumlarında toplumsal-siyasal-ekonomik bunalım derinleşirken İslam düşüncesinde sertleşme ve katılaşma artıyor, bu sertleşmeye bağlı olarak da ayrışma ve çatışma derinleşiyor?

17. yüzyıl Klasik Osmanlı Devleti’nin çözülmeye başladığı yüzyıldı. Celali ve Suhte ayaklanmalarının Anadolu’yu kasıp kavurduğu yıllarda Balıkesir doğumlu Kadızade Mehmet Efendi’nin liderliğini yaptığı Kadızadeler, Halveti ve Mevlevi tarikatları ile girdikleri çatışma sırasında yükselen şiddet ve kıyımın (4. Murat dönemi) baş sorumlusu oldular. Afganistan İç savaşı Taliban’ı ortaya çıkardı, Suriye iç savaşı da İŞİD’i. 17. Yüzyılda Batı, bilimde, teknolojide adımlar atarken, bizde Şeyhülislam domuz kılından top fırçası yapılamayacağına, camilerde birden fazla minare olamayacağına, gözün görerek günah işlediğine dair fetvalar veriyordu. Dini yorum ve kurallar sertleşirken toplumsal çözülmenin yol açtığı karmaşa da böylece kontrol edilmeye çalışılıyordu.

Bu gün de benzer bir süreçten geçiyoruz. Dini duyarlığı siyasi yönetime taşıyan AKP Hükümeti “darbe girişimi” olarak değerlendirdiği Gezi Parkı eylemlerinden ve 17 Aralık (2013) soruşturma girişimlerinden sonra ortaya çıkan toplumsal, siyasal, ekonomik istikrarsızlığı sistemi daha otoriter bir rejime doğru sürükleyerek aşmaya çalışıyor. Bu sürecin Sünni İslam’a dayalı yaşama biçimi doğrultusunda dayatmalar ile destekleniyor olması sizce bir rastlantı mı?

Bir de ortada Taliban, El Kaide, Hizbullah, İŞİD gibi İslami terör ile ilişkilendirilen kurum ve organizasyonların, bir belayı defetmek için ortaya çıkarılan ve palazlandırılan kurumlar olması gibi bir gerçeklik var.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AHİM) Türkiye’de "öğrencilerin zorunlu din ve ahlak kültürü derslerinden muaf tutulmalarını sağlayacak yeni bir sisteme geçilmesi" için adımlar atılmasını isterken; hükümet Milli Eğitim Şurası’nı toplayıp din dersini ilkokullar için de zorunlu hale getirecek adımlar attı. Karma eğitimi tartışır hale geldik.

Siz farklı inançlara sahip ailelerinin çocuklarını belirli bir inanç sistemi içinde yetişen hocaların elinde belirli bir inanç doğrultusunda şekillendirmeye çalışırken zor kullanmış, dayatmada bulunmuş olmuyor musunuz? Terör zor kullanma, dayatma, şiddet kullanma uygulamalarının hazırladığı ortamlarda uç vermiyor mu daha çok? Bu yaşam biçimi dayatmaları, zor kullanmalar, denetleyici kurumları kendine bağlamalar, kadrolaşmalar, nefret söylemleri düşüncede radikalleşmeye bir biçimde hizmet etmez mi? Kadını doğurduğu çocuk sayısı ile tanımlandığınız, AB hedefinden uzaklaştığınız yerde ılımlı İslam yolunda model haline gelebilir misiniz?

Kendini İslam’a hizmet etmeye adamış teröristlerin dünya kamuoyu önünde yaptıkları ortada. Bütün bunların sorumluluğunu Batılıların üzerine yıkıp işin içinden sıyrılmak mümkün mü?

Kouachi kardeşlerin Paris’te bir karikatür dergisinin yöneticilerini, yazarlarını katletmelerini Hasan Cemal’in, Nuray Mert’in, Ümit Kıvanç’ın lanetlemesi yetmez. Demokrat aydınlar, yazarlar bu işi hep yapıyor. Asıl İslami liderlerin, takva sahiplerinin, tarikat liderlerinin bu konuda ne söyleyecekleri önemli. Bu düşünce içinden insanların kafalarını kesecek, kestikleri kafa ile top oynayacak, çocukları, yazarçizerleri katledecek vahşiliklerin ortaya çıkması gerçeği karşısında ne söyleyecekler, bu önemli.

İslami liderler, yöneticiler bir araya gelmeli İslam dünyasında neden bu işler oluyor, İslam dünyasında bu kadar şiddet neden var, bu işlerde payımız ne, bu işlerin önü nasıl alınır diye kendilerine sormalı, kendilerini sorgulamalılar. Tahribatın bedelini asıl İslam coğrafyası ödüyor. Aynaya bakma zamanı gelmedi mi?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums