Algı operatörleri

  • 27.05.2016 00:00

 Günlerdir bir büyük gerilim yaşanıyor Zonguldak’ta… Kayyıma devredilen DEKA işçilerinin hakları için başlattığı direniş, son derece tehlikeli koşullarda sürüyor. Kendine ocağa kapatan işçilerin eylemi siz bu yazıyı okurken, sekizinci güne girmiş olacak. Sekiz gündür açlık grevi de yapan işçiler, kendini kapattıkları kör karanlıklarda, ölümüne bir direniş yapıyor… Koşullar son derece kötü… Her an, hepimizin vicdanını sızlatacak olumsuz bir gelişme yaşanabilir… Ocakta gaz ölçümü yapılmıyor günlerdir, hava kalitesinin ne olduğu bilinmiyor yani… Fotoğraflardan gördüğüm kadarıyla tahkimat da bozuk epeyce… Galerideki kömürün yapısına göre, kontrolsüz hava girişi yangına bile neden olabilir hatta…

Of Allah’ım, yüreklerin kulaklarının bu kadar sağır olduğu ülkede insan olmanın bedeli ne kadar ağır; duymak, farkında olmak nasıl da bir zulme dönüşüyor… Bağır bağırıyorum buradan: O ocağın derhal boşaltılması gerekiyor… Evet, o ocak, işçilerin alacakları son kuruşuna kadar ödenerek, hemen boşaltılmalıdır. Bunun daha fazla tartışılacak yanı yoktur, 65 kişinin yaşamı söz konusudur çünkü… Çözümü çok da zor değil bence, el konulan şirketin, işçilerin, üç kuruş alacağını ödeyecek kadar bir varlığı bulunur mutlaka… Kayyıma verilecek bir talimatla bu ödemelerin hemen yapılması mümkündür. Yaşadığımız işkencenin son bulması için kilitlenmesi gereken nokta budur… Hiçbir şey, o işçilerin bir saniye bile o ocakta kalmasının gerekçesi olamaz.

HÜKÜMET YALAKASI SENDİKA NEREDE

Ama oluyor, çünkü tümüyle vicdansızların ülkesi oldu Türkiye... Herkes emekçilere karşı ikiyüzlü davranıyor… Mahkemelere, “Yahu kararınız Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden dönecek diye korkmayın, cezası neyse öderiz, olur biter” diyerek, hukuksuz işlem çağrısı yapan ve bu uğurda milyonlarca avroyu havaya savurmaktan çekinmeyen hovarda gönüllüler, mesele emekçiler olunca, bir anda cimrileşiyor… Buldukları her fırsatta dünya devleti olduğumuz nutkunu atanlar, sıra, emeğe gelince dut yemiş bülbüle dönüyor… “Bir milyon üyemizle ülkenin en büyük sivil toplum örgütü, en dinamik gücüyüz” diye böbürlenen hükümet yalakası sendika nerede? Tamam, haktan hukuktan anladıkları yok zaten de, en azından, şu insani dramın çözümü için arabuluculuk da mı yapamazlar… İki kelimelik sözleri de mi yok ya da?

Sorunun çözümü için kilit rolü bulunan Genel Maden İşçileri Sendikasının gelişmeler karşısında, bunca pasif kalması da deli ediyor insanı. Merak ediyorum, GMİS’in, geçmişte “sarı” diye nitelediğimiz tüm sendikacılarına rahmet okutacak bir performans sergileyen sayın genel başkanı, nereye kadar sürdürecek bu teslimiyetçi tavrı… Ahmet Demirci, “Arkadaşlarımızın sonuna kadar yanındayız. Yetkililere şu kadar mühlet veriyoruz. Aksi takdirde tüm havzada eylemleri başlatacağız” demiyor da, “Biz de bir an önce eylem bitsin diye uğraşıyoruz ama elimizden bir şey gelmiyor”diyerek bir kenara çekilmeyi tercih ediyor. Madem herkes gibisin, madem yapacak bir şeyin yok, neden oturuyorsun o koltukta? Hakkını veremediğin genel başkanlıktan da çekil o zaman...

ART NİYETİN BELGESİ

Yaptığı algı operasyonlarıyla eylemi itibarsızlaştırmaya çalışan polis de son derece tehlikeli işler yapıyor bence... “Provokasyon yapacaklar, aranıza almayın” diyerek, işçilerle ailelerini, desteklemeye gelenlere karşı kışkırtan polis, bu tavrıyla, tümüyle provokasyona açık bir ortam yaratıyor. Destek eyleminden sonra araçlarına binmek üzere yürüyen gruba demir çubuklarla yapılan saldırı, bunun en açık kanıtı bence… Bir gencin kolunun kırılmasıyla sonuçlanan saldırının, “Kilimli halkı oturma eylemi yapmak isteyen provokatörlere izin vermedi” şeklinde haberleştirilmesiyse bu konudaki art niyeti resmen tescil ediyor… Görmek için kâhin olmaya gerek yok, eylem uzadıkça ziyaretler de artacaktır.  Açıkça yazıyorum: O sıralarda meydana gelebilecek tüm olayların tek sorumlusu Zonguldak emniyetidir… Gerilimi bizzat kendileri yaratmıştı çünkü…

Gazetecilik namusunu her zaman takdir Mustafa Özdemir, köşesinde teşhir edip paçavraya çevirdiği için uzun yazmaya gerek yok, ancak polisin seçilmiş bazı gazetecileri ekip otosuna bindirip, ocak civarına getirerek, etrafa saçılmış yemek atıklarının fotoğrafını çektirmesi, yürütülen operasyonunun boyutunu gösteriyor. Algı operatörü gazeteler aracılığıyla işçilerin açlık grevinde olmadığı pompalanıyor kamuoyuna… Onların açlık grevinde olmaması, ömrü bir eylemden diğerine koşmakla geçmiş benim gibi bir insanı bile mutlu eder yalnızca… Zaten zor koşullarda savaşan eylemcilerin bir de bu şekilde zarar görmesini istemem çünkü…  Ancak anlamak istediğim şu: Var sayın ki, işçiler açlık grevinde değil, haklılıkları konusunda neyi değiştir bu? Bu durum polis için neden önemli bu kadar?

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (www.marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Hack Forum Hacker Forum Hack Forumu Warez Forumu Hacker Sitesi Hacking Forum illegal forum illegal forum sitesi warez scriptler nulled forum crack forumu hacking forumu illegal hack forumu hacking forums