Boşuna beklemeyin tavşan şapkadan çıkmayacak

  •  

 Ak Parti 2002’de iktidara gelirken toplumun heybesi ağzına kadar tartışma başlıkları, sorun tespitleri ve çözüm için arzulanan talep ve beklentiler ile doluydu. Siyaset tüm bu talepler dalgasının üzerinde seyredebilme becerisi gösterdiği oranda, talepleri olan kesimler için yegâne muhataptı.

Askerî vesayet, her köşeye sirayet eden yasaklar ve dayatmalar, kaba hak ihlalleri, ayrımcılık ve dışlama, yeni anayasa gibi konu başlıkları sistemin gadrine uğramış, aidiyetleri, inanç ve kültür dokusu itibariyle sakıncalı addedilmiş insanlar için çözümü aciliyet arz eden konu başlıklarıydı.  Yıllarca bu başlıklar hararetli tartışmaların, etkili hitapların parçası kılınmıştı. Derneği, vakfı, lokali, gazetesi, televizyonu bunu konuşmuş, bunu tartışmıştı. Yakın tarihten tevarüs edilen bu sorunlar siyaset tarafından görmezden gelinebilirdi lakin asla yok edilemezlerdi. Yok olmadılar da zaten.

Ak Parti 2000’li yıllarda toplumdan ilgi ve teveccüh görürken şapkadan tavşan çıkartmamış, toplumun zihninde, dilinde ve gündelik pratiğinde olanı sahiplenerek siyasetin çözmesi gerekenler listesine eklemişti. Böylece toplumun taleplerine sağırlaşmış unsurlar günden güne mevzi kaybederken Ak Parti, 2000’li yılların başından bugüne kadar iktidarda süreklilik arz eden bir konuma gelmişti.

Toplumun talep ve beklentilerinin devlet ve siyaset zemininde, adam gibi muhatap alınmadığı dönemlerde en azından sevindirici olan toplumun ne istediğini bilmesi, neyi talep ettiğinin farkında olması ve bu taleplerini dillendirmek, görünür kılmak konusundaki ısrarıydı. Ancak taleplerin muhatap alındığı, sorunların kademeli olarak çözüme kavuşturulduğu bir eşikte ve yeni bir seçimin arifesinde durum bu kadar açık değil maalesef. Siyasetin kendisini ifadedeki mecburiyeti şimdilik toplum kesimlerinin meseleler karşısındaki sessizliklerinin utancını gizliyor. Ne var ki bu uzun süre sürdürülemez.

El değmemiş sorun alanlarımıza ilişkin tek bir laf edilmezken en çok sesi çıkanların neyi istedikleri hangi maksat ile pozisyon aldıkları da meçhul. Partilerin seçim bildirgelerindeki eksiklere odaklanmaktan belki de daha mühim olanı, toplum tarafından sahiplenildikçe siyaseti baskılayan, talep ve beklentileri ile onu hamleye ve politika üretmeye zorlayan gündemin, nereye kaybolduğu sorusudur. 

Çok çarpıcı olması sebebiyle eğitim sistemimiz üzerinden bir örnek sunabiliriz hemen. Devasa görünümü ve yapısal sorunları ile kaskatı kesilmiş olan sisteme ilişkin kim ne söylüyor? En önemlisi toplum ne söylüyor? Mazur kalınan ve mağduru çok olan bir alanda yükselen, kulakları sağır eden bir ses mi işitiyoruz? Sistemin kenara ittiklerinin, sisteme katılımın önündeki anti-demokratik uygulamalar sona erdiğinden beri sesleri çıkmıyor. Bugüne kadar sistemin içinde olanlar ise “bilimsel” ve “laik” gibi cemaat içi bir anlam dünyasını tatmine yönelen iki kelimeden ötesini söyleyemiyorlar. Onlardaki kalıcı bir kekemelik, şimdilik çaresi de yok. Boş buldukları her fırsatı, mantık çerçevesine sadık kalarak teklif ve öneri getirmek yerine “Kahrolsun AKP !” diyerek geçiren “beyaz, Kemalist, sol” terkibin, Etyen Mahçupyan’ın “beyaz hastalanma” dediği illetin pençesinde, çıktıkları şirazeyi bir süre daha bulamayacakları söylenebilir. Muhafazakâr/dindar kesim ise şu an için katılım engelinin ortadan kaldırılmış olmasının nitelik farkı yaratmadığını fark etmiş olduğuna dair bir işaret vermiyor.   

Bu durumda dönüp siyasete ne söyleyeceksiniz? Siyaset toplum tarafından talebe dönüşmemiş bir isteğe cevap verme noktasında niye aceleci davransın, neden öncelikli meselesi haline getirsin ki?

Düşünebiliyor musunuz 20 milyon öğrenci, 20 milyon veli, 1 milyon öğretmen okulların açılması ile eğitim-öğretim sürecine yeniden eklemlenirken eğitim gündemimizde 1 tane (yazıyla bir)   maddemiz yok!

Neden?

Her şey çok güzel olduğu, yüksek düzeyde memnuniyet,  ortada göz kamaştıran bir başarı olduğu için mi? Aksine tüm veriler ve mevcut koşullar hararetle tartışmayı kışkırtıyorken durum böyle. 

Diğer alanlar da çok farklı değil.

Sanat ve kültür adamları neyi tartışıyorlar bu ülkede? Neyi konuşuyorlar? Bilen var mı?

Bu ülkede şehircilik ve mimari kimin konusu, derdi ve sıkıntısı?

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi dışında tartışılacak bina, yapı bulmakta zorlanan Mimarlar Odası ne söylüyor? İşiteniniz var mı?

Hangi dernek, vakıf, lokal, oda, kulüp vs. hangi konuları önüne katmış, yoğunlaşmış ve talepleri ile ortada?

Siyaset bugüne kadar şapkadan tavşan çıkartmadı. Siyaset ve tabii ki siyasiler toplumda dillendirilmeyen, mesele edilmeyen ve ısrarlı bir biçimde talebe dönüşmeyen hiçbir konuyu önlerine almamışlardır ve almazlar. Dolayısıyla boşuna beklemeyin, tavşan şapkadan çıkmayacak!   

 

aliaydin505@gmail.com

twitter: @_aydinali

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums