- 10.10.2017 00:00
BU DA BİR ETYEN ELEŞTİRİSİ...
ETYEN'İN EVRİM OLAYINI DAHA İYİ İNCELEMESİ GEREKİYOR!..
Aslında bugün yazı yazmak yoktu aklımda, ama sabahleyin Etyen’in yazısını okuyunca duramadım! Bu nedenle, önce siz de Etyen’in bugünkü yazısını bir okuyun, sonra konuşalım…
http://www.marmarayerelhaber.com/etyen-mahcupyan/55431-teoriye-takilmayin-evrime-bakin
Etyen, Evrim Teorisi konusunda "dincilere" cevap yetiştireceğim derken, onların yanlışlarını ortaya koyacağım derken kendisi de yolu şaşırıyor!.. Bugünkü yazısında doğrular ve yanlışlar içice...
Örneğin, „insan maymundan değil insanın daha alt türlerinden gelişmiştir“ diyor!.. Tamam, doğrudur; bugünkü insan „Homosapiens“, insanın daha alt türlerinden itibaren (o Neandertaller’den falan) gelişmiştir, bu doğru. Peki ama, o zaman sorarlar insana, o "insanın daha alt türleri" nereden gelişerek ortaya çıkmıştır!?..
Bu mantığa göre, varolan bütün canlılar, daha ilk varoluşlarında, özünde gene aynı varlık olarak vardılar!! Yani insan, insanın daha alt türleri, hayvanlar ve bitkiler de gene aynı şekilde, şu anki varlıklarının alt türleri olarak vardılar!! Daha başka bir deyişle, en başta da gene bir maymun, ya da bir kuş vardı ortada ve bunlar kendi türlerinin iç evrimiyle bugünkü duruma geldiler vb.!! Kısacası evrim, daima aynı varlığın kendi iç evrimidir!!..
Bu düşünce, biraz daha kurcalarsan, "ol" denmiş olunmuşa çıkar!.. Öyle ya, şu soruya nasıl cevap verilecek o zaman merak ediyorum:
Madem ki bütün varlıklar ilk-orijinal hallerinden itibaren gelişerek bugüne gelmişlerdir, o halde, o „ilk orijinal“ varoluş halleri nereden ve nasıl ortaya çıkmıştır?.. Bu mantığa göre bu sorunun tek cevabı olacaktır: „Onlar öyle yaratılmışlardır“!!..
Peki dogrusu ne midir?..
Bütün canlılar tek bir hücreden itibaren gelişmiştir, o kadar!..
Ancak, evrim olayını hala Darwin'de takılıp kalarak anlamaya çalışmak da yanlıştır. Bu durumda bir yere gelir insan yolunu şaşırır...
Örneğin der ki, „madem ki bir türden başka türler ortaya çıkmış, şimdi neden çıkmıyor“!?
Çevreyle olan milyonlarca yıllık etkileşim ve evrim sürecini mekanikleştirince
ortaya bu türden sorular çıkar işte! Bunlara takılıp kalınır! Bu durumda son durak dinciliktir!.. Yani dersin ki-ya da söz otomatikman buraya gelir ki- „bakın, öyle insanın maymundan gelmesi diye birşey sözkonusu değildir; evrim denilen şey, sadece varolan türlerin kendi içindeki evrimlerinden ibarettir!! Varlıklar ilk halleriyle birbirlerinden türeyerek değil o şekilde yaratılarak varolmuşlardır“…
Ya da en iyimser deyişle, gayet „materyalistçe“ bir anlayışla denir ki, „onlar başından itibaren zaten o şekilde vardılar“!!
Ama o zaman da şu soruya cevap vermeniz gerekir tabi: Nasıl yani, beş milyar yıl önce dünya o ilk toz ve gaz bulutundan itibaren oluşurken o canlılar da (örneğin ilk haliyle insan da) dünya ile birlikte mi varolmuşlardır!?
Darwin’e gelince; evet Darwin işin kökenini doğru koyar, ama o Newton gibidir... Yani, orada da takılıp kalmamak gerekir…O zamandan bu yana biyoloji alanında da köprülerin altından çok sular aktı!..
Nasıl mı?
Bu konuya ilgi duyanlar için: http://www.aktolga.de/t1.pdf
„BİR HÜCREDE İNFORMASYON İŞLEME SÜRECİ VE EVRİM”
İÇİNDEKİLER
SİSTEM TEORİSİ-İNFORMASYON İŞLEME SÜRECİ1
ETKİLEŞME, MERKEZİ VAR OLUŞ-KOORDİNASYON. 3
BİR AMACA ULAŞMA ÇABASI VAR OLUŞ ÇABASIDIR. 4
BİR HÜCRENİN VARLIĞININ TEMSİLİ8
HÜCREDE İNFORMASYON İŞLEME MEKANİZMASI10
FARKLILAŞMA VE HÜCRENİN HAFIZASI13
Yorum Yap