- 8.08.2020 00:00
Bu sözü yıllar önce İran molla rejimine karşı mücadele vermiş can güvenliği nedeniyle sonunda ülkesini terk etmek zorunda kalan ve İngiltere’ye yerleşen İranlı aydının ,İngiliz gazeteciye verdiği mülakatta okumuştum.
İran’ın da içinde olduğu bütün İslam ülkeleri dünyanın en zengin petrol rezervlerine sahip olmasına rağmen neden yoksulluğu yaşıyor? SORUSUNA VERDİĞİ CEVAPTA SÖYLEMİŞTİ: ”İslam ülkelerinde Ahireti konuşmadan dünya işlerine konuşmaya zaman kalmıyor.”
Son yıllarda Türkiye’de dünya işlerini boş verip din üzerinden ahireti konuşmuyor mu?
Siyasi iktidar yoksulluğu,yolsuzluğu,işsizliği,hayat pahalılığını,gelir dağılımındaki adaletsizliği ve özgürlükleri tartışmak ve sorunları çözmek yerine;gündemi din ve ülkenin bekası üzerinden belirlemiyor mu?
Temmuz ayında dini konuları konuşmak zirve yapmış durumda.
En çok neyi konuşmuşuz diye bir baktım;şöyle sıralayabilirim.
1-Son günlerin revaçta olanı Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi,
2-DİB’nın Ayasofya camisinde kılınan ilk Cuma namazında elinde kılıçla konuşması,
3-Ülkenin kurucusu Atatürk’e hakaret etmesi ve beddua okuması ile başlayıp;dincilerin dergisinin ‘Hilafet Şimdi Değilse Ne Zaman’ diyerek bu sözü kapak yaparak çıkartmaları..
4-Siyasal İslamcı yazar Abdurrahman Dilipak’ın ‘İstanbul Sözleşmesi’ fahişeliği teşvik ediyor açıklaması ise ‘edep yahu’ dedirtecek kadar insanı çileden çıkartması..
5-Kadın cinayetleri ve kadınlara uygulanan şiddetin cemaat ve tarikatlar tarafından dinin emri gibi peş peşe açıklamalar yapması ve videolar yayınlaması karşısında; Cumhuriyet savcılarının harekete geçmemesi ve iktidarın sessiz kalması.
6-Bir başka suni gündem oluşturulan İzmir’de Çav Bella marşı çalındı ama faili ortaya çıkartılmadı bunu da az konuşmadık.
Erdoğan DİB’lığını o kadar siyasallaştırdı ki protokol sırasını 52.sıradan 10’cu sıraya çekti.
Sorarım size,bütün açılışlarda DİB’nın dua okuyarak açılması Laik bir devlet açısından kabul edilebilir bir durum mu?
Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçildikten sona topluma din ve ırk üzerinden yeni bir format atmanın her türlü yollarının denediğini görüyoruz.
‘Dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz’ diyerek başladılar ve artık toplumsal ortamı iyice dejenere ettiler..
‘Toplumun değerleri ile örtüşmüyor’ palavraları ile temel hak ve özgürlüklerin yok sayılmaya başlandığı,’manevi değerler milli geleneğimiz’ avazeleriyle hukukun devre dışı kalması,yargının talimatla karar vermesi noktasına geldik.
Ama kendilerinin ayağına diken batsa anayasal haklarından bahsedip,yargıyı işaret etmeleri de nasıl bir çifte siyaset değil mi?
Toplumsal sorunlara neredeyse hep din,ırk,mezhep ve ülke bekası üzerinden yaklaşımlar sorunlarımızı daha da derinleştiriyor.
İktidar başarırsa kendine ait oluyor ve dünya bizi kıskanıyor;başaramazsa dış güçler ve içteki uzantıları yol vermiyor bize operasyon çekiyorlar diye yeri göğü inletiyor. ’Allah’ın izniyle diz çöktüremeyecekler teslim alamayacaklar’ hamaset yeni gıdaları oldu.
Diyanetin başını çektiği dini vakıflar, tarikatlar eğitime ve siyasete yön verir oldular. DİB’nı imam hatip öğrenci sayısı bir buçuk milyon ama bunu üç milyona çıkartalım demesi kendi görüşü olmasa gerek.
Türkiye’de 2019 yılı itibarı ile toplam cami sayısı 89 bin.Çamlıca Camisi 63 bin kişilik bu cami Akp’e döneminde yapıldı.Çamlıca camisinde sabah namazında bir saf doldurulamadıkları için etraf mahallerden servisle cemaat topladıklarını, Sadet partisi Genel başkanı Temel Karamollaoğlu anlatıyor.
Peki okul sayımız ne kadar ilk ve orta öğretim okul sayımızın toplam 54 bin 415.
İşte dünya işlerini değil de Ahireti konuşmanın İslam ülkelerinde ortaya çıkarttığı tabloya bir gözatalım:
-57 İslam ülkesinde yaşayan 1 milyar 800 milyon insan 85 milyon Nüfusu olan Almanya kadar üretiyor.
-İslam ülkelerinde yaşayan toplumun yüzde 54’ü okur-yazar değil ama yönetenlerin çocukları Avrupa’nın ve ABD’nin en iyi üniversitelerinde okuyorlar.
-Bizim de içinde olduğumuz bu ülkelerin insanları dijital teknolojiyi kullanıyor ama çağın teknolojisi olan Bilgisayar parçası ÇİP’i üretemiyor.
-AR-GE’yi Silikon vadisini,yapay zekayı İslam ülkelerinin çoğu neredeyse tanımıyor bile.
-İslam ülkelerinin hiç birinin tanınmış bir Markası yok.
-57 İslam ülkesinin hiç birinde Batı standartlarında bir demokrasiye sahip değil ve muhalefet rejim karşıtı görülüyor, buna biz de katıldık.
-Bu ülkelerde ne basın özgürlüğü ne de düşünce özgürlüğü var.
-Küresel çağın eğitiminin olmazsa olmazı olan veri mühendisliğini ve Yazılım programını İslam ülkeleri eğitim müfredatına almış değil,buna Türkiye’ de dahil.
Akp 18 yıllık iktidarında 15 defa eğitim müfredatını değiştirdi.
DİB’nı eğitimli insanlar dinden uzaklaşıyor diye beyan ettiği bir ortamda, başka bir söz söylemeye gerek var mı?
İslam ülkelerinin yöneticileri ailece saltanat içinde yaşarken yönettikleri milyonlarca insan açlık ve yoksullukla boğuşmakta.
Siyasal İslam’ı savunanlar çözümün şeriat ’ta, huzurun İslam da olduğunu söylerler ama nerede yaşamak istersin diye sorulduğun da Avrupa’da derle, böyle bir riyakardırlar.
Tarikatların ve cemaatlerin eğitime ve siyasete yön verdiği bir ülkede küreselleşen dünyayla nasıl yarışacak,çağın teknolojisini nasıl üreteceksiniz?
Küresel çağla rekabet edecek bir devlet adamı Allah aşkına şu sözü söyler mi “Onların Doları Varsa Bizim de Allah’ımız var.”
Yazıya başlamadan muhalif medya da yer alan bir haber okudum;2019 yılı cezaevlerinin toplam bütçesinin 6 milyar 993 milyon 138 Bin TL olduğu ve 6 bakanlığına bütçesini aştığını yazıyordu.
Yine çarpıcı bir haber daha vardı:“Tarım ülkesi Türkiye dünyada buğday ithal eden birinci ülke olduğunu ” okudum.
DİB’lığının bütçesinin 8 bakanlığın bütçesine eşit olduğunu yazmanın din düşmanı olarak hedef gösterildiği,savunma harcamalarını haber yapmanın ve sormanın vatan hainliğiyle suçlandığı, basın özgürlüğünün olmadığı bir ortamda yaşıyoruz.
Bu haberler besleme basında yer almıyor onlar din üzerinden gündem belirlemeye ve yasakların yasal olması üzerine algı operasyonu peşindeler.
Sürüsüne bereket besleme basının esnaf takımı her gün bir suni gündem belirlemek için, Saray’ın beğeneceği haberleri kovalıyorlar.
Besleme basının toplam tirajları yerlerde sürünüyor hiç bir inandırıcılıkları yok; kendileri de bunun farkındalar.
Boşuna mı muktedir Allah’ın belası sosyal medya diyerek, sosyal medyaya yasak getirmek için peş peşe yasaklar getirmesi için meclisten kanunlar çıkartıyor.
Döviz ve altın tüm zamanların rekorunu kırarken, toplumun gerçek gündemi olan Adalet ve Ekonomiyi konuşmazsanız.
Geriye İranlı Aydın dediği kalır:
‘Ahireti konuşmaktan dünya işlerini konuşmaya zaman kalmaz.’
Yorum Yap