Yağma yok

  • 29.07.2016 00:00

 Ortalık toz duman… Böylesi durumlar, “At izi it izine karıştı” diye açıklanırdı eskiden… Artık bu söz de anlamını yitirdi iyice. Balta kesmez karanlıkta sözcüğün tam anlamıyla kim vurduya gidiyoruz hepimiz… Hakkı yenmiş bir sürü insan kimseye derdini anlatamamanın acziyle dolaşıyor ortalıkta… En yakınındakiler bile, “Bir şey yaptı ki, hakkında işlem yapıldı. Benim hakkımda niye yapmıyorlar?” yıvışıklığını sergiliyor arkalarından... Tam bir cinnet hali yaşıyoruz… Salt Erdoğan’ı eleştiriyoruz diye, biz de, cemaatçilikle suçlanacağız neredeyse... Tüm ömrümüz onlarla mücadeleyle geçti oysa…

 Gözü dönmüş canilerin alçakça kurguladığı darbeyle iktidardan uzaklaştırılmaya çalışılan Erdoğan’ın etrafında adeta mitler oluşturuluyor şu sıralarda. İsmi, havuz medyası başta olmak üzere, pek çok çevrece tabu haline getiriliyor… Eleştirmek zinhar yasak olduğu gibi darbeci olmakla eş anlamlı sayılıyor neredeyse… Bu çapsızlar dün Fettullah Gülen için yapıyorlardı aynı şeyi? O günlerde “Yahu holdingi, bankası olan cemaat mi olur?” diye sorduğum için, yazılarımın altına gönderilen hakaretleri unutmadım daha…  Kendime yakıştırsam, bugün sözde demokrasi nöbeti tutan ikiyüzlülerin isimlerini bir bir yazarım buraya. Ancak yakışmaz… Ama bazı şeyleri anımsatmak isterim yine de:

 1. AKP elebaşları, 2013’e kadar süren cicim aylarında, devleti ele geçirmesi için, Gülen Cemaati’ne her türlü desteği verdi. Kamuoyunda yükselen hiçbir tepkiye aldırmadan, tüm atamalar, birlikte hazırlanan listelere göre yapıldı. Bunu kolaylaştırmak için “Atama Tayin Yönetmeliği”nde değişiklik yapıldı, önceki hükümetler döneminde kaldırılan sözlü sınav (mülakat) yöntemi yeniden yürürlüğe kondu hatta. Tümüyle sübjektif ölçütlerle göre yapılan mülakatta her türlü dalavereyi çevirmek mümkündü çünkü. Nitekim öyle de oldu. Kendilerinden saymadıkları kamu görevlileri, yazılı sınavlarda diğerlerinden çok yüksek puan aldıkları halde mülakatta düşük puan verilerek elendi. Yazılıda düşük alan cemaatçilereyse mülakatta dudak uçuklatan puanlar verilerek atamaları yapıldı.

 2.  Aynı olay harekat ordu içinde de yapıldı. Kendileri gibi düşünmeyen pek çok subay Yüksek Askeri Şura kararı ile ordudan uzaklaştırıldı. YAŞ ile tam temizlik yapılamayacağı anlaşılınca, bu kez, Balyoz ve Ergenekon kumpasları konuldu devreye. Yaratılan alacakaranlık kuşağında iş çığırından çıkarıldı, ordu içinde gerçek darbecilerin, derin devlet uzantılarının da aklandığı bir süreç yaşandı daha sonra. Bugün darbeye yeltenen generallerin önü tam da bu operasyonlarla açıldı. Hatıralardadır, Erdoğan, “Bu davanın savcısıyım” derken, havuz medyası, karşı çıkanları, tıpkı bugünkü gibi, “Darbeci” olmakla suçluyordu… Gerçekteyse bizzat kendileri, darbeye giden yolları döşüyordu da allem kallem cambazlıkla örtüyorlardı üzerini…

 3. Ya üniversiteler? Her ağzını açtıklarında milli iradeye vurgu yapan AKP elebaşları, devri iktidarlarında, üniversite hocalarının iradesine hiç saygı duymadı. Oraları ele geçirmek gibi, uğruna her şeyi yapabilecekleri bir hedefleri vardı çünkü… Seçimlerde birinci olmayan sayılmayacak kadar çok aday, rektör atanarak toplumun en eğitimli kesiminin oyları hiçe sayıldı. Bu tarafgirlik çok trajikomik durumlar da çıkardı ortaya. Örneğin, seçimlerde yalnızca kendisinin oyunu alan Prof. Dr. Aygün Attar, 1 oyla Giresun Üniversitesi rektörü oldu…

 4. Nitekim şu an görevden alınarak tutuklanan Diyarbakır Dicle Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ayşegül Saraç ile Yalova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. M. Niyazi Uslu seçimlerde üçüncü; üniversite kampusunda kelepçelenerek gözaltına alınan Gazi Üniversitesi Rektörü Süleyman Büyükberber de beşinci sırada olduğu halde atamaları yapıldı. Örnekleri sayfalar dolusu çoğaltmak mümkün…

 5. Cumhurbaşkanı Erdoğan “Ne istediniz de vermedik” şeklindeki sözleriyle bu ortaklığı itiraf ederken Ankara Büyükşehir Belediyesi Başkanı Melih Gökçek cemaate her türlü kıyağı yaptığını ifşa etti. AKP hükümetleri döneminde Gülen Cemaatine usulsüz kaynak aktarıldığına dair binlerce haber yayımlandı gazetelerde. Erdoğan da içinde pek çok bakan Türkçe Olimpiyatları adındaki müsamerelerde Gülen’i yere göğe koyamayan cümleler kurarak, adeta bir efsane kişilik yarattı…

 6. Yine cicim aylarında onca kamu bankası dururken, nerdeyse tüm kamu kuruluşlarına Bank Asya’da hesap açtırıldı.  Hükümete yaranmaya çalışan özel sektör kuruluşları da izledi bunu. Kamu kuruluşları, işler sarpa sarınca, vadesinin dolmasını beklemeden, kamu zararı oluşmasına pahasına tüm mevduatlarını o bankadan çekti. Şimdi o bankanın terör örgütüne finans sağladığı iddia edildiği gibi, üç kuruş para yatıran da suçlanıyor…

 7. Unutmadık, 2013’e kadar geçen süreçte, kamuda işini görmenin tek yolu Cemaatten geçiyordu… Pek çok insan salt bu nedenle Zaman Gazetesi’ne abone oldu, çocuklarını cemaat dershaneleriyle okullarına gönderdi… Şimdi bu ilişkilerden yola çıkılarak sürek avı yapılıyor ülkede. Cemaat okullarına çocuk gönderen, bankasına para yatıran, dergisine, gazetesine abone olan yurttaşların hayatı karartılıyor… “Yazık değil mi? Bu insanlara” diye sormak da bizcileyin münafıklardan başka hiç kimsenin aklına gelmiyor.

 Yağma yok… Bunca karine ortada dururken illüzyonistliğe soyunup sorumluluktan kurtulamaz hiç kimse… Bu darbe girişimine kim milim destek verdiyse hesabını verecek… Hiç acele yok, bugün değilse, yarın konacak bu fatura önlerine… Bu hesabı biz soramazsak çocuklarımız soracak; onlar da yapmazsa torunlarımız bir yolunu bulacak mutlaka…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums