İdris Naim Şahin, Faruk Sükan, Milli Cephe, sağcılık ve gerisi...

  • 4.11.2011 00:00

 Tutuklama furyası, tepkiler, bir o kadar da destekler, otoriterleşme endişeleri... Bu gündem maddeleri kalıcı olacağa benziyor.

Değil mi ki, İçişleri Bakanı Şahin, "bu ülkede bütün profesörler tutuklansa merak eder sorabiliriz, ama bir tane profesör tutuklanmış olabilir... Ülkede binlerce insan tutuklanırken bir profesörün tutuklanmaması gerektiğini savunmanın adaletle ne kadar bağdaştığını anlamakta zorlanıyorum..." diyebiliyor.

Neresinden tutarsanız orasından dökülen, inanılmaz bir zihniyete işaret eden, eşitliği ve özgürlüğü tutuklulukla, yasakla ölçen, Faruk Sükanlı yılları, MC hükümetlerini akla getiren bu bakış açısı, bu ülkenin derindeki baş belası olmayı sürdürüyor.

Ülke içinde ve dışında gidişat ve değişim hangi istikamette olursa olsun; değişmeyen, yeni sorunlara, yeni durumlara, yeni oyunculara şemsiye görevi yapan çatışma, mekanizma aynı...

Modernliğin "iki temel unsuru"ndan "merkezileşme"yi benimseyen, "farklılaşma"yı ise yok sayan; yani merkezileşmenin katalizörü olan bireyleşmenin önünü tıkayan, buradan hareketle devlet (ya da siyaset) dışında özerk alanların oluşumunu dışlayan bir modernlik uygulamasıyla ikiye katlanan bir travma...

Bu travmadan AK Parti de payını ziyadesiyle alıyor...

Neden almasın ki...

Bu travma tüm Türk siyasetinin, Türk sağı ve Türk solunun öyküsünün özünde yatmaz mı?

Türkiye'nin kaderine hükmeden partilerin varlıkları ve politikalarının ruhunu oluşturmaz mı?

Bu travma yüzünden, sağ, tüm toplumsal eşitsizliklerin ve ahlaksal çöküntülerin faturasını evrensel kimi değerlere, özgürlük ve eşitlik arayışlarına, verilenle yetinmeyen talep eden bakış açısına çıkarmıştır...

Sol ise tüm faturayı buraya, bu ülkenin kültürü ve yerel değerlerine çıkarmayı tercih etmiştir. Siyasi açıdan alabildiğine şarklılığın, kültürel açıdan alabildiğine şark karşıtlığının getirdiği yırtılma, parçalı, faydacı, devletçi, değişim karşıtı bir söylemin temelinde yatmıştır.

Sonuç olarak kemalizm, islamcılık, ülkücülük, solculuk kültürel ya da ideolojik köken üzerine kurulu tepkilerle siyasallaşmaktan öteye geçmemişlerdir.

Aralarındaki çatışmalarda Batı'yı, Batı modernliğinin kurumlarını parçalı ve keyfi olarak ele almışlar, referans haline getirmişlerdir.

Sokaktaki yansıma da farklı olmamıştır.

Mağdurlar birey haklarından, diğerleri devletten söz etmişler. Biri birey hakkından hareketle bireysiz kamu düzeni söylemini, diğeri farklılaşmayı reddeden insansız bir çağdaşlık söylemini yüceltmiştir.

Siyaset ise kişi ve kurumların durumlarına göre bu iki uç arasında pozisyon değiştirmeleriyle can bulmuştur.

Aslında bu düzende, bu zihniyette yerel ve yerli değer aslında mahalli; evrensel değer ise yerel olmuştur...

Çatışma zihinlerde, Şark'ın fiili otoritesi ile Batı'nın hayali bireyi arasında yaşanmıştır. Ülke hayali olandan uzaklaştırıldıkça içine kapanmış, fiili olana yaklaştıkça kaosla tanışmıştır.

Bu öykü yıllarca böyle sürdü.

Hâlâ sürüyor...

Bu öykü sürdükçe değişimin sahası da derinliği de sınırlı kalacaktır...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums