- 25.12.2020 00:00
OHAL ilanından sonra eğer bir konuyu Anadolu Ajansının(AA) haber yapmıyorsa, besleme basın da yapmıyor...
Anadolu Ajansı da gazetecilik yapmıyor, resmi basın bültenciliği yapıyor.
Gerçek gazetecilik yapan gazeteler ve gazeteci ise ağır bedel ödediler hala da ödüyorlar.
Türkiye şu an itibarı ile dünyada en çok gazetecinin tutuklu olduğu ülke.
Halbuki siyasi iktidar medyanın yüzde 95’ini elinde tutuyor. Bunlara besleme basın diyoruz...
OHAL ilanından beri çoğu kez besleme basın, özellikle en büyük sekiz gazete aynı manşetle çıkmaya başladı.. Piçti oldu demiyoruz.. Çünkü manşetler tek elden çıkmakta..
Hatta sosyal medyada ”besleme basından bir tane gazete al hepsinden haberdar ol”mizahı yapılıyor.
Halbuki evrensel anlamda medya toplumların dili,kulağı ve gözüdür...
İktidarların yasakladıklarını ve yayınlanmasını istemediklerini bulup ortaya çıkartana, soru sorana ve yayınlayanlara yeryüzünde gazeteci denilir.
İktidarı eleştirmeyenleri, meslektaşlarını muhbir edeni de bunun tam zıttı gazeteciliği boğazlayanlara da “besleme yandaş basın” deniliyor.
Vatandaşın gündemi olan işsizlik,gelir dağılımındaki adaletsizlik,yoksulluk,yolsuzluk,hayat pahalılığı,iş cinayetleri, temel hak ve özgürlükler,yargı bağımsızlığı,düşünce ve basın özgürlüğü gibi konular hakkında; besleme basında iktidardan gelen talimatlar yer bulur.
Aşağıda sıralayacağımız toplumsal sorunlarımızı besleme medyada ne okur ne de duyarsınız.
Ekonomik sıkıntılarından başlayalım:
Türk Lirası son on ayda dolar karşısında yüzde 30 değer kaybetmiş..
AKP’e iktidara geldiğinde toplumun en varlıklı kesimi milli gelirin yüzde 39’nu alırken, 2019 yılı itibarı ile aynı kesim milli gelirin yüzde 54’nü alıyor. Ekonomide ki kriz bunalıma dönüşmüş durumda. Hatırlanırsa AKP’e yoksulluğu ve adaletsizliği yeneceğim diyerek gelmişti. Bu rakamların besleme basın açısından bir haber değeri yok.
Gelir dağılımını en adaletsiz paylaşan beş ülkeden biriyiz, hatta üçüncü sıradayız ama bu haberi besleme basında göremezsiniz.
AKP’e iktidara geldiğinde açlık sınırında yaşayan insan sayısı 13 milyon iken, bugün bu sayı 22 milyona çıkmış.. 50 milyon insan da yoksullukla boğuşuyor. Yine besleme basın bu açlığı ve yoksulluğu haber olarak görmüyor.
İşsizlik resmi olarak 4.5 milyon ama pandemi süreci ile geniş tabanlı işsizliğin 12-15 milyona çıktığı.. İlk defa işsizlerin çalışanlardan fazla olduğu bir süreci yaşıyoruz.3-4 Bin lira maaş alan insanların pandemi süreci ile aylıkları bin 139 Liraya düştü. Sayıları iki milyonu geçen bu işçiler açlığa mahkum edilirken,iktidar keyif çatıyor havuz medyasında bunlar haber olarak yer almıyor.
Çalışan nüfusun yüzde 43’ü asgari ücretle geçiniyor. Ayrıca asgari ücret ülke de ortalama ücret durumuna geldi.Daha korkucu Asgari ücret açlık sınırının altında kalmış durumda!.Bunu yandaş medya haber olarak vermiyor.
13 Milyon emeklinin 8 milyonu 2 bin lira ile geçinmek için açlığa karşı direnirken, emeklinin sadece yüzde 2’si maaşıyla geçinebiliyor. Yandaş bir gazete 365 günün 358 gününde hükümet emekliye zam yapacak diye haber yapıyor, gazetesini satmak için. Yeryüzünde kendisinin bile inanmadığını haber yapan başka bir medya var mıdır acaba?
İktidarın küçük ortağı “askıda ekmek kampanyası” başlatıyor bunu besleme basın haber yapmıyor.
Askıda ekmek kampanyası yukarıda verdiğimiz rakamları teyit ederken, aynı zaman da milyonlarca insanın kuru ekmeğe muhtaç olduğunun da bir itirafıdır.
Bu ülkede her gün 5 işçi iş cinayetinden ölürken,7 işçi de sakat kalarak iş göremez durumuna düşüyor.. AKP’nin 18 yıllık iktidarında 2020 yılının ilk on bir ayı dahil,26 bin 691 işçi hayattan koparılırken. İş cinayetlerinde Avrupa’da birinciyiz, dünyada ise Çin’den sonra ikinciyiz ama, bu rakamların bir haber değeri olmaz mı, olmuyor işte besleme basında.
Yargı bağımsız olmayınca saydamlık ta olmuyor hesapta sorulamıyor:
Eşit vatandaşlık hukuku yok sayılıyor.
Yargı kararları da uygulanmıyor.
İktidar kendine muhalif olanlara karşı yargıyı bir sopa olarak kullanıyor.
Muhalif olan siyasetçi, gazeteci, akademisyen ve yazarların tutuklanması peşin cezaya dönüştü..
Akp’e iktidarı cezaevi yapmakta rekora koşuyor..
18 yıllık iktidarında 187 cezaevi ile “durmak yok yola devam” diyor.
Bu hukuk dışı uygulamalar havuz medyası tarafından temel hak ve özgürlükler boyutunda ele alınmadığı gibi, hep terörle ilişkilendiriliyor.
Ülkenin en önemli silahlı ve sivil bürokrasisini oluşturan Generallerin, Hakimlerin, Savcıların ve Valilerin maaşlarını toplum olarak bilmiyoruz, gizleniyor.. Halbuki maaşlar vatandaşın vergileriyle veriliyor.
Muktedir; “seçilmişlerin maaşını bileceksiniz ama silahlı ve sivil bürokrasinin maaşını bilemeyeceksiniz”, “demokrasilerde bu olmaz” diyordu. Ama kendi iktidarında Valilerin maaşı da AKP’döneminde gizlendi. Bunları besleme basın ne haber yapıyor ne de hatırlatıyor.
İşsizlik fonunda toplanan 132 Milyar Liranın,15 Temmuz Şehit ve gaziler için toplanan 400 milyon liranın, Elazığ deprem parası için toplanan 75 Milyon Liranın ve İstanbul’da teröre şehit düşen polisler için toplanan 52 milyon liranın akıbetini kimse bilmiyor!. Bu da yandaş havuz medyasında haber olmuyor.
Varlık fonu diye bir fon kurdular bu fon denetime kapalı olduğu için hiç kimse bir bilgiye sahip değil..
Yargı konusuna dönersek bir ülkede yargı bağımsız değilse o ülke de insanın insanlığında utanacağı, her türlü vahşi insanlık dışı muameleye maruz kalırsınız..
HDP Kocaeli Milletvekili Dr.Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun 30 Ağustos 2020 yılında 30 üniversite kız öğrencisinin Uşak Emniyet müdürlüğünde çıplak aranmasını ortaya çıkarttı.. Ama bilinen inkar refleksiyle tepki gelmeye başladı. Halbuki çıplak arama kanunlara göre suç ama cezaevi yönetmeliğinde varmış ve yıllarca uygulanıyormuş bu insanlık suçu..AKP’liler olayın araştırılmasını değil de olayı ortaya çıkartan Milletvekilini meclisi terörize ediyor diye yaftalarken, malum besleme basında inkar doğrultusunda Gergerlioğlu’nu hedef göstermeye başladı.
Birde Kamu Özel İşbriliğ(KÖİ) uygulamaları var ki,bu iktidarın kendi zenginini yaratma argümanı olarak yürüyor. Yap-İşlet-Devret modeli ile işletilen garanti yolcu,araba,hasta sayısı ile meşhur köprüler,hava limanları,tüneller ve şehir hastaneleri hazineye birer kara delik oluşturmaya devam ediyorlar.
İşin en garip yanı bu yabancı şirketler iktidarla bir hukuki sorun yaşarlarsa davalarına T.C. mahkemeleri değil de, Londra mahkemeleri karar verecek olması.
Bu konular sorulduğunda iktidar çevreleri ticari sır diye cevap vermezken.. Besleme basında her zaman olduğu gibi görmüyor.
191 bir defa Kamu İhale Kanunu (KİK) değiştirilmiş ve iktidar istediği ihaleyi istediği müteahhide veriyor.
Beşli müteahhit çetesi kamudan aldığı her ihale bedeli kadar da vergi muafiyetinden yararlanıyormuş.. Misal 300 milyon liralık bir ihale aldıysa 300 milyon liralık vergi indiriminden faydalanıyor. Hem para kazan hem de vergi ödeme olacak iş mi? Bunları havuz medyası haber olarak görmüyor.
Bir ülkede bakan istifa ediyor RTÜK’ün kontrolünde olan 1780 TV kanalından, sadece 5 muhalif Televizyon haber yapıyor.Besleme basın ise 27 saat sonrası haber olarak verebiliyor. Talimata göre..
Kadrolaşma da liyakatin değil sadakatin rezalet örneği.
Bir ülke düşünün ülkesine olimpiyat şampiyonluğu kazandırmış bir adam önce milletvekili seçtiriliyor, lise diplomasının sahte olduğuna dair mahkeme kararı var, bu olay ülkenin gündemine oturmuş...Kendisi de mahkemede orta okul mezunu olduğunu söylüyor ama ülkeyi yöneten muktedir bu kişiyi kendine danışman yapmış, yetmedi bir de Vakıfbank genel yönetim kurulu üyeliğine atamış. Bu kişinin ayrıca bir ünvanı daha var Gençlik ve Spor Bakanının yardımcısı.. Sahte diplomayla dolaşan, el üstünde tutulan ve kollanan kişinin adı Hamza Yerlikaya.Bu sahtekar istifa edip toplumdan özür dileyeceğine, sahte diplomasını ortaya çıkartan siyasilere utanmadan tehditler savuruyor hakaretler ediyor. Gerçi bu ülkenin tepe noktasında olan insanın da diploması olmadığı çok tartışıldı. Bu rezilliği toplum muhalif bir gazeteden öğrenirken, bu haber besleme basında hiç mi hiç yer almadı.
Toplumdan gizlenen ve besleme basın tarafından haber yapılmayan olaylara ve konulara burada noktayı koyalım, daha çok konuşuruz.
Görüldüğü gibi “gazetecilik devlet dersinden geçenlerin yaptığı bir iş ” olamıyor, olamaz.
Yorum Yap