Erdoğan ve Türkiye'nin geleceği

  • 2.07.2014 00:00

 Beklenen gerçekleşti. Başbakan Tayyip Erdoğan, AK Parti'nin cumhurbaşkanı adayı oldu. Akabinde yaptığı konuşmayla kendisini, muhtemel yeni konumuyla AK Parti arasındaki ilişkiyi tarif ediyor, yeni siyasi işlevine ve benimseyeceği yol haritasına dair ipuçları veriyordu.

Nasıl?

1.Kişiyle başlayalım..

Türkiye bir süredir hem kişisel hem sosyal anlamda, kimlik ile siyaset arasındaki mesafe yanında bunlar arasındaki doğal ilişkilere de alıştı. Bir dönemler laik kesimin, devlet kurumlarının, merkez medyanın yüreğini ağzına getirecek, tepkiyle yerinden kalkmasına neden olacak bu doğal ilişkiler artık kendiliğinden ve sıradan şekliyle yaşanıyor.

Bu konudaki en önemli taşıyıcı da şüphe yok ki Tayyip Erdoğan oldu.

Erdoğan dün konuşmasında da, 'Allah'a hamdolsun. Mülkün sahibi, zaferin sahibi Allah'tır. Bu davayı, bu mücadeleyi bugünlere ulaştıran Allah'a hamdolsun, ... bugün çıktığımız kutlu yolculuğu hayırlara vesile eyle ya Rabbi amin amin amin...' sözleriyle başlayan, inanç, tarih, dava, Müslüman dünya vurgularıyla, ülkeye, bu çerçevede 'dindar, hatta İslamcı, gelenek ve medeniyet mirascısı bir kimlik'le hitap ediyordu.

Bu kişisel duruş ve siyasi eylemine ilişkin anlamlandırma yanında, dindar kimlikten bağımsız olan, bu kimlikle siyaset arasındaki mesafeyi dolaylı ifade eden, belirleyici politik projelerin, AB'ye tam üyelik, Kürt meselesinin çözümü, devletin restorasyonu (cemaatle mücadele) gibi hususların altını çiziyordu.

Bu etkileşim ve mesafenin kesişmesi, içeriği ve şekliyle, Türkiye'nin yeni yüzünü oluşturuyor.

Bunun iki cephesi var.

Bu keşisme bir yandan, olması gerektiği gibi, bir normalleşmeye, 'kişisel ve siyasi referanslar arasındaki, her birine özerk alan bırakan bir gidiş geliş'e işaret ediyor.

Ne var ki, aynı kesişme zaman zaman, söylemde ve eylemde, özellikle kamusal alana yönelik kimlikçi siyaset hallerine, en azından algısına da yol açıyor.

Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığının ilanı, aslında cumhurbaşkanlığının ilanıdır. Umarız bu yeni safha, Türkiye'nin yeni yüzünün özellikle ilk cehpesini, normalleşme cephesini kalıcı şekilde baskın kılar.

2. Temsille devam edelim..

Özgürlüklerle ilgili tartışmalara, Gezi'den bu yana esen sert rüzgarlara, yeni toplumsal muhalefete rağmen Erdoğan'ın temsil ettikleri arasında değişmeyen ve onun gücünü oluşturan üç husus var. Bunlar AK Parti'nin 'sınıfsal bir altüst oluşu ya da yer değişimi'ni, 'toplumsal ve topluluksal bir özgüven'i ve 'ülkenin sınırlarının ötesinde özgül ağırlığı' temsil etmesidir.

Tayyip Erdoğan dün yaptığı, seçim kampayasının ilk konuşmasını yine bu üç unsur üzerine oturtuyordu:

'Biz siyaseti tüm kenar mahalledeki yoksullar için yaptık. Diyarbakır Cezaevi'ndeki işkenceye, Mamak'taki zulme son vermek için siyaseti yaptık. Ana dilini konuşması yasak olan anneler için siyaset yaptık. Yoksul olduğu için insan yerine koyulmayan adam gibi adamlar için siyaset yaptık. Ortadoğu için, Filistin için, Somali için, Irak için siyaset yaptık. Biz siyaseti tüm terk edilmişler için yaptık. (...) Biz başı dik bir Türkiye hayal ettik. 200 yıldır özgüveni hırpalanan, yağmalanan Türkiye'den kendi bölgesinde ve dünyada ben de varım diyen bir ülkeye dönüştürdük. İddialarımızdan vazgeçmemizi istediler. Herkesin önünde el pençe divan durmamızı istediler...'

3. Siyasetle bitirelim..

Siyaset iki hususa işaret eder:

Sorunlar ya da gelecek için ne tür adımlar atılacağına ve bunların nasıl atılacağına ya da ülkenin nasıl yönetileceğine..

Atılacak adımlar konusunda Erdoğan tarafından çözüm süreci, paralel yapıyla mücadele, yargı sorunları ve yeni anayasa gibi konularda 'sarfedilen ve verilen kimi sözler' önemliydi. Bu kalemlerin geleceğin ana unsurlarını oluşturduğuna şüphe yoktur. İkinci meseleye gelince... Erdoğan nasıl bir cumhurbaşkanı olacak, başbakanla ilişkileri

nasıl yürütecek, anayasal yorumu nasıl yapacak, katılımcılık konusunda tavrı ne olacak, söylemini sert mi tutacak? Bu soruların yanıtlarını zaman verecek.

Son bir iki yılın ana sorun ve tartışmalarını oluşturan bu konularda temennimiz

esneklik, özgürlükçülük, meşruiyetin galebe çalmasıdır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums