Türkiye'yi yönetenler, dünü 'Unutmayın'…

  • 5.12.2012 00:00

 'Sosyal ve siyasal yaşamın dinamizmine uyum sağlamak amacıyla Anayasa'nın bütünlüğünü oluşturan normları değiştirmek suretiyle Anayasal düzende dönüşümlere ve değişikliklere her zaman gidilebilir (…) Değiştirilemez kurallar dinamik bir dönüşüme tabi tutulmadığı takdirde tıkanan hukuksal yollar nedeniyle demokrasi dışı girişimlerin gündeme gelmesi kaçınılmazdır…'

Bu cümleler, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın 2008 yılında başörtüsü yasağına ilişkin mahkeme kararına yazdığı karşı oy yazısından…

Önemli, genel, ilkesel tespitlerdir bunlar…

Dolayısıyla sadece başörtüsü meselesine değil, Kürt sorununa da uyarlanabilecek tespitlerdir..

Tıkanan hukuksal yollar nedeniyle demokrasi dışı girişimlerin gündeme gelmesi… Tıkanan siyasi yollar nedeniyle temsil edilemeyen taleplerin şiddete kayması…

Bunlar önemli denklemlerdir…

Bugün Türkiye Başbakan'ın fezlekelerini tartışıyor.

Mevcut gelişme BDP'li milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla sona ererse bu durum, kim ne derse desin, kim nasıl bir duygu içinde değerlendirirse değerlendirsin, zaten dar olan, kötü kullanılan, hatta suistimal edilen siyasi alanın kapanmasına, siyasi imkanların tümüyle kırılmasına, hukukun siyasal bir imha aracı haline dönmesine yol açacaktır.

Ve bu yol korkulanı beslemekten, şiddeti körüklemekten, siyaset karşısında şiddete yol vermekten başka anlam taşımayacaktır.

Fezlekeler, onu gündeme getiren iradenin Kürt meselesine bakışını, duyduğu ve kaybettiği umutlara işaret ediyor. Daha açık bir ifadeyle fezlekelerin varlığı, açık bir şekilde, Kürt sorununda siyasihi cihazların sorun çözme kabileyetini yitirdiğine dair bir inanca işaret ediyor.

Türkiye'yi yönetenlerin unutmaması gereken bir husus var: Siyasi alan daralması, ne şekilde ve nereden gelirse gelsin, sadece siyaset dışı, karşıtı durumlara, şiddete değil, iç krizlere, yönetim krizlerine davetiye çıkarır.

Yaşananlar ortada…

Dönemin başbakanı Çiller'in İspanya'ya gittiği ve Kürt sorununun çözümü için Bask modelinden bahsettiği günlerde, yani 1990'ların ilk çeyreğinde sorun yeniden baş göstermişti...

Çiller'in çözüm arayışları ve Bask modeli tartışması üzerine 12 Eylül darbesinden uzun yıllar sonra ilk kez asker kışlasından başını çıkarmış, dönemin Genelkurmay Başkanı Doğan Güreş sesini yükseltmiş, Hürriyet gazetesinde Çiller'e ve Bask modeli tartışmalarına set çeken, meydan okuyan bir açıklama yapmıştı.

Ardından Güneydoğu ve Kürt sorunu adım adım asayiş politikaları ve tedbirleriyle örülmeye başladı.

Sivil siyaset ve hükümetler hemen her alanda ipleri askerî otoriteye bıraktı, terörle mücadele adı altında özgürlükler alanı iyice daraltılmaya yüz tuttu.

Doğan Güreş'in 'TBMM'de, basında, okullarda hainler var' sözlerinin ürettiği bir siyasi anlayış hâkim oldu ülkeye...

Terörle Mücadele Yasası ve benzer düzenlemeler bu dönemde yapıldı.

Aynı dönemde ülkede Yaşar Kemal'den Ahmet Altan'a, Orhan Pamuk'tan diğerlerine yüzlerce aydın DGM'lerde terör yasası önünde boyun eğmeye itildi. Oral Çalışlar bir röportajından dolayı hapse mahkûm oldu.

Atılan her asayiş adımı, terörle mücadele adı altında askerî otoriteye yaradı, devlete yetki veren her düzenleme sivil siyasetin, özgür düşüncenin altını oydu.

Bu tür siyasi atmosferin götürüleri bu denli açıkken hiçbir getirisi olmadı. Türkiye bu otoriter iklim altında terörün en azgın olduğu dönemi yaşadı.

Yasalar, toplumu suskunluğa iten, her unsuru militerleştiren adımlar çözüm olmayınca gayri meşru adımlar atılmaya başladı.

Faili meçhul cinayetler, bombalamalar, Susurluk çeteleri böyle ortaya çıktı.

Bunları unutmayın…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums