- 8.03.2021 00:00
Tarihi Türkiye Komünist Partisi(TKP) yüzüncü yılını geride bıraktı.
Epeydir de artık Türkiye’de Komünist parti kurmanın ve Komünist parti de siyaset yapmanın önünde yasaklar yok..
Ne kadar tarihsel TKP ile görüş ayrılığı içinde ve farklı olsalar da, TKP kimliği ile siyaset yapan bir parti var.
2019 yılında yapılan yerel seçimde TKP Dersim’de Belediye Başkanlığı seçimini kazandı.
ilk defa bir il komünist Başkan tarafından yönetiliyor.
Bir başka açıdan da yüz yıllık tarihsel bir sürecin en son geldiği somut konum olarak da yorumlanabilir.
O takdirde tarihsel TKP’nin içinde ve çevresinde yer almış, çok büyük bedeller ödemiş bilinen ve bilinmeyen tüm yoldaşların büyük özverisi var..
Yaşanan bu yüz yıllık sürecin önemli bir parçası sayılabilecek olan 1981 yılındaki Gölcük TKP davasında yargılanan ve ağır bedelleri ödeyen arkadaşların, yeni çıkarttıkları bir kitap var.
“1981 TKP Gölcük Davasında Ortak Savunma ve Marmara Yerel Haber Tanıkları” başlıklı 750 sayfalık kitap geçen aralık ayında Sokak Yayınları’ndan çıktı.
Kitap TKP Gölcük davasından yargılanan arkadaşlarımızın savunmalarını içeriyor.
Kitabın Kapak yazısı kırmızı zemin üzerine büyük harflerle “TKP’ye özgürlük” yazılmış ama keşke orak-çekiç de kapakta yer alsaydı. İnsan nostaljik bir şekilde arıyor. Kitap sadece tarihe tanıklık etmiyor, not da düşüyor...
Arkadaşlarımızın TKP’nin özgürlüğü için nasıl bedel ödediklerini de belgeliyor.
Zaten TKP’nin tarihi büyük bedeller ödeyenlerin tarihidir.
Tarihsel TKP hiç bir zaman terörün içinde yer almadı ama partinin kurucu genel Sekreteri Mustafa Suphi ve 14 Yoldaşı Karadeniz’de boğularak öldürüldüler. Devlet terörünün kurbanı oldular...
Tarihi TKP davasından yargılanan ve hüküm giyenlerin hiç biri de terörden ceza almadı. Ama hep silahlı Sol örgütlerle aynı kefeye konmaya çalışıldı.
Baskıya ve şiddete maruz kaldılar, işkencelerden geçirildiler, kamusal haklardan mahrum edildiler, yerlerinden yurtlarından uzaklarda sürgünlerde yaşadılar, memleket hasretiyle çile keş yaşam içinde gurbet ellerde öldüler.
TKP’nin Terörün içinde olmadığını eski MİT’çi anlatıyor:
Uzun yıllar devletin istihbarat örgütü MİT içinde görev yapmış Prof.Dr.Mahir Kaynak bir devlet televizyonunda “TKP tarihi boyunca hiç bir zaman silahlı sol örgütlerle ne ittifak yaptı ne de terörün içinde yer aldı” demişti.
Hatta ben defalarca devlet yöneticilerine TKP konusunda raporlar yazdım, sunumlar yaptığını ama dinletemediğini söylüyordu.
Şayet “TKP terörün içinde yer almadıysa bu TKP’nin aldığı bir karar değildir” demesi de önemliydi. Çünkü TKP’nin Sovyetler Birliği Komünist Partisinin(SBKP) kontrolünde olduğunu ima ediyordu.
Ben arkadaşlara kitap yayına hazırlanırken Mahir Kaynak’ın bu açıklamalarını kapak yazısına koymalarını önerdim ama arkadaşlar dikkate almamışlar..
Tarihsel TKP’nin içinde bulunmuş ,TBKP’nin yasallaşma mücadelesinde yer almış biri olarak; TKP’yi yöneten kadroların bizleri silahlı bir mücadeleden uzak tutmalarını çok değerli buluyorum.
Siyasal yanlışlarımız olmuştur ama vicdanen ıstırap çektiğimiz, uykularımızı kaçıracak ve pişmanlık duymamıza neden olacak hiçbir eylemde bulunmamamız önemlidir.
Tarihsel TKP’nin asırlık geçmişi bir çok açıdan değerlendirilebilir ama bence şiddete bakış boyutu en önemlilerinden biridir.
”1981 TKP Gölcük Davasında Ortak Savunma ve Marmara Yerel Haber Tanıkları” başlıklı kitabı, TKP’nin asırlık tarihine düşünsel, sınıfsal mücadele veren ve bedel ödeyen onca insandan bir bölümünün belgesi olarak görüyorum.
Keşke bu tür çalışmalar ve yayınlar daha da çoğalsa.
Komünistler mutlaka yaşadıklarını yazmalı ve yayınlamalı..
Gelecek kuşaklara tarihlerini anlatmalı..
Tarih önünde manevi hesap sormalılar.
Arkadaşların çıkarttıkları kitabı, TKP’nin özgürleşmesine asırlık tarihine düşünsel, sınıfsal mücadele verenlerin ve bedel ödeyenlerin belgesi olarak görüyorum.
Tarihsel TKP’nin en ihtiyaç duyulan dönemlerde neden siyasal yaşamdan çekildiğini de yeniden sorgulamamız gerektiğini düşünenlerdenim. Hep bunu düşünmüşümdür.
Kitabı çıkartan arkadaşları bu yolu açtıkları için kutluyorum.
Yorum Yap