Halk kışlanacak tavuk ya

  • 6.02.2016 00:00

 Bir avuç insan Dünya Çevre Günü nedeniyle sokaklardaydık yine. Cılız bir sesle de olsa yer kürenin isyanını haykırdık. Şurası açık bir gerçek ki, dünyanın her yanında, kâr hırsından gözü dönmüş zebaniler, doğayı acımasız şekilde talan ederken yarattıkları tahribat geri döndürülemez bir boyuta erişmiş bir durumda. Karşı karşıya olduğumuz durum, bir çevre felaketi boyutunu çoktan aştı, konunun uzmanları doğanın yıkımı noktasında olduğumuzdan söz ediyor. Durum vahim gerçekten, sahip olduğumuz tüm kaynaklar hızla tükeniyor,  türler yok oluyor, canlı çeşitliliği azalıyor. İklim değişiklikleri sonucunda, buzullar eriyor, yer kürenin her noktasında soğukluk-sıcaklık değerleri, hiç de alışık olmadığımız değişimler gösteriyor.

İşin en vahim yanı da şu ki, doğa yıkımının bedelini ödeyecek geniş halk yığınları, vaz geçtim karşı çıkmaktan, buna yol açan politikaları hararetle destekliyor, kapitalizm denen ahlaksızlık herkesi kendi gücü yettiğince yıkımdan pay kapmaya çağırıyor çünkü… Altta kalanın canını çıkaran politikalar, en çok da, en altta kalanların desteğiyle yaşama geçiyor. Şaşılacak şey değil mi sizce de, otalama 80 yıllık ömrü olan insan denen canlı, bu kadar kısa zamanki çıkarları uğruna, dünyanın milyonlarca yılını yok edecek uygulamaların altına imza atıyor. Bu uğurda savaşlar çıkarıyor, canlıları öldürüyor, ormanları kurutuyor, denizleri kirletip, buzulları eritiyor. Dünyadaki son 35 yılda oluşan kirliliğin milyonlarca yılda oluşan kirlilikten çok daha büyük tahribat yarattığı bizzat uzmanlarınca dile getiriliyor.

AKP’NİN GÖZÜ DÖNMÜŞ PİYASACILIĞI HER YANI TARUMAR EDİYOR

Ve ülkemiz ne yazık ki, bu yıkımın en yoğun yaşandığı yerler arasında geliyor. Anayasa’nın 56. maddesi  “Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir” diyor oysa. Zaten hiçe saydığını defalarca açıklayan AKP iktidarı, anayasayı en çok da bu noktada ihlal ediyor. “Millet iradesi” sözünü ağzından düşürmeyen muktedirler, ülkenin dört bir yanındaki halk direnişlerini devlet zoruyla bastırıyor. Sulara el koyup HES’ler yapıyor.  Her tülü mevzuata açıkça aykırı şekilde maden ruhsatları düzenliyor, nükleer santral izinleri veriyor. Bu politikalar sonucunda, Türkiye, dünya ülkeleri arasında doğal kaynakları en hızla tükenen yerlerin başında geliyor.

Üçüncü Boğaz Köprüsü, Üçüncü Havaalanı, Kanalistanbul gibi rant amaçlı spekülatif yatırımlar ve dev şirketlerin ihtiyaçlarını gözeten çarpık sanayileşme politikalarıyla doğal koruma alanları, milli parklar dahil, her yer tehdit altında artık ülkemizde. AKP’nin gözü dönmüş piyasacı anlayışı “Burası kuş cennetedir”, “Şurası tarihsel açıdan önemlidir”, “Orada endemik türler vardır” demeden her yanı tarumar ediyor. Sürdürülebilir olmaktan çoktan çıkan sınırsız kalkınmacılık anlayışıyla ülke yaşanır bir yer olmaktan çıkıyor. “Kentsel dönüşüm” adı altında şehirler betonlaştırılırken, pek çok yerde, yıllardır koruma altında tutulan ada, yarımada gibi doğal güzellikler imara açılıyor. Türkiye’nin ayrımsız doğal tüm güzellikleri, cennet koyları AKP iktidarının saldırısından payını alıyor.

HER KOYA BİR TERMİK SANTRAL

Yaşadığımız kentteyse ekoloji sorunları sözcüğün tam anlamıyla şaka gibi büyüyor. Yerel yönetimlerin imar oyunlarıyla yarattığı kirlilik, akıl almaz bir betonlaşmaya dönüşürken, ülkenin en güzel coğrafyasında, çirkinin de çirkini bir kent, azmanlaştıkça azmanlaşıyor.  Başta Göldağ olmak üzere eşsiz doğal alanlarda, nasıl verildiği tartışmalı izinlerle taş ocakları açılıyor, kentin oksijenini sağlayan ormanlar tahrip ediliyor. Köseağzı, Kireçlik, Ömerağzı, Sazköy, Mugada başta olmak üzere neredeyse her koyda bir termik santral projesi geliştirilerek, yöremiz termik cehenneme çevriliyor. Termik santrallere verilen lisanslar hayata geçirilirse, yalnızca ilimizi değil çevre il ve ilçelerdeki doğal yaşamı da tehdit edecek çok büyük bir tehlike bizi bekliyor.

“Gerekirse boşaltırız” diyerek halkı yaşadıkları topraklardan kışlanacak bir tavuk gibi sürmeye hazırlanan AKP elebaşları çevre katliamına doymuyor. İşsiz, aşsız, geleceksiz bıraktıkları bizlere Filyos adı altında, içinde her türlü kirli teknolojinin bulunduğu ahlaksız bir proje dayatıyor. Yaşadığımız çevre sorununun en büyük kaynağı olan Eren adlı doğa düşmanı şirketi temize çekmek için her türlü yol deneniyor. Zonguldakspor’a bağış yaptırılıyor, en küçük sosyal etkinlikleri, basın aracılığıyla “hayırseverlik” olarak pompalanıyor. Devletçe el konulan bir maden şirketinin, kendi santralinde yakacağı kömürünü satın alması bile “sosyal sorumlulukmuş”  gibi gösteriliyor. Yapacağı hiçbir sosyal çalışma, katlettiği doğamızın milyonda biri kadar etmiyor oysa… Sözün özü şu ki, Zonguldaklı susuyor, doğa düşmanları her yeri tarumar ediyor.  

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums