Barış Pınarı Harekâtı, filtresiz diplomasi ve yansımalar

  • 22.10.2019 00:00

 Eskiden “dış güçler” tabiri ile terörün dışarıdan aldığı desteğe vurgu yapılırdı. Lakin o zamanlar henüz klasik diplomasi yürürlükteydi.

Mesela terör örgütünün 1 numaralı silah tedarikçisi olan ülkenin devlet başkanı ülkemize gelir, yüzümüze baka baka “Türkiye’nin terörle mücadelesini destekliyoruz” türünden laflar ederdi.

Diplomasi uzun yıllar; renk vermeme, asıl düşündüğünü aksettirmeme, söylediğinin tam zıddını yapma, yaptığının aksini söyleme gibi bir takım jestler demeti içerisinde icra edildi. Soğuk Savaş’ın sona ermesinin ardından yavaş yavaş terk edilen klasik diplomasi artık yerini filtresiz diplomasiye bırakmış gözüküyor.

Filtresiz diplomasinin günümüzde en önemli temsilcisi ABD Başkanı Donald Trump. Türkiye’nin terörle mücadele kapsamında Suriye’nin kuzeyine gerçekleştirmiş olduğu “Barış Pınarı Harekâtı” devam ederken Trump’ın art arda yaptığı açıklamalar, attığı tweetler filtresiz diplomasinin örneklerini sunuyor.

Trump birbirini takip eden birkaç cümle içinde; Türkiye’yi çok sevdiğini, PKK’yı desteklediklerini, Türkiye’nin operasyonu sebebiyle Suriye’nin kuzeyinden çekildiklerini ve çekildikleri yerlere Türkiye girdiği için Türkiye’yi ekonomik olarak mahvedebileceklerini söylüyor.

Trump böyle de diğerleri ondan aşağı mı kalıyorlar?

ABD’li senatörlerden AB ülkelerine Arap Birliğinden İsrail’e kadar çeşitli kişi, ülke ve kurumlar tabir yerindeyse anadan üryan açıklamalarla Trump’a eşlik ediyorlar.

AB ve Arap Birliği, harekâtı dümdüz “işgal” olarak tanımlıyor.

İsrail biraz daha ileriye gidiyor. İsrailli bir üst düzey yetkiliye ait olduğu iddia edilen açıklama haber sitelerinde şöyle boy gösterdi mesela: “İsrail olarak Türk askerlerine karşı askeri bir eylemde bulunamayız ama Türk askerine karşı Kürtlere (PKK-PYD-SDG teröristlerini kast ediyor) silah sağlamak başta olmak üzere farklı destekler verebiliriz.”

Filtresiz diplomasi, bir durum tespiti kuşkusuz. Yoksa hiçbir şeyi daha kolay anlaşılır kılmıyor. Klasik diplomasiden bildiğimiz maskeli ikiyüzlülüğün kendisini müstehcen dışavurumu sadece.

Türkiye 40 yıldır terörle mücadele ediyor ve ödediği bedel ortada.

Bütün mesele Türkiye açısından iç barışını da tehdit eden terör örgütünü bir tehdit olmaktan çıkarmak. Yine de Türkiye içerisinde konuya ilişkin görüş ayrılıkları var.

Bir kesim harekâtın olmazsa olmaz gerekliliği noktasında devlet gibi düşünüyor. Diğer bir kesim tamamen karşı çıkıyor. Türkiye’nin askerî müdahale ile beka sorununu çözemeyeceğini bunun tek şartının diyalog olduğunu ileri sürüyorlar. Her iki kesime de beli bir mesafe ile yaklaşan üçüncü bir kesim daha var. Onlar hem terör örgütünün Türkiye içinde taşıdığı tehdidin farkındalar hem yumuşak gücün önemini biliyorlar. Öte yandan olası risklerden endişe duyuyorlar. Belki yaklaşım çeşitliliği olarak bundan fazlası da vardır. Ben üçe indirmenin pratik olduğunu düşündüğüm için sayıyı bu kadarla sınırlı tuttum.

Türkiye ya da herhangi bir ülke böyle bir tehdit ile karşı karşıya kaldığında onu bertaraf etmek için farklı tarz-ı siyasetleri hayata geçirebilir. Askerî seçenek, seçeneklerden birisidir. Bir diğeri diyalog ve yumuşak güç unsurlarının devreye sokulmasıdır. Mesela “Çözüm Süreci” böyle bir tarz-ı siyasetti. Ne var ki tam da Türkiye’nin bugün harekât düzenlemek zorunda kaldığı Suriye topraklarında yaşanan gelişmeler, Türkiye’nin büyük bir çaba göstererek çözmek için uğraştığı meseleyi düğümledi. Dolayısıyla kolayca “içeriyi halledelim dışarısı hallolur” diyemeyeceğimiz bir manzara ile karşı karşıya kaldık. Zira tam da içeride halledilebileceğini düşündüğümüz mesele PKK’nın “Yaşasın Rojava Devrimi” sloganları eşliğinde içinden çıkılmaz hale getirildi. PKK’nın Türkiye toprakları dışında kazandığı mevzi, PKK’ya içeride hendek ve çukur kazdırdı.

Sonrasında yaşananlar herkesin malumu ve bugün buraya geldik.

Türkiye Cumhuriyeti’nin Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirmiş olduğu harekâtın gerekçesi açık ve aşikâr. Terör örgütünün varlığı ve yarattığı tehdit somut. Türkiye değil X ülkesi olsa sınırında devlet altı irrasyonel silahlı gruplara müsaade etmez. Kaldı ki bu gruplar Türkiye’nin 40 yıldır mücadele ettiği terör örgütünün alfabetik bir illüzyona başvurarak isimlendirdiği bağlı/bağlantılı unsurları. Öte yandan Türkiye’nin iç barışını koruması her şeyin üzerindedir. Türkiye’nin beka sorunu yaşamaması ve selameti iç barışını koruması ile mukayyettir. Her ihtilafı her görüş ayrılığını içeride cepheleşmek için bir fırsat bilmek Türkiye’nin hayrına değildir. İfade, sahibinin gerçek niyet ve beyanı olarak masumdur. Hürriyeti asıldır. Bir mücadelenin haklı gerekçeleri yanında o mücadelenin yürütülme biçimi de haklılığını koruması için elzemdir. Türkiye haklı gerekçelerini dışarıda tüm dünyaya anlatırken içeride son derece özgüvenli özgür bir ortam tesis ettiği takdirde makul ve meşru pozisyonunu koruyacaktır.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums