Üç siyaset odağı...

  • 10.09.2014 00:00

 Yeni hükümetin, AK Parti'nin yeni Türkiye olarak tanımladığı dönemin önünde üç önemli mesele var.

İlki ekonomi meselesidir.

AK Parti'yi 12 yıldır açık ara iktidarda tutan hususların önde geleni bu alandaki başarısıdır. Milli geliri artırmada, orta sınıf yaratmada, hizmet ağı ve kalitesini yükseltmede, iç borç batağını kırmadaki maharetidir. Ancak mesele sadece maharet değil, aynı zamanda uygun koşullardır. Nitekim başarı tablosunda uluslararası konjonktürün etkisi kesindir. Yüksek büyüme oranları, bu konjonktürün uygunluğu ve sıcak para akışıyla sağlanmıştır.

AK Parti'nin siyasi gücünü koruması, ekonomideki bu başarıyı sürdürmesini gerektiriyor.

Ne var ki bugün uluslararası koşullar değişmiş bulunuyor. Konjonktür büyüme oranlarını aşağı çekiyor. AK Parti'nin 2023'teki hedeflerini, örneğin milli gelir hedefini tutturması ortalama yıllık en az yüzde 6'lık büyüme gerektirirken, büyümeye ilişkin piyasa tahminleri bunun oldukça aşağısında seyrediyor.

AK Parti bünyesinde ilk siyasi tartışma ve farklılaşmanın bu konuda yaşanması boşuna değildir. Büyüme oranını korumanın serbest piyasanın bilinen kurallarıyla mümkün olmayacağı endişesi, iktidar çevrelerinde 'müdahaleci arayışların ortaya çıkmasına yol açmıştır ve bu konuda AK Parti içinde gerilim bulunmaktadır.

AK Parti'nin önümüzdeki dönemde, özellikle 2015 seçimlerinde bu açıdan tutturacağı istikamet her anlamda belirleyici olacaktır.

Seçilecek yol, ciddi riskler de içererek gerek ekonomik gerek siyasi alanda başarı ya da başarısızlık ivmesini etkileyecektir.

İkinci mesele dış politikadır.

AK Parti iktidarında dış politikanın kimlik oluşturan, toplumsal özgüven yenilenmesini besleyen işlevleri dikkate alınır, bunun yanında bölgede yaşanan çok eksenli çatışmalar, çelişkili çıkar farklılaşmalarının derinliği göz önünde tutulursa, siyasi iktidarın yeni durum ve sorunlar karşısında alacağı tutumlar pek çok açıdan belirleyici olacaktır.

Türkiye'nin uyguladığı çok eksenli ve çok araçlı, denge gözeten, demokrasi erdemlerini öne çıkaran pasif güç politikası bölgedeki son gelişmelerle bloke olmuş bir görüntü sergiliyor.

Nitekim Türkiye'nin Suriye konusundaki angajmanı, bölge politikaları açısından İran'a olan mesafesi ve denge kaygısı, Sünni alanda çoğulculuk arayışı, Müslümanlar Kardeşler hattına verdiği destek, İŞID meselesi etrafında oluşan, İran'dan ABD'ye uzanan işbirliği ya da çıkar ortaklığı karşısında tutukluk yaşamasına yol açıyor. Türkiye'nin de dolaylı olarak içinde yer aldığı ve bugün itibariyle Şii güçler, Batı, Suriye arasında köprüler oluşmasına yol açan Arap Baharı'nın bu son evresi Türkiye açısından sıkıntılara işaret ediyor.

Tüm bu hususların Batı'yla ilişkiler ve bozulan imajın restore edilmesi, dengeli ve etkin araç kullanımı gibi gereklerin tam tersi ihtimallere de işaret ettiği ortadadır.

Siyasi irade, muhtemelen, bu konuda atılacak adımların ve alınacak tavrın Türkiye'nin kendisine bakışını da, ona yönelik bakışları da köklü bir biçimde etkileyeceğini bilmektedir.

Aşama kritiktir.

Üçüncü mesele şüphe yok ki Kürt sorunu ve çözüm sürecidir.

Bu konuda, şüphe yok ki, siyasi irade, siyasi niyet ve iç koşulların ibresi son derece olumlu seyretmektedir. Çerçeve Yasa'nın çıkmış olması, Beşir Atalay'ın Başbakan Yardımcılığı'nın son günlerinde yaptığı açıklamalar, çözüm sürecine özel yer veren, ilk kez Kürt meselesini isimlendiren bir hükümet programı, Öcalan'dan gelen zaman zaman uyarıcı ancak genelinde pozitif açıklamalar, bu meselenin önümüzdeki dönemde demokrasinin en önemli taşıyıcısı olacağına işaret ediyor.

Bununla birlikte karşımızda dinamik ve değişken bir sorunun olduğu da ortadadır.

Kürt tarafında yükselen, devlet tarafında geçiştirilen müzakere beklentisi önümüzdeki kriz odaklarından birisidir. Ayrıca Rojava faktörü, Kuzey Irak Kürt Özerk Yönetimi'nin bağımsızlık eğilimi, Peşmergeden PKK'ya Kürt silahlı güçlerinin İŞID'le mücadelede temel kara gücü haline gelmesi, Kürtlerin yaşam alanının yeni boyutlarla siyasileşmesine ve siyasi açıdan değerlenmesine yol açmıştır.

Türkiye'nin Kürt sorunu ile bölgedeki Kürt alanı meselesi iki ayrı proje olmaktan çıkmaya yüz tutmuştur. Bu gelişmeye direnmek ya da ayak uydurmak gibi iki şık arasında bulunan, direnmeye yakın duran Türkiye'nin tercihinin demokrasi açısından Ortadoğu ve ülke için son derece kritik olduğu ortadadır.

Elbet kutuplaşmanın giderilmesi, otoriterlik tartışmalarının dinmesi, yargı meselesi, paralel yapıyla hukuk içinde mücadele temel siyasi konulardır.

Ancak ana yörüngeyi yukarıdaki üçlü oluşturacaktır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums