Masal ve demokrasi

  • 7.12.2012 00:00

 Değişim siyasetinin temel olarak somut sorunlara, somut sorunların çözüm yollarına endeksli olduğu şüphe götürmez..

Ancak bu mantığın içini boşaltırsanız, somut sorunları, Kürt sorununda olduğu gibi değişimin ivmesini, hızını, çapını belirleyen araç haline getirirseniz, elinizdeki silah ters teper.

İçe kapalı, ideallerden kopuk, ilke, değer ve kuraldan yoksun, toplumsal referansı sınırlı bir yolda ilerlersiniz. Sorunların içinden konuşur, sorunların çözümünü sorunlara kilitler, çözümleri değil görece adımları, ara yolları yüceltirsiniz..

Bu durum, değişim politikasının niteliğine ve sınırlarına ilişkin ipuçları da sunar.

Değişimi sıcak güç ilişkileri çerçevesinde algılama alışkanlığını bir yana iterseniz, daha doğrusu, bu meseleyi "zihniyet haritamız" içinden okumaya çalışırsanız, değişim denilen "şey"in sınırlarını da görürsünüz..

Aslında göreceğiniz, "yüzeysel" bir değişim hattıdır.

Bu haritanın iç içe geçmiş, İslamcı, laik, hemen her tarafından tüketilen iki özelliği vardır.

İlki, rantçı ve ataerkil, yani merkeziyetçi-cemaatçi bir siyaset kültürünün egemenliğidir. Milliyetçilik, İslamcılık, laiklik üzerinden gözleri sadece kendi cemaatinin, yani ait olduğu, beslendiği grubun yaşam alanına ve bu grubun devletle ilişkisine dikmeyi ifade eder.

Diğeri, dış referans merkezlidir, bu, referanslar evrensel değerlerdir, demokrasidir, özgürlüktür, kamusal alandır, katılımdır. Ne var ki, bu referanslar, adını tam koyalım, Batı demokrasisi karşısında duruş her türlü rasyonaliteden uzak bir duruma işaret eder. Zira bu özellik sıkça evrensel değerler üzerinden, onların işlevsel kullanımıyla devletten bireye değişmez bir şekilde "tehlike ve tehlikeyi bertaraf etme" mantığı üzerine kuruludur.

Örneğin Batı demokrasilerine benzemek, yapısal bir benzemeyi ifade etmez, sadece siyasi bağ ve ilişki temeline oturur. Batı, demokrasi, özgürlük temel olarak fonksiyoneldir, çıkara, konuma ve duruma göre değerlendirilir, kullanılır. Mesafeli tutulur, öyle olsun, öyle kalsın istenir. Her zora düşen bunlara başvurur, bunlara gönderme yapar.

Ancak Batı talepte bulunursa hep birlikte, bir ağızdan Batı'ya çatılır. Politikalar ve durum, örneğin Kürt sorunundaki gelişmeler ilkelere ters düşerse, fatura hızla onlara, demokrasiye, siyasete çıkarılır...

Bu aslında ilkelerin değil, çıkarların genişletilmesini ifade eden, özünde otoriter bir zihniyetten başka bir şey değildir.

Bu noktada mesele sadece siyasetçinin değil, bir yönüyle de toplum zihniyetidir.

Tüm farklı katmanlarıyla toplum...

Kürtüyle, Türküyle, aydınıyla, halkıyla toplum…

Daha doğrusu, böyle bir toplumsal desteğe ve meşruiyete sahip olmasa, yıllarca en önemli toplumsal sorunlarını, bugünü Kürt sorununu asayiş, ayaklanma, işgal meselesi haline getiren bir sistem nasıl ayakta durabilir?

Ya da tersten bakılacak olursa, İslami kesim, Kürt hareketi demokrasi kavramını salt kendi yaşam alanını genişletmek, bu alanın değerlerini tartışmasız ve mutlak değerler ilan etmek için nasıl işlevselleştirebilir ya da nasıl cemaat faydacılığının aracı haline getirebilir?

Değişim haritası zihniyet haritasından bağımsız değildir...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums