Demokrasi…

  • 6.02.2015 00:00

 Siyaset-toplum, devlet-siyaset ve devlet-toplum ilişkilerinin bildik ve evrensel bir “demokratik şema"sı vardır. 

Bu şemada toplumun çoğul talepleri esastır.

Çoğul toplumsal talepler, bu şemanın başka bir esasıyla, zamanın ruhu ve evrensel değerlerle ele verir, onların süzgecinden geçer ve kendi aralarında konuşurlar.
En nihayet siyasi kararlara dönüşürler.

Bu sadece bir karar süreci değil, aynı zamanda bir katılım sürecidir. 
Sadece bir katılım süreci değil, aynı zamanda bir denetim sürecidir.

Bu döngüde “siyasi denetimi” ucu seçimlere, seçmene kadar ulaşan bir mekanizma, yetki-sorumluluk mekanizması yapar. “İdari denetimi” hukuk ilkeleri çerçevesinde, teamüller ve etik değerleriyle kurumlar hiyerarşisi yapar.
“Hukuki denetimi” ise hukukun üstünlüğü çerçevesinde bağımsız yargı yapar.
Bu şemanın mevcut olmaması, eksikliği, kötü çalışması veya kazaya uğraması bir ülkede huzursuzluk ve istikrarsızlığın başlangıcı demektir.

Kollektif aklın, katılımın, denetimin devre dışı kalması, devreye başka halleri, örneğin keyfiliği sokar. 
Devlette, siyasette, toplumda fiili durumlar yaratır, farklı kesimler, birimler, organlar arasındaki, ortak değer ve kurallar üreten iletişim kanallarının tıkanmasına yol açar.
Hukuk zemin kaybeder, güçlünün imha aracı haline gelir.
Bir gün özgürlüğünüz, bir başka gün siyasi varoluşunuz budanır...
“Siyasi varoluş ve özgürlük toplulukların can damarı”dır.

Dengeli ve doğal gelişmenin rehberidir. Özgür düşünce, yaratıcılığın onsuz olmaz atmosferini oluşturur. Yaratıcılık ise kültürel, ekonomik ve siyasi refahın temel koşulunu...

Demokrasinin anlamı da burada gizlidir.
Zira, fikir üretimini, düşünceyi, özgür ve rekabetçi tartışmayı besler. 
Tartışmayı mümkün kılan ise, demokrasidir.

Tartışmanın temel işlevi “ötekini” dinlemek ve anlamaksa; anlamak farklı görüşler arasında etkileşime yol açıyorsa; etkileşim de zengin ve yaratıcı bir kimlik üretiyorsa, bu, eşitlikçi, özgürlükçü ilke ve kurallar etrafında şekillenen bir toplumsal mutabakat demektir, demokrat bir zihniyet demektir...

Demokrasiden beslenen ve demokrasiyi besleyen de işte bu mutabakat ve zihniyettir...
Bu mutabakatın olmadığı, bu zihniyetin yerleşmediği diyarlarda, demokrasi yalnızca kendi çıkarlarımız adına kullanacağımız bir silaha dönüşür.

Demokratlık, bir siyasi mücadele aracı haline, çıkar savunmak için edinilmiş geçici bir kimlik haline geliverir.
Oysa “demokrasi ve demokratlık, bizde olanın tersine, her şeyden önce kendini sorgulama ve mutlak kılmama çabası"dır. Ve bu çabanın ötekilerin, bizden farklı olanların varlığıyla, talepleriyle ilişki içinde olmasıdır.

Farklı olanı anlamak böyle mümkün olur ve bu, demokratlığın ana koşuludur. Yani farklı olanı anlamak yetmez, onunla birlikte bir şeyler inşa etmek iradesi gerekir. Bu nedenle, demokratın merceği topluma dönüktür; devlete, siyasi merkezlere değil.
Demokratlık kimliğe göre, esasa göre şekil değiştirmez.
Türkiye'nin buna ihtiyacı var, buna istikrara…

İyi seçimler…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums