Kapılar ardında değil, kamusal alanda!

  • 1.06.2019 00:00

 Geçen hafta, yeni ortaöğretim tasarımı münasebetiyle belirtmiştim.

Ziya Selçuk Bey konuşmasında; çok konuştuk, tartıştık, diyor ama bu işlere kafa yoran birisi olarak Milli Eğitim Bakanlığının kimlerle konuştuğunu, kimlerden görüş aldığını vallahi bilmiyorum!

Dünkü yazısında Mehmet Doğan Bey de yeni ortaöğretim tasarımı üzerine benzer değerlendirmelerde bulunmuş, yeni ortaöğretim tasarımını kastederek eğitime ilişkin böyle bir tasarrufta bulunulurken; “Yüze yakın eğitim fakültesi var, hiçbirinden ses çıkmıyor; ilaç için bir eğitim uzmanı hoca konuşmuyor. Şimdi konuşmayacaklarsa ne zaman? Sendikalar işin içinde olmadan, eğitim uzmanlarının katılımı sağlanmadan bu konuları mesele edinenler haberdar edilmeden sistem nasıl değişiyor diyen neden yok? Neden bu suskunluk?”  diye de sormuş.

Mehmet Doğan Bey’e hatırlatmak isterim: Kitlesel eğitim sendikaları eğitime dair bir persektifleri olduğuna dair bir işaret şu ana kadar ortaya koyamadılar. Eğitim bahsinde ideolojilerine değen / değmeyen noktalar olursa o zaman konuşuyorlar. Bunun dışında eğitime olan ilgileri, eğitimi bir istihdam alanı olarak görmekten ibaret. Atama, görevlendirme, yer değiştirmeye kilitlenmiş bir sendikacılık var karşımızda. Konuya yaklaşımları, insan kaynakları düzleminde. Oradan eğitime, eğitimin sorunlarına ilişkin bir fikir duymak neredeyse imkânsız!

Tekrar Mehmet Doğan’ın yazısına dönelim. Doğan, eğitim sendikaları arasında Özgür Eğitim-Sen’in ayrı bir yerde durduğunu kayıt altına alarak şunları söylemiş : “Sendikalar? Türkiye’de yüzbinlerce üyesi olan “eğitim” sendikaları var. Sesleri solukları çıkmıyor. Onlar konuşmayacak da kim konuşacak? (Gerçi Özgür Eğitim-Sen Genel Başkanı Abdulbaki Değer fikir beyan etti, hamamın namusu böylece kurtulur mu bilmem!) Muhalif sendikalar suskun, muvafık sendikalar lâl. “

İşin Mehmet Doğan’ın ifade ettiği gibi bir suskunluk tarafı var. Öte yandan MEB’in gizemli bir akreditasyon geleneği de var! Daha çarpıcı olması açısından bir örnek vereyim.

Milli Eğitim Şûraları düzenleniyor bu ülkede. Geniş katılımlı, eğitime dair Türkiye’de sözü olan kim varsa herkesin çağrılması gereken organizasyon türüne örnektir şûralar. 

Bir yuvarlak masa toplantısı değildir şûralar…

Üç beş kişiyle de yapılmaz...

İşte ben öteden beri bu şûraları MEB’in evlere şenlik organizasyonu olarak görmüşümdür hep!

Böylesi bir organizasyonu siz gerçekleştiriyor olsanız, memlekette eğitime dair sözü olan herkesi çağırmaz mısınız?

En cinsi en aykırısı da olsa burada herkes mutlaka olmalı demez misiniz?

Ne kadar çok yaklaşım olursa, ne kadar çok fikir olursa, o kadar iyi olur demez misiniz?

Çeşitliliği mümkün mertebe arttırarak tartışmaları zenginleştirmeye çalışmaz mısınız?

Evet, siz olsanız eminim böyle yapardınız.

Ne var ki MEB böyle yapmıyor!

MEB oğlunu evlendiriyormuş, kızını nişanlıyormuş da en yakınları, eşi, dostu, hısım akrabayı çağıralım düzeyinde kavrıyor meseleyi maalesef!

Hal böyle olunca da bir iki hısım akrabanın telkini ya da iki-üç cin gibi bürokratın buluşu ile bu iş yürümüyor. Eğitim konusunda dikkatli ve uyanık olma mecburiyetimiz var. Mehmet Doğan’ın belirttiği “suskunluk” memleketin hayrına değildir, çocuklarımızın hayrına değildir!

Milli Eğitim Bakanlığının geniş katılımlı ve kamuya açık tartışmaları organize edebilme becerisini acilen kazanması gerekiyor! MEB için bu beceriyi kazanmak beka sorunu olarak görülmeli!

Eğitimi, kapılar ardında değil kamusal alanda konuşmalıyız!

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums