Güvensizlik

  • 24.07.2014 00:00

 Türkiye'de siyasi ve toplumsal analizler genelde sorun, itiraz, tepki merkezli olur.

Geleceğe ilişkin bitmek bilmez bir kaygı hali de bu durumu besler. Endişe arttıkça 'sorun merkezli algı' artar.

Bu açıdan bakıldığında karşımızda iki büyük mesele bulunur...

Bu meseleler geleceğe ilişkin kaygılardan beslendikleri kadar geleceğe ilişkin kaygıyı da beslerler ve fasit bir daire oluştururlar...

Bunlardan ilki siyasete ve devlete, diğeri topluma ilişkindir...

Merkeziyetçi ve müdahaleci bir yapı, tekelimsi bir yapılanma, siyasi yetki-siyasi sorumluluk mekanizmasındaki çarpıklık bildik yapısal sorunlar arasında yer alır. Bu koşullarda devlet ve siyasetin bir hakemlik olmaktan çok, taraflar arasında bir taraf olması, üstelik kendi çıkarını, kendisini işletenlerin çıkarını kollayan bir taraf olması şaşırtıcı değildir. Böyle bir devlet ya da siyaset anlayışının, otoriter yöntemlere başvurmadan toplumu ve toplumsal değişimi yönetmesi beklenemeyeceği gibi, sorun çözmekten çok sorun üretmesi kaçınılmazdır.

Gelelim ikinci meseleye..

Bu mesele, çeşitli toplumsal kesimlerin kendi aralarında meydana gelen gerginliklerden kaynaklanıyor.

Biz entegrasyon sürecini tamamlamamış, dış dünyayı hala cemaatler olarak ve cemaatler halinde algılayan, dolayısıyla gizli açık, laik, dini, etnik, siyasi, ekonomik cemaatlerden oluşan toplumuz. Toplumsal gruplar ve çeşitli kesimler arasındaki toplumsal iletişim kopukluklarından muzdaribiz...

Şüphe yok ki bu durum toplumsal ve yapısal bir zaaf oluşturur. Ancak asıl sorun bu zaafın çeşitli girdiler, siyasi kararlar ve değişim baskısı karşısında aldığı biçimlerdir. Toplumun bu çerçevede zaman zaman ciddi toplumsal bütünleşme krizlerinin ocağına düşmesidir.

Nitekim izole ve türdeş birey anlayışı üzerine kurulu muzafazakar ve cumhuriyetçi, dindar ve seküler siyasi değerler, toplumsal kimliklerin farklılaşmasına ve farklılıklarıyla eşitlenme taleplerine cevap veremezler.

Bugün iktidara yönelik tepkilerin kökeninde kimi otoriter uygulamalardan çok, kimi toplumsal kesimlerin farklılaşma ve eşitlenme çabasına yönelik beyaz Türk reaksiyonunun yer alması bu yüzdendir.

Benzer tablo muhafazakar kesimde karşımıza çıkar. Kimlik ve mağduriyet merkezli analizler, tutumlar buna bir örnektir.

Tepkime böyle olur.

Kürt kimliği, laik kimlik, İslami kimlik, Alevi kimliği sadece devlet karşısında bir durum ya da sorun yaratmakla kalmazlar. Aynı zamanda birbirleri için sorun olmaya başlarlar...

Onlar da gelecek kaygısından beslendikleri kadar gelecek kaygısını beslerler...

Gelecek kaygısı ve toplumsal komşuya güvensizlik temelde siyaset adına bir siyasetsizliğe, siyasete yönelik güvensizliğe işaret eder...

İktidar takıntılı analizler ve iktidar aşkıyla tutuşan diğerleri temelde ülke meselelerini sadece siyasi iktidara, daha ötesi siyasi lidere indirgiyorlarsa, siyasetin toplumsal üzerindeki hegemonyası sadece iktidar üzerinden değil, sivil alan üzerinden de büyüyorsa, ortada bu kaygının meyvaları vardır.

Ve güvensizliğin ürünü, alkış ve küfür arasına sıkışmış bu meyvalar (birilerinin dilinde iktidar muhipleri, ötekinin dilinde yeminli beyaz muhalifler) yeniden güvensizlik ürettikleri oranda, siyasi takıntıyla topluma değmekten ve toplumu anlamaktan uzak durdukları ölçüde birbirinden ayrılmayacak oranda tektiptir...

Hiç hafife alınmayacak bir sorundur bu.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (9)

  • Yusuf
    Yusuf
    18.02.2012 20:56

    Aslında TKP ve sosyalizmin zaaflarını Bolşevizm ve Leninin anti-marxist girişimi sonucunda, bir nevi darbe ile gerçekleşen Sovyet Devriminde aramak gerekiyor. Leninizm ve onun sonuçları rededimeden, demokrasi, halkların özgürlüğü kayıtsız, şartsız savunulmadan, dünya marxistleri binlerce KP kursalar da, toplum onları takmaz. NOT: ata alp adlı cahil, ırkçı kişi de yorumu ile halt etmiş.

  • ata alp
    ata alp
    16.02.2012 11:58

    çağ dışı kalmış,esaret hayatı yaşatan bir rejimin kirli partisi.Ülkede anarşinin ana kaynapı olan bu çarpık fikirler ancak milattan önceki kafalara göre bir rejim.. zamanında diskin ve aşırı solun desteklediği, devyol devsol,THKPc, tikko,gibi vahşi guruplarca hain düşünclerle ülkeye sokmaya çalıştıkları pislik bir düşünce.Bu fikirleri savunan ertuğrul kürkçü,perinçek,vs vs gibiler bakın.Bunları pkk da destekliyor..Maskaralar...M.a.aybarlar,altanlar,çayanlar,kıvılcımlar,,m.belliler, hepsi gerill

  • atalay KONURalp
    atalay KONURalp
    16.02.2012 11:41

    çağ dışı kalmış,esaret hayatı yaşatan bir rejimin kirli partisi.Ülkede anarşinin ana kaynapı olan bu çarpık fikirler ancak milattan önceki kafalara göre bir rejim.. zamanında diskin ve aşırı solun desteklediği, devyol devsol,THKPc, tikko,gibi vahşi guruplarca hain düşünclerle ülkeye sokmaya çalıştıkları pislik bir düşünce.Bu fikirleri savunan ertuğrul kürkçü,perinçek,vs vs gibiler bakın.Bunları pkk da destekliyor..Maskaralar.. mka

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    12.02.2012 18:15

    döneklerin, likitatörlerin TKP tarihi için eleştiri yapmaları komik. küresel sermaye için küresel sermaye ile uyumlu sol arayışlarına devam etsinler, komünistler eleştiri ve de özeleştirilerini halkın önünde yapmaktan kaçınmaz,

  • Hasan Çakır
    Hasan Çakır
    22.01.2012 23:56

    Türkiyenin çok uluslu bir ülke olduğu gerçeğine ve bu eleştiriler kapsamında ulusal soruna hiç değinilmeden geçilmesi; TKP nin bu tarihi değerlendirmelerini daha şimdiden tartışmaya muhtaç duruma sokmaz mı?

  • Bahattin Seven
    Bahattin Seven
    17.01.2012 12:53

    Yukardaki Özeleştiriye kısmen katılsamda, TKP yanlışlarını sadece dış etkiyle (Kominter ve SB) sınırlı kalması büyük bir eksiklik. TKP kuruluşundan yaklaşık bir yıl sonra, Anadolu ya döne kararını alması ve dönüşte öncü kadrolarının Karadenizde yok edilmesiyle birlikte, içerde kalan küçük aydın bir kadro da tamamıyla Kemalistlerin etki alanına girmiştir. Bir Komünist partinin devlete bağlı kalması onun en büyük eksikliği ve güçsüzlüğünün de ötesinde ideolojik olarak yanlışlığıdır. önemli olan b

  • ayşen hadimioğlu
    ayşen hadimioğlu
    17.01.2012 10:08

    Nabi yağcı ve Ahmet Kardam bir arada okunduğunda başarısızlığın bu güne yansıyan sonuçları bize bırakılmış. Bu deneyimi yaşayanların bireysel olarak nerede durdukları, kabul gördükleri TKP tarihinden ziyade Türkiyedeki halkların iradesinin az yanlış yaptığı sonucunu açıkça gösteriyor. TKP bugün devlet-i aliyye tarafından Sn Demirelin dediği gibi Komünizmide biz getiririz mantığı ile üstüne üstlük te eski TKP anlayışını tekrarlayarak sürdürülüyor. SSCB ya da TC mahreçli hatalı devamlılık baki.

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    14.01.2012 01:41

    Demekki gercek özelestiride yapilabiliyormus.Tesekkürler Ahmet Kardam.Gelecek kusaklarinda bu özelestiriden ders cikarmalari umuduyla...

  • Ad Soyad Giriniz...
    Ad Soyad Giriniz...
    28.12.2011 22:41

    ortada yüzleşecek bir parti mi varda yüzleşmesi kaldı

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums