Siyasi ve toplumsal olanı basitleştirmek doğru değildir, ama bazı şeyler gerçekten 'basit'tir.

'Irkçı', 'faşizan' kafa ve zihniyet, 'etnik milliyetçi' refleks bunlardan birisidir.

Hayatı milletler, kavimler, ırklar arası ebedi bir kavga olarak gören, günü algılarken biz ve düşman farklılaştırmasının ötesine geçemeyen, alet, araç olarak güç ve imha dışında bir şey tasavvur edemeyen bir 'yaratık olma hali'nden söz ediyoruz.

Buna bir de 'kibir, haset ve menfaatin siyasileşmiş hali'ni ekleyiniz…

Barış süreci işte bu refleksi harekete geçirmiş bulunuyor…

Bu refleksin sahipleri, çözüm konusunda fikri ve önerisi olmayan, kanın durmasına dair endişesi bulunmayanlar, siyasi yollarla çözüm ve diyalog arayanlara hakaret ve tehdit yağdırıyor.

Bunu yaparken kendi zihniyetlerini orta yere seriyorlar.

Geçen hafta bu açıdan tüyler ürpertici iki olaya tanık oldu…

MHP Balıkesir Milletvekili Ahmet Duran Bulut akil insanlar konusunda bakın neler söyledi geçtiğimiz günlerde:

'Bu ülkenin pislenmesine, bu ülkenin bölünmesine alet olan, Türklükten rahatsız olan ve birçoğu soy özürlü olan kişilerin arasına girmesine çok üzüldüm… Ermeniler var listede, Akil adammış, aklını yerim onun. Ermeni'nin aklı bana lazım değil. Bir Ermeni, Türk milleti için ne düşünür? Türk milletinden intikam alma peşinde olan insanları tutmuşlar, akil adam diye seçmişler…'

İnanılır gibi değil…

Irk, ırkçı öfkesi…

Etyen Mahçupyan, 28 Şubat'tan 27 Nisan'a, başörtüsü sorunundan asker meselesine elini taşın altına sokarken, bu ülkeden aldıklarını bu ülkeye geri vermeye çalışırken, demokrasinin, özgürlüğün, refahın artması el vermeye çalışırken, Ahmet Duran Bulut ve arkadaşları bu işin neresinde duruyordu, ne yapıyordu acaba?

Küfür, kıyamet dışında…

Hem fiili hem simgesel olarak temsil ettikleri karanlık geçmiş dışında…

MHP Hatay Milletvekili Adnan Şefik Çirkin'den BDP'ye, Kürtlere yönelik şu haykırışa ne dersiniz:

'İnanın ki, yemin ediyoruz ki, günü geldiğinde biz Öcalan'ın paltosunu değil, gönderine asmadığınız bayrağın direğine inşallah sizleri asacağız…'

Devam ediyor Çirkin:

'63 akil adam… Hatay'a da geleceksiniz ve bu anlaşmanın ne kadar güzel bir anlaşma, milletin ne kadar hayran olduğu anlaşma olduğunu sözde yalan söyleyerek anlatmaya çalışacaksınız. Türk milleti sizi bekliyor. Buradan sesleniyorum; Akdeniz bölge heyetine, Hatay sizi bekliyor, İskenderun sizi bekliyor…'

Ve aynı 'vur deme zamanı gelecek' diyen lideri gibi konuştuğu salonu çoşturuyor:

'Bunların hepsi Türk siyaset tarihinin en büyük ahlaksızlık ve şerefsizliği. Ülkemizi, milletimizi bölecekler. Türk milletinin başını öne eğdirecekler. Türkiye'de Türküm demenin suç olduğu günlere doğru getirecekler. Buna müsaade edecek misiniz değerli arkadaşlar?'

Savaş homurdanması, ölüm ve şiddet homurdanması…

Siyasi alana şiddeti davet…

Türkiye işte bundan arınmaya, bundan kurtulmaya çalışıyor.

Türkiye'yi bugünlere, 'bölünme noktası'na getiren bu homurdanma olmuştur.

Bölünmeden önceki son büyük birleşme, birarada yaşama çabasına itiraz da yine bu homurdanmadan geliyor…

Şiddete dur demek, siyasi alana şiddeti davete itiraz etmek herkesin görevi…

Başta savcıların…

Yargıtay Başsavcısı'nın…